Atasözleri, mecazlı anlatımlar ve benzetmeler şeklindeki insanlık mirasında en çok sözü edilen hayvanlardan biri köpektir. Aslına bakılırsa insanı köpeğe bağlayan şey bir tür sevgi ve nefret ilişkisidir.
Nefret ve aşağılama, birçok halkın lisanında yer alan ‘it oğlu it’ hakaretinde kendini gösterir. Servetlerini köpeklere bırakan ve onlar için ‘Köpek, insanın en iyi dostudur’ diyen İngilizler bile birbirlerine söverken ‘it oğlu’, kötü kadını adlandırırken de ‘kancık (dişi köpek)’ ifadesini kullanmaktan geri durmazlar.
Arap edebiyatı, köpeğe atıfta bulunan atasözleri ve deyimlerle doludur. Bunlardan biri hem fasih dilde hem de halk ağzında yaygın olan şu ifadedir: “Köpeğini aç bırakırsan peşinden ayrılmaz.” “Peşinden gelmesi için köpeğini aç bırak” şeklinde söylendiği de olur. Bu, köpek topluluğunun değersizliği ve aşağılığına atıfla hakaret için kullanılan kadim bir sözdür.
Lübnan halkının da “Köpek, sadece katilini sever” dediğini duyarsınız. Her iki atasözü de işiteni, yoğun bir aşağılama ve korkutma tavrı konusunda teşvik eder. Bundan dolayı daha çok diktatörlüğün, baskı siyasetinin ve terörün savunulduğu durumlarda kullanılır. Bu, demokrasi kültüründe neden böyle bir sözün olmamasını açıklar belki.
“Köpeğini aç bırakırsan peşinden ayrılmaz” sözü, bizim kültürümüzde, reayasına şiddetle ve zulümle muamele etmeyi alışkanlık edinen bir Himyer kralına aittir. Kavminin kahinleri, bu davranışının doğuracağı sonuç konusunda uyararak halk seni öldürecek ikazında bulundular. Ama o öğüte kulak asmadı ve zulmünde ısrar etti. Bir gün eşi, kendi bölgelerindeki dilencilerin çokluğu dikkatini çektikten sonra şöyle dedi: Biz refah içerisinde yaşarken onların sarf ettikleri çabalardan ötürü onlara acıyorum. Senin için korkum odur ki bizim reayamızken bir yırtıcıya dönüşmesinler. Eşinin bu sözüne şöyle karşılık verdi: “Köpeği aç bırak ki peşinden ayrılmasın.” Bu söz zaman içinde atasözü haline geldi.
Ordusunu, çok fazla ganimet elde ettikleri bir savaşa yolladı. Ancak halkına bu ganimetten hiçbir şey pay etmedi. Onun yanından çıktıklarında kardeşi ile iletişime geçerek şikâyetlerini sundular ve ona, Krala karşı kendilerine liderlik etmesini teklif ettiler. O da onlardan duyduğunu yaptı. Onu öldürerek kendileri ile birlikte komplo kuran erkek kardeşini onun yerine lider atadılar. Bir varmış bir yokmuş. Amir Bin Huzeyfe geçerken onu öldürülüp yere atılmış halde görünce onun sözünü hatırladı ve hatırlatmak üzere cesedine doğru alaycı bir şekilde mırıldandı: “Aynen, köpeğini aç bırak ki peşinden ayrılmasın.” Ardından da şu sözü ekledi: “Köpek belki de doymadığı için sahibini yemiştir.” Bu söz de atasözü oldu. Gelgelelim, “Köpeğini aç bırakırsan peşinden ayrılmaz” sözü aramızda yayılırken ikinci sözü unuttuk.
Halk kültürümüzde, bu despot eğilimle çelişen örnekler de var. Buna Suudi Arabistan’daki şu sözü örnek verebiliriz: “Avlamak için zorla sürükledikleri köpek, onlar için avlanmadı.”
Şam halkı ise şöyle der: “Değersizi (köpeği) sindirmezsen ona cesaretlenmeyi öğretmiş olursun!" Bunu son zamanlarda Beşşar Esed’den bahsederken söylüyorlar.
TT
Köpek ve İnsan
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة