Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Mısır’ın uluslararası haber kanalına hoş geldin diyoruz

Mısır'da medya endüstrisinin lideri Birleşik Medya Hizmetleri Şirketi’nin organizatörleri, yakın zamanda düzenledikleri ve yoğun katılıma sahne olan bir basın toplantısında, “2022 yılının ilk çeyreğinde, son küresel teknolojik sistemleri kullanacak yeni bir bölgesel Mısır haber kanalı açmayı planladıklarını” duyurdular. Kanalın Mısır’ın bölgesel ve yerel bakış açısını sunacağını, Mısırlılar ile Araplara ve Nilesat aracılığıyla da Avrupa, ABD, Kanada ve Avustralya’da Arapça konuşan izleyici kitlesine yönelik yayın yapacağı bilgisini verdiler.
Bu Mısır merkezli büyük bir dönüşlümdür. Doğru bir şekilde yapılır ve daha önce ulaşılan noktadan devam edilirse önemli sonuçları olacaktır.
Mısır bugün içeride, bölgede ve Batı'da birçok cephe tarafından hedef alınıyor. Kibirli Batılı liberal solun enstrüman olarak kullandığı vahşi medya aygıtlarının hedef tahtasında bulunuyor. Bu aygıtlar, 2013 yılında kendilerini fırlatıp atan mevcut Mısır yönetimine karşı psikolojik savaş yürüten Müslüman Kardeşler’in propaganda ve söylentileri ile besleniyor. Müslüman Kardeşler’in yalanları ve propagandaları Batı’daki, özellikle de ABD ve İngiltere’deki medya platformlarına ulaşmanın yollarını buluyor.
Bu vahşi Batılı medya aygıtları etkisiz değil. Aksine Mısır'ın başarılarını ve Kahire'nin bugün yönettiği büyük yürüyüşü küçümseyen içeriklerini tüketen ve tekrarlayan bir Arap kitlesi olduğunu görüyoruz.
Arap Dörtlüsü dostlarını sevindirirken düşmanları ise kızdırıyor. Ancak medya alanındaki varlığının eksikliği halen açıkça görülüyor ve bu açık henüz kapanmış değil. Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Bahreyn'in güvenlik ve siyaset konusundaki görüşleri - küresel düzeyde - kasıtlı olarak gösterilmiyor. Evet, bu doğru ancak ama tamamen iç sebeplerden kaynaklanıyor gibi de görünmüyor.
Dolayısıyla Mısır’ın bu son adımı söz konusu açığı kapatmaya dönüktür. Tamamen Mısır’ın kendi bakış açısından ve düşüncelerinden yola çıktığı doğru ancak bugün ülkenin başlıca politikaları arasında Müslüman Kardeşler ve onların takipçileri tarafından yönetilen kaos gruplarıyla savaşmak ile güvenlik ve barış stratejilerini desteklemek yer almıyor mu? Son olarak Gazze’de yaptıkları da bunun kanıtı değil mi? İşte bu ve benzeri politikalar, tam olarak büyük Suudi Arabistan’ınkiler gibidir.
Kanalın Arapça yayın yapmasının zaman kaybı olduğunu ve İngilizce yayın yapmanın daha önemli olduğunu düşünenler olabilir. Kahire Üniversitesi’nden medya alanında çalışmalar yürüten Profesör Leyla Abdulmecid’in Şarkul Avsat gazetesine yaptığı açıklama buna örnektir. Ama bence bölgesel ve uluslararası alanda güçlü bir Arapça yayının mevcudiyeti çok önemlidir. Ayrıca daha sonra İngilizce yayın yapmaya da engel değil. Bu proje, Mısırlı şirketin gelecek planları arasında yer alıyor olabilir. Diğer yandan bize karşı Arapça yayın yapan küresel medyayla savaş, en az İngilizce yayın yapanlarla savaşmak kadar tehlikelidir.
Mısır medya alanında öncü bir ülke konumunda. 1875 yılında yayın hayatına başlayan ve uzun süre yayın yapan köklü “el Ahram” kurumunun tarihi buna yeterli bir örnektir. Ahram’ın Avrupa ve Amerika kıtaları ile Kanada’da 1984’te başlayan uluslararası yayınları sayesinde küresel düzeyde yaygınlık konusunda köklü bir tecrübesi var.
Ancak bugün durum farklı. Medya içeriğinin yayılımı, sunum formatı ve kalıbı dünkü ile aynı değil.
Suudi Arabistan, Arab News, Şarku’l Avsat, MBC Grubu ve son olarak da Al Arabiyya ile etkili uluslararası basın ve Arap medyası deneyimlerinde öne geçti. Ne var ki her geçen gün yeni zorluklar doğuyor ve karşı taraf oldukça dikkatli. Hep de dikkatli olacak...
Arap uluslararası haber kanalı ile gerçekleşmesi beklenen Mısır projesi umut veriyor. Kendisini sabırsızlıkla bekliyoruz.