Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Libya ve Afrika çözümü olasılığı

Paris 1 ve 2’den Roma, Berlin ve yerinde saymaya devam eden, başarısız girişimler listesine ekleneceğine dair ufukta işaretlerin görüldüğü Cenevre’ye kadar Avrupa çözüm yollarının çoğunun başarısız olmasından sonra Libya’da çözüm, Afrikalı olabilir mi? Bu saydığımız çözüm yollarının hepsinde, milis güçleri silahlarını Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) teslim etmemekte inat edip, bu gayrı meşru oluşumların dağıtılmasını kabul etmemişti. Milis güçlerin temsilcileri, LUO’dan siyasal İslam milislerinin kontrolünden kurtardığı şehir ve bölgelerden karşılıksız çekilmesini talep etmişti.
Yeni Afrika arabuluculuğu yeni değil. Aksine 2011 yılının şubat ayında patlak veren devrim ile başlamıştı. O dönemde Afrika Birliği, Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, Mali Devlet Başkanı Amadou Toumani Touré, Moritanya Devlet Başkanı Muhammed Veled Abdülaziz, Kongo Devlet Başkanı Denis Sassou Nguesso’yu kapsayan üst düzey bir heyeti Libya’ya göndermişti. Afrika Birliği, Libya’daki krizi çözmek için ateşkes ve geçiş döneminin önünü açacak diyaloğu içeren bir yol haritası sunmuştu.
Sıkıntılar, sorunlar, savaşlar hatta açlık ile mücadele eden Afrika, Libya ve sorunları ile ilgileniyor ve ona vakit ayırıyor. Çünkü Libya, Afrika Birliği’nin kurucu ülkesi. Birlik, konuşmaların yapıldığı bir kulüp, etkisiz bir organizasyon iken Avrupa Birliği’ne benzemeye çalışan etkin bir birliğe dönüştü. Afrika Birliği, dikkatle seçilmiş olan 09.09.1999 tarihinde Libya’nın Sirte şehrinde doğdu.
Bugün kara kıta ve Afrika Birliği yeni bir girişimde bulunmaya hazırlanıyor ve Libya krizine açık bir vizyon ile çözüm bulmak istiyor. Bu vizyon, “Kriz, dış müdahaleler durduğunda ve bir Libya-Libya diyaloğu olduğunda çözülecektir” temeline dayanıyor. Addis Ababa’da “Afrika’nın Kalkınması İçin Uygun Koşulları Hazırlamak Amacıyla Silahların Susturulması” temasıyla düzenlenen 33. Afrika Birliği Zirvesi, Libya’da silahları susturacak bir çözüm vizyonu ortaya çıkarabilecek mi?
Yıllar önce Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Faki Muhammed şunu söylemişti: “Libya krizini çözme çabalarımıza hiçbir şey müdahelecilerin ajandalarının çelişmesi kadar zarar vermiyor.” Yıllar önce Libya krizine dair yapılan bu açık okuma, Afrika Birliği’nin koridorlarında açık ve net bir biçimde dillendiriliyor. Libya herkesin pay almaya çalıştığı bir Afrika pastasına dönüştü. Avrupa Birliği de bu pastayı paylaşmak isteyenler arasında. Hatta üyelerinin Libya pastasındaki payları için birbirleri ile rekabet etmeleri, bazılarının tamamını ele geçirmeye çalışmaları Libya’da çözümün gecikmesinin sebebidir. Geçmişte Müslüman Kardeşler örgütünü yaratıp finanse eden, bugün de kendisini içeren ve barındıran İngiltere, Trablus’taki bu örgüte verdiği siyasi desteğini gizlemiyor. Libya Ordusu’na karşı düşmanlığını açıkça gösteriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin vetosu ile karşılaşan son karar tasarısı da bunun son örneği değil.
Libya pastasıyla ilgili anlaşmazlık, çeşitli ve çatışan gündemlerin nedenidir. Afrika Birliği Komisyonu da bunu onaylıyor. Komisyon, Kongo’nun başkenti Brazavil’de düzenlediği 8. Libya Üst Düzey Komitesi Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde yer verildiği gibi Libya krizinin çözümünde dizginleri yeniden ele almaya çalışıyor. Bu sonuç bildirgesinde, Libya-Libya diyaloğunu destekleme taahhüdünün altı çizildi ve Afrika Birliği üyelerinden, “Ateşkesi izleme mekanizmasına katılmak için koşulların uygun olması durumunda askeri gözlemciler konuşlandırmaları ve Libyalı taraflar ile temaslarını sürdürmeleri”ni talep edildi.
Berlin Konferansı kararlarına saygı duyulmaması, terör eylemleri, yabancı ve paralı savaşçıların kullanımı kınandı. Dış taraflara, “Libya’nın iç işlerine yönelik müdahalelerini, silah ve paralı asker yardımlarını derhal durdurmaları” çağrısı yinelendi. Bu çağrıda Türkiye’nin provakatör müdahelesine açık bir işaret vardı.
Afrika çözümünün kabulü bugün ortak bir zemine sahip bulunuyor. Üyeleri Libya petrolündeki payları için birbirleri ile çekişen Avrupa Birliği’nin aksine Libyalı çevreler arasında büyük bir kabul görüyor. Dolayısıyla, şüpheli Avrupalı girişimlerinin aksine silahları susturma gücü sınırlı olsa da herhangi bir ciddi Afrika girişiminin başarı şansı daha büyük.