Abdulaziz Tantik
TT

İnsan ve kurgusallık…

İnsan, kurgu yapabilecek olan yaratılmış varlık türünden yegâne olandır. Kurgu, bir düşünme biçimi üzerinden elde edilebilecek bir planlama tekniğidir. İnsan, bir şeye yöneldiğinde, onunla kurduğu ilişkinin sınırlarını ve bağını ortaya koyduğu bütünsel yaklaşım biçimine kurgu deriz. Kurgusuz bir hayat mümkün mü? Elbette ki mümkündür. Ancak, o da planlanmamış bir kurgunun yapısı içinde anlamlı olur. Fakat bu insan açısından olumsuz bir göndermeyi içermektedir.
Kurgunun birden fazla anlam katmanı olduğu tartışılmazdır. Her kurguyu yeniden kurgulamanın mümkünlüğünü de unutmamak lazım. Çünkü kurgu; kendi içinde yeni kurgular oluştururken kendisini aşan bir kurguya da açık bir yapı arz eder. Bu yüzden kurguyu sürekli gelişim dinamiği içinde betimlemek olası hale geliyor.
Yaratılış bu anlamı ile bir kurguyu içermektedir. ‘Boşuna yaratılmamışlık’ vurgusu bir planın varlığını açığa çıkartır. Her şeyin yerli yerinde ve denge üzere yaratılması; varlığın istikametinin ve kıvamının/dengesinin varlığı, kurgunun sağlamlılığına bir göndermedir. Yani yaratılmış her zerre, ne yapacağını, ilişkisinin mahiyetini, niteliğini, sorumluluğunu ve ödevini yerine getirmekten imtina etmiyor. Gökyüzüne bakıldığında bir hatanın görülememesinin temsil ettiği gerçekliği de bu düzeyde anlamlandırmanın daha doğru olduğunu düşünebiliriz…
Kurgu, bir düzenin varlığını izhar eder. Düzen ise karmaşa ve kargaşanın varlığını izole eder. Çünkü varlıkta karmaşa ve kargaşa yaşamı olumsuz etkiler. İmtihan dışında ve insan iradesinin devrede olduğu zeminlerin dışında kalan varlıkta bir düzen ve ahenk bulunmaktadır. Bu durum insanın üzerindeki sorumluluğun karmaşa ve kargaşa yerine bir düzen kurma olduğunu gösterir. Düzenin, neyin nerede, nasıl ve ne şekilde anlam kazanacağını, değerin ve iyinin varlığının neye tekabül edeceğini de işaret eden bir özellik kazandırdığını gözlemleyebiliriz. Düzensizlik, sürekli bir devinimin başıboşluğunu işaret eder. Aslında pek makbul görülmeyen bu düzensizlik insana yeni bir kurgu oluşturma imkânı ve imtiyazı bahşetmesi de dikkate şayandır. Yani her halükarda düzen ve dolayısıyla kurguya zemin oluşuyor. 
İnsan, bir hedef oluşturduğu zaman o hedefe ulaşma açısından bir plan yapma arayışını başlatır. Kurgu, hedeften bağımsız ele alınamaz. Hedef, insanın vasıl olma arzusunun somut tezahürü olarak öne çıkar. Bu yüzden hedefe ulaşma için planlama yapma, önüne çıkacak engelleri aşmanın ilkelerini ve şartlarını önceden öngörerek hareket etme, ancak kurgu sayesinde mümkün hale gelir. Her kurgu bir hedefi içermektedir. Bu hedef için yeterli zaman ve zemini kurmayı içinde taşır. Sorunları ve soruları önceden çözmenin yöntemini de kurgu sayesinde insan belirginleştirir ki bir şeyle karşı karşıya kalındığında gecikmeden verilecek tepkinin oluşması sağlanmış olur.
Kurgu total bir yapı arz eder. Kendi bütünlüğü içinde kurgu eksiksiz çalışır. Zaten aksaklık ve eksiklik ortaya çıktığında kurgunun zaafı ortaya çıkar. Bu zaafı giderecek bir müdahale şart olur. Kurgunun totalliği, bütünlüğünü koruması, düzeni sağlaması, hedefine ulaşacak iradeyi oluşturması açısından elzeme tekabül eder. Ama her kurgu total olmaklığı bağlamında bir başka total kurgunun parçası olma özelliğini taşır. Çünkü tam total kurgu yaratılıştır. Yaratılışın katmanları da kendi içinde total kurgulara tekabül ederler. İnsan ise bu parça olan total kurguları bir şekilde taklit ederek kurgu yapma yeteneği elde eder. Bu yüzden insan yapımı her kurgu bir üst kurgunun alt kurgusu, kendi alt kurgusunun da bir üst kurgusu olma becerisine sahip olma zorunluluğunu taşır.
Her kurguyu uygulanabilir kılan en önemli özelliği yapısal şartları olmakla birlikte taşıdığı ve ilzam ettiği anlam inşa etme istidadıdır. Kurgu anlam ile birlikte dirilik kazanır. Kurgu, eğer bir anlam üretme kapasitesini harekete geçirmezse süreç içinde zaafları açığa çıkarak yeni bir kurguya açık bir yapı olma hüviyeti kazanır. Bu yüzden anlam, kurgunun yaşamsal özneliğidir. Anlam, kurgunun hedefe ulaşmasında kendi total bütünlüğünü sağlamada meşru bir zemin oluşturur.
Kurgunun negatif bir boyutu yok mudur? Elbette vardır. Her kurgu sınırlar çizdiği için -eğer esnek bir yapı arz etmezse- süreç içinde aşınmalarla karşı karşıya kalmayı zorunlu kılar. Yenilenme arayışları bu aşınmaya matuf özelliğini tamire yönelik öne çıkar… Ayrıca negatif kurgu, yanlış anlam arayışlarına kapı araladığında, yanlış hedefler ortaya koyduğunda, yanlış totallikler kurarak içindekilere zulüm kapısını araladığında negatif bir boyut kazanır. Bu kurgunun kötüye kullanımı ile ilişkili bir durumun tezahürü olarak kayıt altına alınmalıdır.
Bu noktada her olgunun, kavramın ve kelimenin çift yönlü bir işleyişe sahip olduğunu belirtmekte yarar var. Bu çift yönlü işleyişi açığa çıkaran şey ise insanın olgu, kavram ve kelime ile kurduğu ilişkinin niteliğine dayanır. Yani kurguyu pozitif veya negatif yapan şey; insanın bu kurgu ile ne yapmak istediğiyle orantılı olarak açığa çıkar. İnsan, kurgu ile yaşamı daha yaşanılır kılabileceği gibi yaşanılmaz da kılabilir. Bu yüzden sorumluluk burada insana tekabül eder. İnsanın zaafı, isteği, iradesi, hedefi, gücü, imtiyazı, istidadı, beklentisi, arzusu, anlamı, değeri, iyiliğe yaklaşımı, doğruya bakışı kurgunun belirleyici zeminini kurar…
Yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak kurgu; hayatımızı düzenli ve anlamlı bir şekilde yaşamamız için gerek şart olan temel bir yapıdır. Kurgusu olmayan her şey karışık ve kaos içermektedir. Kaos bile kurgu ile yaratıcı sıfatını kazanmaktadır. Yazı, resim, sporun her dalı, sinema, edebiyat kendi varlığının gizemini ve estetik yapısını kurgu üzerinden deşifre eder. Böylece biz yapıta yönelik değerlendirmemizi kurgusu üzerinden yaparız.
İnsanın kendini keşfetmesi, keşfedilmesinin zeminini kurması, varlığın keşfedilmesi ve keşfetmenin derin hazzını yaşarken bu hazzı diğerleri ile paylaşma arzusu kurgusunun gücü ile orantılıdır. Herhangi bir sinema şaheseri, mitleşmiş edebi metin, hafızalardan silinmeyen bir sportif başarı güçlü kurgulara borçludur. Her müsabakada ilkelerin olması, teknik adamların bulunması beraberinde kurguyu taşır. Yayın yönetmeni, sanat yönetmeni vesaire de bir kurgunun varlığını gösterir. Kurgu, hayatımızın nirengi noktasıdır. Hatta acıların varlığı ve çoğalması da bir kurguya dayalı olarak gerçekleşir. Komplo teorileri bize negatif kurgu örneği olarak meseleye vakıf olmamızı sağlamak için iyi bir örnektir.
Siyasi ve sosyal hayatımızı belirgin kılan düzen eğer güçlü bir kurguya dayalı ise başarılı bir yapıt olarak öne çıkarak başkaları için örneklik düzeyine kavuşur. Kendini aşan bireylerin diğer bireyler için örneklik teşkil ettiği gibi… Başarılı bir insanın hayatı, söyleşiler aracılığı ile başkalarının dikkatine sunularak örnekliği öne çıkartılır. O da nasıl düzenli çalıştığını, her şeyi yerli yerinde yapmaya çalıştığını, çok gayretkeş olduğunu ama en önemlisi bir düzen ve tertip ile işlerini yaptığını vesaire anlatır, durur. Bu aslında bireyin belirli bir kurgu içinde hayatını düzene kavuşturarak, anlamını bu düzen üzerinden gayretle gerçekleştirme uğraşısının başarısı olduğu açıktır.
Siyasi başarının ve sosyal başarının gerçekleşmesi de kurgunun gücü ile orantılıdır. Hedefleri, yapısı, düzeni, imkânları, sorunları aşma istidadı hep kurgusunun sağlamlılığı ile ilişkili olarak betimlenir. Bu noktada siyasi irade ile toplumsal rehberliğin iradesinin belirleyici bir rolü olduğunu unutmamak lazım…
Tam burada artık kurgunun bir akıl ve irade tarafından desteklenmediği sürece müdahaleye açık bir yapı taşıdığını söylemek vücubiyet kesbetti… Kurgunun yapılabilmesi için akıl şart iken gerçekleştirilmesi içinde irade esasa taalluk eder.
Modern insan, evden adımını dışarı atarken eğer gününü kurgulamazsa yenik olarak eve dönecektir. Haz ve hız çağında yaşamanın ayartıcı yapısı içinde birden fazla şey ile meşgul olmanın kaçınılmaz yapısı kurguyu zorunlu kılıyor. Tek bir işi bile başarılı bir şekilde yapmanın şartı, gerekli olan kurguyu yapmak, yerine getirmek için titiz davranmak ve kurgunun esasları içinde hareket etmektir. Bireysel hayatın hızlı aktığı bir zeminde sosyal hayat ise çok yavaş seyretmektedir. İnsan, sosyal bir varlıktır telakkisi ciddi bir şekilde yara almaktadır. Çünkü insan sosyal hayatını olabildiğince zayıflatmaktadır. Kendi bireysel hazzını öncelediği için sosyal hayatı anlamsız ve gereksiz olarak görmesi olası olana tekabül ediyor. Kurguyu da kendisi için yaptığından dolayı sosyal alana fazla bir zaman kalmıyor. Onu bile yeterli düzeyde gerçekleştirmek için simetrik bir kurguya ihtiyacı vardır. Zemin ve zaman dengesini çok iyi kurgulaması elzemdir.
Şunu artık biliyoruz ki kişisel ve toplumsal hayatımızda kurgu en önemli etkendir. İktisadi hayatta da kurgu vazgeçilmezler arasındadır. Kurguyu kaybedenin neyle karşılaşacağı ve nasıl bir tepki vermesi gerektiği konusundaki gecikme pahalıya mal olabilir. Bu yüzden kurguyu hayatımızın nirengi noktası kılmalıyız. Yapılacak olan şey ile yapılması gerekenleri belirli bir kurgu üzerinden birbirini tamamlayan unsurlar olarak tanımlayabiliriz... Her kurgu bir diğer kurgu ile fark üzerinden bir bağ kurarak kendini tamamlama garantisi elde edebilir. Her zaman büyük kurgular, küçük kurguları içine alarak onları kendilerinin bir parçası kılarlar. Bu yüzden yapacağımız kurgunun en büyük olmasına dikkat kesilerek diğer kurguları kendi bünyemize almanın teorisini oluşturabiliriz. Bu düşüncemizin gücünü ve yeteneğini gösterir.
Kurguyu fark etmek, kendimizi fark etmek, yaşamı ve içindekileri fark etmek anlamına geleceğini unutulmamalıdır. O zaman sahici, doğru, iyiye yönelik, hakikatin arayışına zemin oluşturan kurgulara yönelebilinir. Kendi hayatımızı ve içinde bulunduğumuz toplumsal yaşamı, daha güvenli ve huzurlu kılmanın kurgusunu oluşturma çabalarına başlamalıyız…
Kurgu deyip geçmeyin…
Tabii ki her şeyin taklidi gibi kurgunun sahte taklidi de sakınılması gerekeni işaret eder...