Hüda Huseyni
Lübnanlı gazeteci-yazar ve siyasi analist
TT

İran’da işler cinlerden sorulur!

Koronavirüsün yayılması ve yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile İran arenasına yeni bir tür suçlama giriş yaptı. Tutumlarındaki "küstahlığa" ve saf insanların duygularını manipüle etme çabasına rağmen İran çıkmaz bir sokakta, burada karşılıklı atışmaların tonu yükseliyor ve yargılama tehditleri havada uçuşuyor.
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi (DMTK) üyesi Ahmed Tevekküli geçen hafta, bazı İranlı politikacıların devlet işleriyle ilgili temel kararları alırken "cinlere" danıştıklarını öne sürdü.
Tevekküli, bazı siyasetçiler ve üst düzey yetkililer tarafından alınan kararlarda "cinciler ile geleceği okuduklarını söyleyen falcıların, gizemli, yetersiz ve yozlaşmış bir etkileri var" diye de ekledi. Tevekküli kurmuş olduğu İran’da Yolsuzlukla Mücadeleyi İzleme Kurumu’nun, şu anda böyle bir "doğaüstü fenomen"e inandıkları ve kararlarını buna göre aldıkları tespit edilen birkaç yetkilinin vakasını araştırdığını söyleyerek gözdağı verdi.
Tevekküli’nin bu yorumları, Tahran’ın geçici Cuma imamı Ayetullah Kazım Sadiki’nin tartışma yaratan iddialarının ardından geldi. Ocak ayının sonunda bir televizyon kanalına verdiği röportajda Sadiki, radikallerin manevi babası Ayetullah Misbah Yezdi’nin, defnedilmeden önce bedeni gasledilirken gözlerini açıp tatlı tatlı gülümsediğini söylemişti, 2 Ocak’ta 86 yaşında vefat eden Yezdi’nin ölümünden sonra sanki birkaç saniyeliğine de olsa hayata döndüğünü öne sürmüştü. Elbette, Yezdi’nin naaşını yıkayan kişiden naklettiği bu iddia, alay ve eleştirilerle karşılandı. Bazıları din adamını insanların inançlarını sömürmeye çalışmakla suçlarken, bazıları da Ayetullah Yezdi’nin canlı olarak defnedilmiş olabileceğini söyleyerek alay ettiler. Bu tepkiyle karşı karşıya kalınca Sadiki daha sonra yaptığı açıklamasında, Yezdi’yi gasleden adamın bunu hayal etmiş olabileceğini itiraf ederek, böyle bir iddiayı tekrarlamaktan duyduğu utancı dile getirdi.
Alef İran sitesine verdiği röportajda Tevekküli, Yezdi’yi gasledenin adını verdi. Rıza Matlabi Keşani olduğunu söylediği bu kişinin, şüpheli finansal işleri ve üst düzey yetkililer ile önde gelen din adamlarıyla ilişkileri olan büyük bir yatırımcı olduğunu ifade etti. Vefat eden önde gelen din adamlarının Keşani’nin evinde gasledildiklerini öne sürdü.
Cinlere inanma, İran toplumunun bazı kesimleri arasında yaygın, yaşamda veya işte önemli kararlar almadan önce cinlere ve cincilere başvuruyorlar. Buna inananlar birçok kararları öncesinde cinlerin görünmeyen dünyası ile iletişimde olduklarını iddia eden cincilere veya doğa üstü varlıklarla iletişim kurabildiklerini söyleyen falcılara danışıyorlar. Tevekküli bu falcı ve cincilerin kendilerine inananlara gaybdan haber verdiklerini söylediklerine işaret etti.
Geçen yılın Mart ayında Devrim Lideri “Rehber-i İnkılab” Ayetullah Ali Hamaney de cinlerin İran’ın düşmanlarıyla  (ABD’ye atıfta bulunarak) yan yana İslam Cumhuriyeti’ni zayıflatmaya çalıştığını söylemiş ve “Bunun için birbirlerine yardım eden cinlerden ve insanlardan oluşan düşmanlarla karşı karşıyayız” demişti. Yeni İran yılı (Nevruz) vesilesiyle yaptığı konuşmasında “Pek çok ülkenin istihbarat servisleri cinlerle bize karşı çalışıyor” diye de eklemişti.
İran rejiminin lideri olarak Hamaney, İran'daki tüm devlet işleri üzerinde neredeyse tam bir kontrole, Batı'ya karşı derin şüphelere sahip ve aynı zamanda batıl inançlı.
Partnerlerinin dönemin cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ı büyücülük ve doğaüstü ruhları çağırmakla suçlamalarından ve kendisinin bunları reddetmesinden 10 yıl sonra cinler, büyü ve kötü ruhları kovanlar, İran siyasi tartışma arenasına geri döndü.
Büyücü ve falcıların devlet görevlileri üzerindeki sözde etkisi konusundaki tartışmalar, ortaya çıkardıklarının buzdağının sadece görünen küçük bir bölümü olduğunu söyleyen Tevekküli'nin açıklamaları ile yeniden başladı. Tevekküli’nin açıklamaları aşırılık yanlıları tarafından eleştiri ile karşılandı. Bunlar arasında, Yezdi’nin naaşını, dolandırıcılıkla suçlanan bir adamın yıkadığını söylediği için Tevekküli’yi eleştiren eski bir milletvekili de vardı. Yezdi’nin oğlu da bu iddiayı reddetti.
İranlı aydınlar, Tevekküli’nin açıklamalarının İslam Cumhuriyeti'ndeki mevcut duruma; devletin yaşlı, çağın gerisinde kalmış fikirlere sahip ve özel bir deneyimleri olmayan, hassas pozisyonlarda üst düzey mevkileri ele geçirmiş bir grup din adamı tarafından yönetildiğine ışık tuttuğunu söylediler. Eski reformcu milletvekili Daryuş Ganbari, web sitesinde yayınladığı yorumunda, Tevekküli'nin açıklamalarının, eğitimli İranlıların ülke işlerinde fikirlerinin büyük ölçüde göz ardı edildiğini ve İran'ın karar alma mekanizmalarında üniversite mezunlarına yer verilmediğini gösterdiğini kaydetti. Bu tür bilim dışı uygulamaların bedelini nihayetinde, İran halkının ödediği uyarını yaptı. Ganbari, “Karar alırken büyüye başvuran insanlarla karşı karşıyayız” dedi.
Büyücülerle ilişki kurduklarına ve doğaüstü işlere karıştıklarına dair İranlı politikacılara yöneltilen suçlamalar, Ahmedinejad döneminde doruğa ulaştı. Ahmedinejad bir keresinde Hamaney’e 2005’te BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma sırasında başında bir ışık halesi göründüğünü ve katılımcıların hepsinin bunu gördüklerini anlatmıştı. Daha sonra kaydedilmiş olan bu görüşmeyi ve söylediklerini reddetmeye çalışmış, yardımcıları da rakiplerinin video ile oynamış olduklarını söylemişlerdi.
Siyasi, askeri, nükleer ve ekonomik dahil olmak üzere tüm devlet işlerinde son söz sahibi olan, Batı ve Araplardan aşırı şüphelenen Hamaney'e gelince, son konuşmasında İranlıları hayrete düşürdü, hatta korkuttu. Hurafelere inanan bir adam nasıl ülkeyi hem de sınırsız yetkilerle yönetebilir diye düşündürdü. Hamaney, tüm mantığını kaybetmiş görünüyor. İranlılar, bu durumun, devletin kontrol etmekte büyük bir zorluk yaşadığı koronavirüs salgını başta olmak üzere birçok zorluk ve sıkıntıdan muzdarip bir halkın başına daha büyük felaketler getirmesinden gerçekten de korkuyorlar.
Favori konusu olan “düşmanlar”dan bahsederken Veliyy-i Fakih Hamaney, insanlar ve cinler olmak üzere iki grup düşman olduğuna işaret etti. Ona göre cinler, görünmez ve olağanüstü yıkıcı güçlere sahip doğa üstü varlıklardır. Diğer grup düşmanlarla yan yana İran’ı zayıflatmaya çalışmaktadırlar. İran’a karşı birbirlerine yardım etmektedirler. En çok şaşırtan ifadesi, birçok ülkenin istihbarat servisi “İran’a karşı cinlerle çalışıyor” ifadesiydi.
Bazı medya organları eleştirileri engellemek için Hamaney’in cinlerin İran’a karşı düşmanca eylemlerde bulundukları sözlerini kesmeye çalıştılar. Daha sonra da Dini Lider’e ait web sitesi, Hamaney’in tüm suçu cinlere yüklediği endişe verici açıklamalarını açıklaması için bir başka din adamı Ayetullah Ahmed Ubeydi ile yapılan röportajı yayınladı. Ancak üniversite ve fakültelerde dersler vermiş bir profesör olarak takdim edilen Ubeydi, Hamaney’in hurafelerini onaylamakla kalmayıp, daha da ileriye giderek İsrail istihbaratını sihir ve büyücülük yapmakla suçladı. Yahudilerin ve özellikle de Siyonistlerin, büyük ölçüde metafizik meselelerle uğraştığını, istihbarat servisleri Mossad’ın kesinlikle bu tür işler yaptığını belirtti.
İran’ın Kasım Süleymani’nin intikamını neden almadığını işte şimdi anlaşıldı(!) Teknoloji ve görünmez silahlar çağında kim cinlerle savaşır ki!
Öte yandan, karanlık bir gecede Tahran’dan balistik füze programına ilişkin 100 tonluk belgeleri İran liderliğinin ruhu duymadan çalanlar da mutlaka cinlerdi. Bu yüzden, İsrail belgelerin elinde olduğunu açıklayana kadar İranlılar bunu fark edememişlerdi bile.
Görünüşe bakılırsa İsrail’in cinleri, Veliyy-i Fakih’in cinlerinden daha güçlü. İranlı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade’yi de kesin cinler öldürdü. Zira eşi de arabada olmasına rağmen halen hayatta iken Fahrizade’yi cinlerden başka kim öldürmüş olabilir.
Daha sonra, Rehber’in sözlerini ciddiye alan İran Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Ebulfazl Şikarçi de hızını alamayıp birkaç gün önce İsrail’i İran nükleer tesislerine saldırma hatasında bulunursa İran ordusunun Tel Aviv’i yerle bir edeceği ile tehdit etti.
Peki, tüm bu kötü eylemleri İran’ı zayıflatmak için cinler yapıyorlarsa, Şikarçi neden İsrail’i tehdit etti?!
Doğrusu İran halkı hiç de kıskanılacak bir durumda değil. Hamaney’in cinlerle ilgili açıklamaları ve dünyanın tek işleri ona karşı komplo kurmak olan düşmanlarla dolu, kendisinin ise masum olduğu takıntısıyla birlikte, şimdi İranlıların Veliyy-i Fakih’in bu inancını doğrulayacak kanıt ve deliller bulmaları gerekiyor.
Yakında bilim adamları ve doktorlardan, ülkenin gittikçe azalan kaynaklarını koronavirüsünü ABD’nin İranlılardan kurtulmak için özel olarak ürettiğini (Hamaney’e göre) kanıtlamak için tüketmeleri istenmesi uzak bir ihtimal değil.
Keza düşmanlarla iş birliği yapan cinlere hizmet eden İranlıları tespit edecek bir yöntem bulmaları da.
Zira Donkişotvari bir savaş yürüten “Devrimin Bilge Lideri” kesinlikle yanılmaz.
Sonuç olarak, eğer Hamaney İsrail değil de cinler diyorsa, suçlu cinlerdir!