Türki Dahil
Gazeteci yazar
TT

Çöle fil getirme tutkusu

Bu yıl düzenlenmeye başlanan Riyad Festivali bütün dünyanın dikkat odağıydı.
Riyad, bu enine ve boyuna genişlemesi, nüfus artışı durmayan şehir, kuruluşundan itibaren insaflı birinin daha ilk ziyaretinde hatta gecesinin meltemi ilk kez yüzünü okşadığında yalan olduğunu anlayacağı haksız ve katı yargılardan dolayı uzun bir süre acı çekti.
Suudi Arabistan’ın turistik vize kapısını açmak ve Umre vizesi gibi aldığı kararlar ile kendisini keşfetmek isteyenler için Suudi Arabistan artık bir bilet uzaklıkta. Bu gibi kararlar sayesinde, ilginçtir ki hak ettiği şekilde gözlemlenmeyen, yorumlanmayan ve araştırılmayan Riyad festivali, hak ettiği ilgiyi görmeye başladı.
Bu festival, ilham verici Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın himayesi ile düzenleniyor. Her zaman yüzünde bir gülümseme ile karşımıza çıkan ve her seferinde bütün dikkatleri üstüne çekmeyi başaran Eğlence İdaresi Yönetim Kurulu Başkanı Turki Al-i Şeyh’in çabalarını da elbette görmezden gelemeyiz. Turki Al-i Şeyh, insanlara Riyad festivaline katılma çağrısı yaparken sağ eli ile onları şaşırmaya davet ederken sol eli ile de şehirde herhangi bir etkinlik düzenlemeye çalışan herkesi engelleyebilecek sorunlara çözümler sunuyor. Bu sorunların başında da nüfusu yaklaşık 9 milyon olan bir şehirde metro çalışmaları nedeniyle yollarının çoğunun kapalı olması sorunu yer alıyor.
Riyad festivali kapsamında pek çok etkinlik gerçekleştiriliyor. Bütün bunlar herkes gibi  Turki Al-i Şeyh’e de hayal gibi görünüyor ki bir videoda kendi kendine–elbette heyecan uyandırmak adına- şöyle derken görülüyor: “Düşünsenize, ya bütün bunlar aslında bir hayal ise!”.
Bazıları Turki Al-i Şeyh ile aynı fikirde olmayabilir ancak adil olan hiç kimse, bu adamın her işini büyük bir tutku ile yaptığını inkar edemez.
Evet, başarının en büyük sırrı olan tutku. Ünlü Alman filozof Hegel tutku için şöyle der: “Dünyada hiçbir yüce şey, tutku olmaksızın meydana gelmemiştir.”
Hayal ise imkansızı olanı mümkün olmaya ikna etmektir. Dolayısıyla organizatörlerinin Tuvayk Dağı gibi göğe uzayıp giden azim ve kararlılık ile Riyad Festivali'nde imkansıza yer yok.
Suudi Arabistan Milli Takımı’nın ve el-Hilal takımının eski yıldızı Yasir el-Kahtani’nin de Riyad festivali ile ilgili bir reklamda oynaması beni çok memnun etti. Reklamlardan bahsetmişkenTurki Al-i Şeyh’in de festival için çekilen reklamlardan birinde oynadığını belirtelim. Kendisinin bir reklamda oynayan ilk bakan olma ihtimali bence oldukça mümkün. Ne demiştik, tutku harikalar yaratır.
70 gün boyunca kesintisiz eğlence, kuşkusuz sayı ve donanım olarak büyük ekipler, sıradan memurların gücünü aşan yorucu bir hazırlık gerektirir. Bunun zorlu görevin altından ancak vatanlarına duydukları sevgilerinden aldıkları güç ile Suudi Arabistan’ın çocukları kalkabilir. Bu güç ile Riyad’ın güzel, mutluluk verici, sevindiren, her yaşa ve zevke hitap eden eğlencelerle dolu bir şehir olduğuna bütün dünyayı ikna etmeye çalışıyorlar.
Riyad Festivali kapsamında başka hiçbir yerde bulamayacağımız pek çok etkinlik var. Futbolcu Yasir el-Kahtani’nin çektiği reklamda da el-Kahtani festival kapsamında düzenlenen etkinlikleri saydıktan sonra yaşadığı sınırsız şaşkınlığı: “Çöle fili getirdik” şeklinde ifade ediyor.
Doğrusunu isterseniz, Riyad’da doğan ve ömrünün büyük bir bölümünü burada geçiren biri olarak ben bile, faaliyetler ile ilgili reklamları şaşkınlıktan ağzı açık, gözleri faltaşı gibi ve bir hayal dünyasında dolaşıyormuş gibi izledim. Bu gördüklerimin Turki Al-i Şeyh’in somut bir gerçeğe dönüştürdüğü gerçekler olduğuna inanamadım.
Riyad’da yaşadığım o günlere geri dönmek ve ailem ile birlikte bu etkinliklerden hangisine katılacağımızı tatlı tatlı tartışmayı diledim.
Doğrusu en çok Batılıları uzun süre meşgul eden drift ve Off-road yarışlarına katılmak istediğimi söylemeliyim. Bunu mutlaka yapmaya çalışacağım. Suudi Arabistan’da da bu yarışların yasal olması ve bu yarışlar için güvenlik önlemlerinin alınmış olduğu özel yerler tahsis edilmesine yönelik pek çok çağrı, Riyad festivali ile karşılık buldu.
Riyad Festivali ile bugün drift ve Off-road, binlerce gencimizi kurban verdiğimiz kazaların nedeni olmaktan çıkarak bir organizasyona dönüştü. Bu organizasyon için özel olarak tahsis edilen ve güvenlik kurallarının uygulandığı alanlarda seyirciler artık zevkle bu çılgınca sanatı izleyebiliyorlar.
Suudi Arabistan kendisi hakkında uydurulmuş klişeleşmiş olumsuz imajdan çok çekti. Bu olumsuz imajı ancak yabancıların ülkemizi ziyaret etmeleri, coğrafi ve kültürel çeşitliliğimizi ve mozaiğimizi görmeleri, Suudi Arabistanlılar ile doğrudan iletişim kurmaları ile yıkabiliriz. Bu şekilde bizleri şeytan gibi gösterme girişimlerinin bir iddia, yalan ve haksızlıktan ibaret olduğunu gösterebiliriz. Biz melek değiliz ama şeytan da değiliz. Turistik vize ile Suudi Arabistan’a gelenler, Suudilerin cömertliğini, samimiyetini, asaletini ve teknolojiye duydukları aşkı göreceklerdir.
Riyad Festivali kapsamında harcanan büyük çabalar, Eğlence İdaresi Yönetim Kurulu, Turizm ve Kültür bakanlıklarının faaliyetleri çok önemli. Ama bunların yanısıra vatandaşlara bu ülkenin her bir karışının kendilerine, çocuklarına ve torunlarına ait olduğu ve gerçek bir müze olduğu bilinci de aşılanmalıdır.
Suudi Arabistan’da turizm açısından cazip olmayan bir şehir ya da köy olmadığını kesin bir şekilde söyleyebilirim. 1400 km genişliğinde olan, 5 bölgeyi kapsayan ve kuzey sınırından başlayarak el-Kasım, Hail, Medine-i Münevvere ve Mekke-i Mükkerreme’den geçen Zubeyde su yolu da bu turistik yerlerin başında geliyor.
Bu uzun su yolu, kendisini inşa eden kadının adı ile bilinirken mirasımızın kadınlara baskı yapmak ve zulmetmekle suçlanması doğrusu çok ilginç.
Bu su yolu, tarihçilerin kendisi hakkında anlaşmazlığa düştükleri Zubeyde su ağından farklıdır. Hicri 8. yüzyılda el-Yafei bu su ağını şöyle tarif eder: “Ona ait yapılar hala ayaktadır. Bunlar büyük ve ilginç bir mimariye sahiptir. Mekke’den Mina’ya gidenler sağlarında kalan bu yapıları gezebilirler. Dağlarda ve sağlam bir şekilde inşa edilmişlerdir. Güzelliklerini anlatmakta sözler aciz kalır. Su, yerin derinliklerine doğru uzanan ve birçok basamaktan oluşan bir merdiven ile inilen bir yere dökülür. Bu yer neredeyse bir kuyu kadar derindir. O kadar karanlıktır ki bazı insanlar gündüz bile tek başlarına oraya inmekten korkarlar”.
Zubeyde su yolunun yanısıra yok olan ya da yok olmak üzere olan Şam,Tebuk ve Mısır hac yolları da vardır. El-Ula ise Belçika’nın yüzölçümünden bile büyük bir alana yayılan yüzölçümü ile  dünyadaki en büyük açık hava müzesidir.
Riyad Festivali, el-Faw köyünü, tarihteki ticari ağırlığını ve tarihi olarak büyük öneme sahip konumunu hatırlamak için iyi bir gerekçedir.
Riyad Festivali sadece Suudi Arabistanlılara yönelik olabilirdi. Ancak Arap yarımadasının en büyük şehri olan Riyad yıllardır Körfez ülkelerindeki kardeşlerimize kapılarını açtığı gibi şimdi de açıyor. Daha önce hacılara ve umre ziyaretçilerine kutsal mekanların dışına çıkma izni vermeyen Umre vizesi bugün onlara bütün Suudi Arabistan’ı gezme olanağı tanıyor.
Başta tutkulu Eğlence İdaresi Yönetim Kurulu Başkanı Turki Al-i Şeyh olmak üzere bizlere sevinç ve mutlulukları yaşatan Riyad Festivali organizasyon heyetine, şüphesiz uyku saatlerinin yarıdan daha aza düşmesine neden olan bu üstün gayretleri için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Riyad Festivali'nin mükemmelliğinin nedeni sadece ilk defa düzenleniyor olmasına rağmen bu kadar başarılı olması değil. Aynı zamanda on yıllardır eğlence faaliyetlerinde uzman şehir ve ülkelerin sunduğu etkinliklerle ciddi bir şekilde rekabet edebilmesidir.