Zuheyr el-Harisi
TT

Suudi Arabistan’ın şeytanlaştırılması kime fayda sağlıyor?

Korona salgını bir tarihi izolasyon yarattı ama karşılığında pek çok kişinin gözünden gizlenenleri de ortaya çıkardı. Diğer bir deyişle, bazı ülkelerin arkasına gizlendikleri perdeleri yırtıp attı. Tüm dünyayı zor durumda bırakan ve susturan bir krizde halkları ile ilişkilerini ve onlara karşı davranışlarını ortaya çıkardı. Bazı ülkeler bu krizle mücadelede göze çarpacak biçimde başarılı olurken bazıları da ciddi bir şekilde başarısız oldular.
Suudi Arabistan, tarafsızların ifadesi ile sahada başardıklarıyla Kovid-19 pandemisi ile mücadelede mükemmel bir başarı elde eden ülkelerden biriydi. Krizle dikkat çekici başa çıkma yöntemleri ile iz bıraktı. Çok sayıda medya kuruluşu ile sosyal medya sitelerinde büyük beğeni topladı. Suudi Arabistan’ın krizi ele alma yöntemine, gerçekçilik, şeffaflık, ülkenin liderinin (Kral) samimi babacan konuşmaları ile yetkililerin şeffaf, doğru ve dikkatli açıklamaları damga vurdu. Vatandaşların ve Suudi Arabistan’da yaşayan yabancıların güvenliği ve sağlığı, onlara iyi bir yaşam sağlama, Suudi Arabistan liderliğinin erken bir dönemde herkese iletmeye önem verdiği mesajdı.
Gerçeği söylemek gerekirse hükümet, önlemler, düzenlemeler ve organlar sistemi aracılığıyla bunu yüksek bir profesyonellik ve şeffaflıkla gerçekleştirdi. Bu çerçevede, bütün hastaları parasız tedavi etme kararı aldı. Bilinçlendirme kampanyaları düzenledi. Rakamlar ve verileri günlük olarak açıkladı. Kendileri için hiçbir maliyet yaratmadan yurtdışında bulunan Suudi vatandaşları ülkelerine geri getirdi ve karantinaya aldı. Özel sektörü destekledi. Salgını durdurmak için ekonomik maliyetine rağmen sağlık ve güvenlik tedbirlerini herkese uyguladı. Kademeli normal hayata dönme ve tedbirleri hafifletme planını açıklayana kadar belirlemiş olduğu bilimsel süreci dikkatli ve dengeli bir şekilde takip etti.
Suudi Arabistan hükümeti bu salgınla mücadele için yoğun çabalar harcadı ve seçkin hizmetler sundu. Yine de tüm bu açıklık ve şeffaflık, Suudi Arabistan’a karşı pozisyonları bilindik, her başarısını değersizleştirmeye ve küçümsemeye çalışan dış tarafları memnun etmedi.
Suudi Arabistan’a karşı sistematik ve politik bir kampanya yürütüldüğünü söylemesi için sihirli bir küreye ihtiyacımız yok. Kendisine karşı söylentiler ve yalanlardan oluşan propaganda ve ucuz sömürü açıkça görülüyor. Bütün bunlar Suudi Arabistan’a baskı ve şantaj yapmak için kullanılıyor. Her zaman kendisine yönelik tutumları artık bilinen tarafların, kişilerin ve grupların çıkarları ile kesişiyor. İran ve bölgedeki kolları, Türkiye ve Müslüman Kardeşler, Katar rejimi, küresel sola bağlı Batılı medya, bütün bunlar, aynı amaca hizmet ettiği sürece her şeyi yapmaktan kaçınmıyorlar. Suudi Arabistan’ı zayıflatmak, önemsiz meselelerle meşgul etmek veya krizler yaratmak amacıyla dosyalar ve hatalı bilgiler sızdırıyorlar. Ne var ki, her daim zaman, Suudi Arabistan karşıtı tutumlara sahip olanların, açıktan ona iltifat edip içlerinden ona karşı düşmanlık besleyenlerin maskelerini düşürüp gerçek yüzlerini ortaya çıkarıyor.
Suudi Arabistan ne geçici bir güç ne de muz cumhuriyetlerinden (bu cumhuriyetlere tüm saygımıza karşın) biri değildir. Aksine siyasi ağırlığı olan, Arap meselelerini korumayı ve bölgedeki genişlemeci projelerle yüzleşmeyi üstlenen önemli bir ülkedir. Denklemin önemli bir sayısıdır. Birçok ülkede istediği zaman kullanabileceği araç ve olanaklara, büyük etki ve çıkarlara sahiptir. İran projesi ile yüzleştikten ve Lübnan, Irak ve Yemen’de etkisini sınırladıktan, Katar rejimi ve çevresinde yer alanların eylemlerini ortaya çıkardıktan ve Müslüman Kardeşler projesinin emellerini yıktıktan sonra kendisine yönelik bu aşırı düşmanlığa, ucuz medya kampanyalarına, düşmanca söylemlere tanık olmamız şaşırtıcı değil. Geleneksel ve sosyal medyada, ülkemize yönelik ve söz konusu tarafların onun reformcu ve kalkınmacı projesini zayıflatmak amacıyla finanse ettikleri birbirini takip eden tek renkli kampanyalar düzenleniyor. Çeşitli meseleler karıştırılıp peşi sıra gündeme getiriliyor. Bunun için Suudi Arabistan karşıtı ucuz kalem sahipleri görevlendiriliyor.
Onların amacı, Suudi Arabistan’ı şeytanlaştırmak ve karalamak. Bazı konularda büyük ülkeler ile arasındaki farklı bakış açılarını ve anlaşmazlıkları büyütmek, ceza davalarını büyütüp insan hakları ihlalleri gibi göstermek gibi ateşi körükleme çabaları bunun ispatıdır. Bunun yanında, bahsi geçen taraflar, yönetim ve iktidar meselesine ilişkin daha fazla safsata ve sadece onların akıllarında var olan senaryolar uyduruyorlar. Oysa yönetimin temel sistemi ve Biat Komitesi tüzüğü bu anayasal konularda görüş ve tahminlere yer bırakmayacak ölçüde açık ve nettir.
Bu eylemleri aslında Suudi Arabistan’ın istikrarını etkilemeye yönelik umutsuz girişimler olduğu için bir tür siyasi iflas durumunu yansıtıyor. Suudi Arabistan hiçbir şekilde bu şantajlara boyun eğmeyecektir. Bütün bu tarafların söylemleri arasındaki ortak nokta, nesnel bir eleştiriden ziyade düşük bir kişiselleştirme, kötüleme ve alay etme seviyesidir. Onlar Suudi Arabistan’da neler olduğunu anlamadılar. Üzerindeki tozu silkelemek ve ülkesini yeni bir aşamaya taşıyacak geleceğe sarılmak isteyen bir halk ve siyasi irade olduğunu görmediler. Ülkemizin ılımlılığını koruması, etkili bir bölgesel varlığı ve aktif bir küresel rolünün olması kendisine düşman bu tarafların hoşuna gitmedi.
Karşılaştığımız bu zorluklar, muhatabını ikna gücüne sahip, söz konusu sistematik kampanyaların içeriğini nesnel bir şekilde çürüten, düşman medya makinesini ortaya çıkaran bir medya söylemi yaratılması gerektiği anlamına geliyor. Söz konusu kampanyalarla yüzleşebilecek etmenlere, araçlara ve kadrolara sahibiz. Tek yapılması gereken bunların verilere göre görevlendirilmesidir. Bu konuda etkili bireysel çabalar var ama yeterli değil. Bu nedenle, içeride ve dışarıda büyük medya kurumlarının da varlığıyla, bireysel çabalar ve medya kurumları arasında, birbirine bağlı adalar gibi, bir tür uyum mekanizması oluşturmayı umut ediyoruz.
Suudi Arabistan’ın iç cephesi sağlamdır ve tüm bu zehirli hareketlere, medyatik kaosa, kendisini hedef alan entrikalara karşı her zaman bunların gerçek yüzünü ortaya çıkaran liderliğinin yanında yer almaktadır. Kendisi krizler yaşayan ve fırsatçılıkta çok ileri giden bu tarafların eylemlerinin gerçek amacını görmektedir.