Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Libya'da meclis meşruiyeti dışında meşruiyet yok

Bir İhvancının mürekkebiyle yazılmış olan Suheyrat Anlaşması ve bazılarının ‘siyasi İslamcı gruplarını’ yeniden canlandırma girişimleri Libya'nın istikrarının önündeki gerçek engeldir. Aradan geçen yıllar ve bu süreçte tanık olunan gelişmelerin ardından gözlemcilerin çoğu bu konuda hemfikir oldular.
Suheyrat Anlaşması, Libyalıları temsil etmeyen sorunlu bir anlaşma olması bir yana, Erdoğan tarafından harekete geçirilen siyasi İslam’ın boyunduruğu altında giren bir hükümeti netice vermesi ve anlaşmanın tüm maddelerinin ihlal edilmesiyle aslında fişi çekilmiş bir anlaşmadır.
Birleşmiş Milletler'in Libya halkının iradesini görmezden gelerek Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne meşruiyet vermesine rağmen bu hükümetin gerek siyasi gerekse de yasal herhangi bir meşruiyeti yoktur. Nitekim Suheyrat Anlaşması anayasal bildirgede içerilmiyor. Bu sebeple anlaşma sonucunda ortaya çıkmış olan başkanlık konseyinin bir meşruiyeti olmamakla birlikte yasal bir vasfı da bulunmamaktadır. Dolayısıyla Trablus Temyiz Mahkemesi'nin kararında belirtildiği gibi bu organdan çıkan herhangi bir karar da yasal anlamda hükümsüzdür.
Benzer şekilde başkanlık konseyine bağlı olan hükümet de Libya parlamentosundan güven oyu alamadı. İç meşruiyetten yoksun olması dolayısıyla bir sömürgeci vesayetiyle çalıştı. Tunus Cumhurbaşkanı Kaid es-Sibsi’nin söylediği gibi, “Trablus'taki mevcut otorite uluslararası meşruiyete dayanmaktadır. Ancak bu uluslararası meşruiyetin devam etmesi mümkün değildir. Bu geçici bir meşruiyettir ve yeni meşruiyet ile değiştirilmelidir. Bu meşruiyetin dayanağı ise Libya halkının iradesidir.”
Trablus'taki mevcut hükümetin meşruiyeti Libya halkının iradesinden kaynaklanmıyor. Ulusal hükümet Türkiye’nin Libya müdahalesini meşrulaştıramaz ve servetlerini yağmalamasına izin veremez. Oysa mevcut mutabakat hükümeti, uluslararası bir sessizliğin gölgesinde Osmanlı projesini gerçekleştiren bir Truva atıdır.
Suheyrat Anlaşması’nın çıktıları uygulamada çeşitli problemlere yol açtı ve anlaşmanın bir dizi maddesi ihlal edildi. Çünkü anlaşmanın maddeleri ihlal edilmeksizin uygulanma aşamasına geçilemedi. Nitekim oluşturulan Libya Yüksek Devlet Konseyi, siyasal İslam ittifakından ibarettir. Bunlar, Temmuz 2012'de gerçekleştirilen ilk ulusal kongrede yer almayan kimselerdi. Bu, Suheyrat Anlaşması’nın açık bir şekilde ihlalidir. Aynı şekilde başkanlık konseyinin herhangi bir güven ve yemin olmaksızın bakanlar ataması ve bakanlık görevlerini yerine getirmesi de böyledir. Bütün bunlar anayasal bildirgeye dahil edilmesinin öncesinde onu anayasaya aykırı hale getiren hususlardır. Dolayısıyla yasadışı olan tüm bu hususlar ilgili anlaşmayı neredeyse yok hükmünde kılar. Suheyrat gibi ölü bir anlaşmaya bağlılığın sürdürülmesi, tıpkı dış ve bölgesel müdahalede olduğu gibi Libya krizine çözüm bulunamamasının temel sebeplerindendir.
Libya krizine bir çözüm bulmanın yolu dışarıdan değil, Libya topraklarında gerçekleştirilecek bir Libya-Libya diyaloğundan geçer. Demokrasiye ve ulusal coğrafyaya saygı duyan ulusal sabiteler çerçevesinde gerçekleştirilecek böyle bir diyalog makul ve kabul edilebilir tek seçenektir. Belki de en iyi ve en başarılı siyasi çözüm yolu, tarafların kazanan yahut kaybeden olarak nitelenmeksizin ortada buluşmasıdır. Sirte şehri Libyalılar için alternatif bir başkent olabilir. Paralı askerler ve milislerle dolu olan Trablus ise artık Libyalılar için bir başkent olmaya uygun değildir. Libyalı bazı seçkin isimler Sirte'nin tüm Libyalıların başkenti olması çağrısında bulunuyorlar.
Sirte Libya kıyılarının ortasında ve batı, doğu ve güneyin merkezinde yer alıyor. Dolayısıyla uluslararası standartlarla yeni kurumların ve bakanlıkların oluşturulması koşuluyla ülkenin başkenti olacak en uygun yerdir. Başkent Trablus, Libyalıları bir araya getirmek için artık uygun değil. Çünkü burası, Şubat 2011 hareketinin ilk günlerinden İran Devrim Rehberi’nin gündemini uygulayan milislerin kontrolü altında. Bugün yabancı paralı askerler de sürece katıldı. Bu durum devlet otoritesi dışında silahların çoğalmasına ve kaosa sebep oldu. Sirte, sivil devlete inanan Libyalılar arasında uzlaşı sağlanması ve çözüm adına bir fırsat olabilir.