ABD’nin Afganistan’dan geri çekilmesi ve Taliban’ın geri dönmesiyle birlikte şöyle bir soru ortaya çıktı: Terörle mücadelenin akıbeti nedir? Bitti mi? Nüksetti mi? Yoksa şu anda yeni bir aşamaya mı geçiyor?
Uzamanlar, aralarında 13 ABD askerinin de olduğu 170 kişinin ölümüne yol açan Kabil patlamasından önce, teröre karşı savaşın şimdi başladığını ifade ediyorlardı. Söz konusu patlamadan önce aşağıdaki şu değerlendirmeyi duydum:
Uzamanlar, 2000 yılında Aden limanında ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait USS Cole destroyerine bombalı saldırı düzenlenmesi gibi ilk olayın meydana gelmesiyle, ABD uluslararası oyunun kurallarının değişebileceğini düşünüyorlardı. Peki ya şimdi Kabil patlamasından sonra bunun USS Cole destroyerinin patlatılmasına eş değer olduğu söylenebilir mi? Belki!
Veriler, terör ile mücadelenin ABD'nin çekilmesinden sonra yeni bir aşamaya geçeceğini ifade ediyor. Ancak bu aşama terör örgütlerinin her yerde kullanabileceği karışıklıklardan ve hatalardan arınmış olmayacak.
ABD’nin geri çekilmesi, Washington’un Kabil’deki hapishanelerden kaçan binlerce teröristin yanı sıra El-Kaide, DEAŞ-Horasan ve yabancı savaşçılar gibi Afganistan’da oluşması muhtemel gruplar hakkında istihbarat bilgileri toplamak için kullandığı önemli bir toprağını kaybettiği anlamına geliyor.
Örneğin, İran'da bulunan El-Kaide liderlerinin ve savaşçılarının, özellikle de El-Kaide'nin olası lideri Seyful Adil'in Afganistan'a dönüp dönmeyeceğini bilmiyoruz. Taliban buna izin verecek mi yoksa böyle bir şey olmasını engelleyebilir mi?
Peki ya Irak'tan, Suriye'den, Yemen'den, Tunus'tan ve bölgenin diğer yerlerinden kaç yabancı savaşçının kaldığını bile bilmediğimiz Afganistan'a gelebilecek olası teröristlere ne demeli? Verilere göre bu savaşçılar mevcut ve yaşları ilerlemiş durumda. Peki lider mi oldular yoksa sadece emekli mi oldular?
Yukarıdaki sorular için Afganistan’dan saha ile ilgili istihbarat bilgileri gerekiyor. İşaretler Washington'un artık bu bilgilere sahip olmadığını gösteriyor. Bunun delili de şu ki, Washington yakın bir zamanda Taliban’dan yardım istedi. Nitekim ABD’liler geçtiğimiz çarşamba Kabil Havaalanı yakınlarına saldırı düzenlenebileceğine dair bir uyarı almıştı. Gerçekten de perşembe günü ikindi vakitlerinde patlama meydana geldi ve ABD güçleri terör eyleminden kaçamadı veya aldığı hasarı azaltamadı!
Dolayısıyla, teröre karşı yeni bir savaşla karşı karşıya olduğumuz artık aşikar. Bu savaş oyunun kurallarını değiştirebilir ve Washington ile siyasi ilişkileri ABD-Batı güvenlik ihtiyacına ve bölge ülkelerinin ihtiyaçlarına göre yeniden konumlandırabilir.
Teröre karşı yeni savaş, ABD’deki 11 Eylül saldırılarından sonra kurulan güvenlik işbirliği makinesinin yeniden kurulmasını gerektiriyor. Ancak bu sefer bilgi alışverişinin hızı açısından farklı bir mekanizma ile kurulmalı. Ayrıca bu yeni savaş için Washington’dan Riyad’a, Kahire’den Bağdat’a ve bunu bir fırsat olarak görebilecek Tahran’dan Şam’a kadar ilgili taraflar arasında devamlı iletişim olması gerekiyor.
Bu, güvenlik çıkarlarının kartlarının yeniden dağıtılması, önceliklerin düzenlenmesi ve her ülkenin kendi önemine geri kavuşması anlamına geliyor. Bu savaş, Taliban’ın geri dönmesinden tedirgin olan İran ve Esed’in liderliğindeki Suriye için bir fırsat olabilir. Suriye bunu, ABD ile daha iyi ilişkiler umuduyla güvenlik işbirliği rüzgarını arkasına alarak siyasi ufuklar açmak için bir fırsat olarak görüyor. Ancak Tahran ve Şam terörün en büyük destekçilerinden ve Irak'ın ABD tarafından işgal edilmesinden sonra en önemli terörist tedarikçilerinden biri oldular.
Bu yüzden terörle mücadelede yeni bir aşama gerektiren yeni bir terör dalgasıyla karşı karşıyayız. Bu, Başkan Biden iktidara geldiğinden beri Demokratların dayatmak istediği oyunun kurallarını değiştirebilir. ABD istihbarat başkanının geçen pazartesi günü Kabil'de Taliban’ın lideriyle bir araya gelmesi de bu değişimin bir kanıtı.
TT
Terörle mücadelenin akıbeti nedir?
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة