Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Cornwall Bahçeleri

En-Nahar gazetesinden meslektaşımız George İsa, son derece ümitsiz olan “G7'nin modası geçti mi?” başlığı altında epey sakin bir makale yazmış. Cevabı da şaşkın ama güzel bir gerçekten şüphe eder formattaydı. Ben, Cornwall'daki G7 Zirvesi'ni düşmüş bir dünyada güzel bir şey izler gibi takip ettim. Deniz kenarında güzel bir kontluk, tarihi bahçelerde misafirlerini yönlendiren, yüksek şapkası ve kraliyet halesiyle 95 yaşındaki bir Kraliçe... Hayır, burada, Cornwall kıyılarında, sahipleri geçmişte kalsa da bahçelerin modası geçmedi.
G7 Zirvesi’nde 7 şövalye, 8 korkunç kolu olan bir ahtapotla savaştı. Cornwall'da en zengin ülkeler yoksullara 1 milyar “şifa dozu” bağışlama konusunda anlaşabildi. Bu grubun sadece İran tarzı verileri ve ön test şeklinde seçimleri olsaydı neler olacağını düşünün. Ekonomileri dünya ekonomisinin yüzde 58'ini temsil ediyor veya 375 trilyon dolar değerinde olmazdı.
İbn Haldun ve teorisinin affına sığınarak zamanın, iyi milletleri kolay kolay unutturamadığını söylemek istiyorum. Sözgelimi Habsburg Hanedanı 700 yıl boyunca Avusturya'yı yönetti ve unutulmadı. Moğollar arkalarında bir dil, edebiyat, medeniyet ve bilim bırakmadılar ama halen anılıyorlar.
Cornwall'da toplanan yedi ülke yanlarında dünya medeniyetlerini de taşıdılar: Fransa, Almanya, Kanada, İtalya, Japonya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Görgüsüz bir genç bu ülkelerden birinin başkanına, tokat attı. Ama söz konusu ülkede olağanüstü hal ilan edilmedi. Başkanın korumaları bu değersiz ve sıradan saldırgana hemen ateş etmediler. Devlet destek gösterileri düzenlemedi. Bunların hiçbiri yapılmadı.
Emmanuel Macron kendini toplayıp Cornwall'a geldi. Kraliçe ona birkaç kelime ile destek verdi. Joe Biden onunla şakalaştı. Herkese ABD’yi konseylerdeki lider pozisyonuna; BM Çevre Programı’nın medeni üyesi, Dünya Sağlık Örgütü'nün uygar üyesi, BM’nin aktif bir üyesi ve bir Filistin devletinin kurulması yolunda aktif bir aktivist olarak geri döndürmekten vazgeçmeyeceğini iletti.
Uygar dünya bu kadar kolay sona eremez. Lübnan modeli bu kadar basit bir biçimde siyasetin borç verenlerine, haysiyet ve vatan satıcılarına, kadın erkek enerji bakanlarına ve benzin istasyonu sahiplerine teslim edilemez.
Yedi ülke, ölüm ve hiçlik canavarına karşı kazandıkları zaferi kutladı. Cornwall Bahçeleri'nde neşe, hayatın sıralarına oturdu. Tembellik ve aylaklığa yenilen İtalyanlar bile bilgi saflarındaki yerini geri alıp sevinçle şarkı söyleyenlere katıldı. İran ise insanların hayatı hükümetin elindeki ve başkanın çekmecesindeki bir çekmiş gibi, vatandaşlarına halen bir Amerikan ilacı vermeyi reddediyor. Saddam Hüseyin'in de ambargo sırasında Iraklı çocuklara bunu yapmıştı. Macron, Cornwall'da zirveye katılanlara demokratik geleneğin anlamını bilmeyen o sıradan ve değersiz gencin hikayesini anlatıyordu.