Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Lübnan Hizbullahı... Ben ve silahım ya da iç savaş!

İşte yine başlıyoruz... Lübnan Hizbullahı ve müttefiki Emel Hareketi, Lübnan’daki sivil barışın güvenliğini can evinden vuruyor. Beyrut sokaklarında insanları tehdit etmek için silahlar, hatta ağır silahlar doğrultuyor.
Beyrut’ta Et-Tayyuna Kavşağı’ndaki Adalet Sarayı yakınlarında ‘barışçıl’ gösteriler bahanesi altında ciddi çatışmalar çıktı. Çatışmalarda altı kişi yaşamını yitirirken 30 kişi de yaralandı. Gözdağı verilmek istenen asıl kişi, Beyrut Limanı’nda geçen yıl meydana gelen patlama felaketini soruşturan yargıç Tarık Bitar'dı. Bu isteğin sebebi, Hizbullah ve Emel Hareketi’nin kendisine bağlı kişilerin soruşturulmaya çağrılmasına öfkelenmeleriydi!
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Yargıç Bitar’a yönelik gerilimi artıran bir söylem benimseyerek kendisini neredeyse vatana ihanetle ve ABD’ye çalışmakla suçladı. Doğal olarak bunun sonucunda dün Adalet Sarayı önündeki olaylar yaşandı.
Aynı zamanda daha önce Lübnan İç Savaşı’nda temas hattı olan eş-Şeyah ve Ayn er-Remane bölgeleri arasında da çatışmalar çıktı. İnsanlar, Hizbullah ve Emel Hareketi ile bağlantılı silahlı kişilerin mezhepçi sloganlar atarak ağır ve hafif silahları kendilerine doğrulttuğunu görünce donakaldı. Bu, Lübnan'daki iç savaşı yeniden uyandırmak için yapılmış küçük bir provaydı. Uluslararası alandan başta Avrupa Birliği (AB), Arap Birliği, ABD, Fransa ve Mısır olmak üzere itidalli olunması ve yargının bağımsızlığının korunması çağrıları yapıldı.
Lübnan Güçleri Partisi Genel Başkanı Semir Caca, Hizbullah’ın partiye bağlı unsurları kendi destekçilerine ateş açmakla suçlamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Caca söz konusu suçlamaları kesin bir dille yalanladı ve olay hakkında soruşturma (eski soruşturmanın üstüne yeni soruşturma!) başlatılmasını talep etti. Lübnan Hizbullahı’nın aleyhtarı Caca açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Yaşananlar, Hasan Nasrallah efendinin dört ay önce, bütün konuşmalarında sorgu yargıcının aleyhinde kışkırtmalar yaparak başlattığı doldurma eyleminin bir sonucudur. Sivil barış, Lübnan’da bize kalan tek servettir. Bu yüzden gözümüzü kırpmadan bu serveti korumalıyız. Ancak bunun için hepimizin iş birliği yapması gerekiyor.”
Dün Beyrut'ta yaşananlar, ‘cesur’ Yargıç Tarık Bitar tarafından temsil edilen Lübnan yargısının Beyrut Limanı patlamasının eksiksiz bir şekilde soruşturulmasındaki ısrarına karşı, İran partisi ve destekçisi Emel Hareketi tarafından görünürde protesto şeklinde sunulan tablonun ötesinde bir anlama sahip.
Yaşananların altında Hizbullah milislerinin herkese göndermek istediği şu mesaj yatıyor:
“Lübnan'ı yalnızca biz yönetiyoruz, kim aksini düşünürse ya da bir nebze politik yumuşak başlılığa aldanırsa, kendisine kim olduğumuzu ve neler yapabileceğimizi sert bir şekilde hatırlatmalıyız.”
Hizbullah'ın Beyrut'un batısı ve Lübnan Dağı'ndaki önceki baskınlarından sonra bu, Lübnan’daki hastalığın kaynağının Humeynizm potasında eriyen ve Lübnan’da ‘haydutluk’ yapıp herkese meydan okuyan bu tehlikeli parti olduğunun açık bir ilanıdır.
Bu arsız Hizbullah, insanları korumak yerine iç savaşa çağırıyor. Ne yazık ki gerçek bu.