Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

En önemli küresel savaşta zafer

ABD merkezli New York Times gazetecileri tarafından gazetede 2020 yılının en önemli olay ve kilometre taşlarını kayıt altına almak için yayınlanan çok sayıda kare içinden seçilen 12 fotoğraf arasından yedisinin dünyanın koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı verdiği mücadeleyle ilgili olması şaşırtıcı bir durum değil. Bu yıl ‘koronavirüs’ haberleri ile başladı ve öyle de sona eriyor. Oxford, Collins ve Merriam-Webster gibi ünlü uluslararası sözlüklerin seçtiği, yılın sözcükleri bile pandemi, kapanma, koronavirüs, sosyal mesafe, izolasyon, maske ve benzeri günlük yaşamımızı istila eden kelimelerin gölgesinde kaldı.
Ancak 1 buçuk milyondan fazla insanı öldüren virüs nedeniyle dünyayı ele geçiren ve insanların hayatını değiştiren kasvetli haberlerin ardından insanlar, koronavirüsle mücadelede en önemli silah olmak bakımından gelecek vaat eden aşılarla ilgili müjdeleri duymaktan memnun oldu. Geçtiğimiz Pazartesi günü neredeyse bütün dünya ABD menşeili Pfizer ve Alman menşeili BionTech firmalarının ürettiği aşılarla İngiltere’de başlatılan aşı kampanyasını ilgiyle izledi. 90 yaşındaki Margaret Keenan Kovid-19 aşısı vurulan ilk insan oldu. Ardından aşı, 81 yaşındaki William Shakespeare isimli bir İngiliz’e uygulandı. Aşı ayrıca Kovid-19’la mücadelenin ön saflarında yer almaları, yaşlılar ve belirli hastalıklara sahip olanların daha büyük risk altında olmaları nedeniyle sağlık alanı ve huzurevlerinde hizmet veren yüzlerce çalışana yapıldı.
İngiltere, 800 bin doz aşı teslim aldı. Bir kişinin iki doz aşıya ihtiyaç duyduğu göz önünde bulundurulduğunda teslim alınan miktar 400 bin kişiye aşı uygulanmasına olanak sağlıyor. Bu da 67 milyon nüfusa sahip bir ülke için oldukça küçük bir sayı. Aslında geçtiğimiz Pazartesi günü olanlar, dünyayı felç eden virüsü kontrol altına alma ihtimaline dair umut ışığı niteliğinde olsa bile hala uzunluğunu koruyan bir yola yalnızca bir başlangıç adımıydı.
Yol neden uzun?
Bunun pek çok nedeni var. Ancak bu aşamada en önemlisi aşı üretiminin henüz çok başında olunması ve küresel talebi karşılamak için yeterli miktarın bulunmaması. Örneğin, ‘Pfizer-Biontech’ aşısı, üretim zincirlerinde, İngiltere ve diğer ülkelere gerekli miktarların teslimatında gecikmeye neden olan zorluklarla karşılaştı. Seri üretime geçildiğinde küresel ihtiyacı karşılayamayacak. Ayrıca iki dozluk fiyatının 40 dolar olması onu yoksul ülkelerin alım gücünün çok üstüne yerleştiriyor. Aşırı soğuk havalarda yurt dışına gönderimi ve depolama sorunlarının birçok ülke için zorluk teşkil ettiğini unutmamak gerek. Aşının eksi 70 derecede muhafaza edilmesi gerekiyor. Kullanıma çıkarıldıktan sonra hastane buzdolaplarında maksimum 5 gün saklanabilir. Sonrasında kullanılamaz hale geliyor.  Mevcut durumda önümüzdeki birkaç ay boyunca bu aşıdan neredeyse tüm üretilenler başta Avrupa olmak üzere, Amerika, Japonya ve Kanada gibi belli başlı zengin ülkelere gidecek.  
Amerikan ilaç şirketi ‘Moderna’ tarafından üretilen aşı bile son denemelerinde yüzde 94,5 başarı oranına ulaştı. Birkaç gün içinde ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden acil durum sertifikası alması bekleniyor. Bu, başka bir önemli adım olsa da krizi çözmeyecek. Buzdolaplarında normal bir sıcaklığa (2-8 derece) ihtiyaç duyduğu için taşınması ve depolanmasının daha kolay olduğu doğru. Fakat fiyatının ‘Pfizer-BionTech’ üretimi ilaçtan çok daha düşük olmaması onu da dünyanın birçok ülkesinin alım kapasitesinin üzerine yerleştiriyor.
Pek çok kişi,  umudunu İngiltere'deki Oxford Üniversitesi tarafından AstraZeneca şirketi ile geliştirilen aşıya bağladı. Çünkü aşı onaylanır onaylanmaz iki doz başına yaklaşık 7 dolardan satışa sunulacak. Ayrıca buzdolaplarında 2-8 ° C sıcaklıkta tutmak da mümkündür. Bilginin açıklanma şekli ve bir kısmının gizli tutulması nedeniyle karşılaştığı bazı sorunlara rağmen ABD tarafından üretilen aşılara kıyasla birçok ülke için daha gerçekçi olmaya devam ediyor.
İster fakir ister zengin olsun dünyanın tüm ülkelerindeki insanları aşılama ihtiyacını karşılamak için kesinlikle daha çok aşıya ihtiyaç duyulacak. Pzifer-BionTech, Moderna, Oxford/ AstraZeneca aşıları, maliyeti ne olursa olsun tek başlarına küresel talebi hızlı bir şekilde karşılamayacak. Bu nedenle Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) bu hafta Çinli Sinopharm şirketi tarafından üretilen bir aşının onaylandığını açıklaması, koronavirüse karşı mücadelede bir başka güzel haber oldu. BAE Sağlık Bakanlığı, aşının ‘Kovid-19’ enfeksiyonunu önlemede yüzde 86 etkili olduğunu doğrulayan ‘Sinopharm’ şirketinin paylaştığı sonuçları incelediğini açıkladı. Çinli şirketin analizlerinin sonuçları, aşının, hiçbir yan etkisi veya ciddi güvenlik endişeleri olmaksızın, orta ila şiddetli hastalık vakalarını önlemede yüzde 100 etkili olduğunu gösterdi.
Çin açısından, BAE'nin ‘Sinopharma’ aşısını onaylaması, geliştirmekte olduğu aşıları pazarlama çabalarında önemli bir adımdır. Geliştirdiği aşılardan en az ikisi son deneme aşamasına girdi. Çin hükümeti, yumuşak güç tarzında etkisini ve uluslararası ilişkileri güçlendirmek için aşı diplomasisi adını verdiği stratejiye güveniyor. Diğer bir Çinli şirket olan Sinovac, Türkiye, Brezilya ve Endonezya'da son deneme aşamasına giren ve önümüzdeki yıl da pazarlanması beklenen bir aşıyı geliştiriyor.
Sinopharm şirketi, BAE’ye ek olarak Fas, Bahreyn, Ürdün, Mısır, Peru ve Arjantin’de aşısı üzerinde deneyler yaptı. Oxford/AstraZeneca aşısı gibi, Çin menşeili aşıların da diğer yüksek fiyatlı veya dünyanın birçok ülkesinde bulunmayan karmaşık nakliye ve koruma prosedürleri gerektiren aşılardan olmasına rağmen zengin ülkelerle rekabet edemeyen birçok gelişmekte olan ve fakir ülke için erişilebilir olması bekleniyor. Çin aşılarının Pfizer - BionTech aşısı veya Moderna aşısı gibi çok düşük sıcaklıklarda muhafaza edilmesine gerek yok. Oxford/AstraZeneca aşısı gibi normal buzdolaplarında 2-8 ° C arasında muhafaza edilebilir.
Bu yılın geri kalan günleri ve 2021 yılının başlangıcı, koronavirüsün kontrol edilebilir ve önlenebilir hale geldiğine dair dünyaya müjdeli haberlere, yani insanların normal hayatlarına döneceğine şahit olacak. Ancak savaş hala başlangıç aşamasında. Gerekli bağışıklığın gelişmesi için insanların yüzde 70 ila 80'inin aşılanması gerekiyor. Bu da zaman alacak, muazzam çabalar ve uluslararası işbirliği gerektiren bir durum.  Kendi vatandaşlarını aşılayabilmek, bazı ülkeler için kendini güvende görmek için yeterli olmayacaktır. Bu bağlamda virüsün Çin'in Wuhan kentindeki bir pazardan dünyaya çok hızlı bir şekilde için nasıl yayıldığını hatırlayalım. Ülkelerin koyduğu ihtiyati tedbirler ve kısıtlamalara rağmen hala yayılıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün birçok ülke, kurum ve kişiyle birlikte makul fiyatlarla tüm insanlığa aşıyı sağlama girişiminin önemi tam da burada ortaya çıkıyor.
Öte yandan dünyanın her yerindeki ilgili makamlar, aşılar hakkında bilinçlendirme kampanyaları yürütmeli, ayrıca bunların etkinliği ve güvenliği hakkında açık bilgiler yayınlamalı. Bu, bir çözüm ya da alternatif sunmayan, daha ziyade bilimsel desteği olmayan, bazıları hayal gücüne daha yakın olan teoriler ortaya atan şüphecilerin kampanyalarına karşı çıkmak için gereklidir. Aşıların rekor sürede üretildiği doğru. Ancak 3 fazda gerekli deneylere tabi tutularak, sonuçlar uzmanlar ve bilimsel kuruluşlar tarafından incelendi. Ayrıca gerekli hükümet onayları tüm koşullar yerine getirilene kadar verilmemekte. Aşılar, şu ana kadar koronavirüs ile zorlu mücadelede en önemli zaferi temsil ediyor.