Dr. Muhammed Nuğaymiş
Kuveytli yazar
TT

Beyaz yakalılar bile bile göz ardı ediliyor

Arap dünyasında gözlemlediğim en garip şeylerden biri de üniversite diplomasına ve yaklaşık 15 yıllık deneyime sahip, ancak henüz yönetici pozisyonuna yükselmemiş birilerini görmek!
En az bir kişiyi yöneten, onları yıl sonunda değerlendiren kişidir yönetici. Hep merak etmişimdir: Kurumlar ani bir idari boşluğu nasıl doldurabilir?
Yöneticinin emekli olmaya veya ayrılmaya karar vereceği anı beklerken gençlerin heder edilen yeteneklerinden nasıl yararlanabilir?
Beyaz yakalıların sorunu üç tip olmaları:
İlk tip deneyime sahip, ancak yönetim becerilerinden yoksun iken ikinci tip ise deneyimden yoksun, ancak dikkate değer bir yönetim karizması ve liderlik işaretlerine sahiptir. Üçüncüsü ne deneyime ne de yönetim becerisine sahiptir; bir de bu yönde arzusu olmayabilir.
Birinci ve ikinci tiplerin görmezden gelinmesinin acısı, işten ve çalışanlardan çıkar. Belki de çevresindekilerin yeteneklerini görmezden gelmek yöneticinin kasıtlı yaptığı bir şeydir. Karşısına ne zaman biri çıksa, yönetmeye ehil olmadığını herkese kanıtlamak için imaj bozan bir sorun çıkarabilir! Bu haksız rekabettir. Büyük kurumlar buna ikinci sınıfın belirli turları geçmesi gerektiği yönünde çözümler geliştirdi. Bu yönde bir çözüm, boşluğu dolduracak uzman bir grup bulunsa dahi idari ve liderlik becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
İnsan, doğası gereği bilinmeyenden veya rekabetten korkar. Zayıf kişilikliler ise ikinci sınıfın dosyasını hareket ettirmeyi pozisyonları için bir tehdit olarak görür. Hayatın akıp gittiğini unuturlar. Ancak yerlerinde kalanlar, çaba sarf etmeyenlerdir; parmakla işaret edilmeyi hak ederler. İnsanların bu kişilerden hoşlanmamalarının nedeni de budur.
Örneğin yöneticilerin izin günlerinde vekalet etmeleri, yöneticilerin çalışmalarının temelinde yatan ana görevlerin kendilerine verilmesi gibi, göreve başlamaları öncesinde ilerleme kaydetme hakkı verilmemesi de ikinci sınıfın karşılaştığı zorluklardan biri sayılıyor.
Nitekim böyle görevler sayesinde kişi kendini ve yeteneklerini keşfetmeye başlar, zirâ saha gerçek sınavdır.
Bir arkadaşım bana Harvard Üniversitesi'nden mezun bir Arap'ın hikayesini anlattı. Onu bankadaki en genç yönetici olarak atamışlar, kısa sürede büyük hatalar yapmaya, herkesle çatışmaya başlamış.
Zirâ kendisi, diplomaların iş hayatında mükemmel performansın garantisi olmadığı yönünde iyi bir örnek. Ardından bu şahsın yetkilerini azaltmışlar ve formaliteden başka bir işe aktarmışlar. Bu gencin ‘ikinci sınıf köprüsünü’ ve yeterlilik turlarını geçmeden atanması, ölümcül bir hata olmuş.
Vasıfsızların atanması veya gelecek vaat edenlerin göz ardı edilmesine izin verilmemesi için, kurumlar liderlerini nitelendirme yönünde katı bir sisteme bağlı kalmalı. Her yöneticinin, boşluğunu doldurmaya hak kazanana kadar geçiş aşaması olarak takip etmesi gereken bir gölgesi olmalı.