Abdullah Utaybi
Suudi Arabistanlı yazar. İslami akımlar araştırmacısı
TT

Yeni Yemen: Mutlu olacak mı?

Yemen yoruldu ve komşularını da yordu. Geçtiğimiz onlarca yıl içerisinde “imamiyye” dönemi ve “cumhuriyet” dönemi başarısız oldu. Yemen halkının acısı dinmedi. İran destekli Husiler gelip Yemen devletini ele geçirdi ve hem Yemen’de hem de dışarıda komşularına doğru terörü yaymaya başladı. Ardından Arap koalisyonu kuruldu ve bir kararlılık fırtınasıyla umutlar tekrar canlandı.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da, Eski Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi’nin,Yardımcısı Ali Muhsin el-Ahmer’in görevine son verip geçiş süreci görevlerinin tamamlanması için başkanlık konseyi kurulduğunu ve yetkilerini geri alınamaz bir şekilde konseye devrettiğini açıklamasıyla tarihi bir olay gerçekleşti. Yeni ve dengeli yapısı ve liderliğine seçilen isimlerle bu konseyin Yemen halkının her kesimini temsil etmesi sağlandı ve Yemen'i kaosa sürükleyen engellerin aşılması amaçlandı.
Körfez İşbirliği Konseyi'nin daveti üzerine Riyad'da düzenlenen Yemen istişareleri ve Yemen sahnesinin tamamen yeniden düzenlenmesi, istikrarlı bir Yemen devletinin kurulması ve Körfez komşularıyla daha iyi bir gelecekte, daha sağlıklı ilişkilerin kurulması adına gerçek bir fırsatın habercisidir. Buradaki tek engel, siyasi kararları İran rejiminin elinde olan Husi milisleridir. Bu nedenle Yemen'in geleceği, bu tarihi gelişmeye ayak uydurmak için tüm Yemenli partilerin ve akımların ciddi çabalarına bağlıdır.
Suudi Arabistan'ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile birlikte bölgedeki güç dengesini yeniden düzenlemek, Arap devletlerine hizmet etmek ve Arap ülkelerinin çıkarlarını korumak amacıyla uluslararası ilişkiler sistemini yeniden inşa etmek üzere gösterdiği yorulmak bilmeyen çabalar olmasaydı tüm bunlar gerçekleşmeyecekti. Bugün Yemen’de olanlar, uzun ve dengeli stratejik çalışmanın tezahürlerinden biridir ve sonuçları giderek Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de daha belirgin hale gelmektedir. Arap ülkeleri kazanıyor ve bölgede kendilerine düşman olan projeler kaybediyor. Bu, talihsiz “Arap Baharı” karşısındaki başarının bir uzantısıdır ve Mısır dahil bazı Arap ülkelerinin onun şerlerinden kurtarılmasıdır.
Yemen’de savaşla geçen onca yıl ve devleti yeniden kurma çabaları, kötü yönetimin yanı sıra yolsuzluk ve önceki liderlerin bazılarının sınır ötesi ideolojileri nedeniyle başarısız oldu. Herkes, güçlerin yıllarca Sana'ya doğru bir santim bile ilerleyemediğini ama bir iç huzursuzluk sırasında saatler içinde Aden'e ulaşabildiğini, Husilere karşı galip gelen cephelerin hüsrana uğratıldığını ve en nihayetinde galipleri desteklemek ve mağlupları uzak tutmak için bir ‘Cumhurbaşkanlığı Komuta Konseyi’ kurulduğunu hatırlar.
Bu yeni eğilim için Körfez’den, Arap ve İslam aleminden, uluslararası toplumdan gelen destek, işleri rayına oturtmak, devleti tekrar restore etmek, istikrara kavuşturmak ve terörü durdurmak için gerçek bir iradenin varlığını gösteriyor. Bunun yanında bazı büyük ülkelerin ve uluslararası kuruluşların siyasi duruşları, bu krizi sona erdirecek ve Yemen halkının geleceğini aydınlatacak etkili çözümlerin önünde bir engel oluşturmaydı. Suudi Arabistan ve Arap koalisyonu çabaları buna son verdi. Yemenliler, uluslararası ve bölgesel sahne bu başarıyı sekteye uğratacak bir bahane bulmadan bu durumdan yararlanmalı ve Yemen'in geleceğini güvence altına almalıdır.
Yemen güçleri, partileri ve akımları, ordusu, direnişi ve halkı, Husilerin hegemonyasına bir son vermek, bölgede ve “yeni Avrupa”da gelecek vaat eden yeni kalkınma projelerine katılmak ve devleti yeniden kurmak için bugün tarihi bir fırsata sahipler. Suudi Veliaht Prensi'nin de dediği gibi, safları birleştirerek, görevleri yerine getirerek, başarılar elde ederek -Suudi Arabistan ve BAE'nin de sınırsız desteğiyle- bu her zamankinden daha yakın ve mümkün.
Bu önemli gelişme, Husi milislerini zor seçimlerle karşı karşıya bırakmakta ve İran gündemine irrasyonel ve vatanın çıkarını göz ardı ederek körü körüne bağlanma tutumlarını dar bir boğaza hapsetmektedir. Kendilerine dünyanın gözü önünde “yeni Yemen”e katılma seçeneği veriliyor ve barış, gelecek ve birlik yoluna girmesi için her türlü imkân sağlanıyor. Eğer bunu reddederse, birleşik Yemen, Arap Koalisyonu'nun tam siyasi, ekonomik ve askeri desteğini arkasına alarak ona karşı siyaset ve silahla bir araya gelecektir ve ona eşi görülmemiş kayıplar verdirecektir.
Bu boyutta ve genişlikte bir gelişmenin, ayrıcalıklarını ve şahsi kazanımlarını kaybeden retçiler ve muhalifler yaratması siyasetin doğasıdır. Bölgedeki düşmanca projeler onu boşa çıkarmak, söndürmek ve engellemek için tekere çomak sokmaya çalışacaklardır. Devleti yeniden kurma, egemenliği sağlama, güvenliği yayma ve istikrarı temin etmede başarı sağlanmasının ardından bunun da üstesinden gelinebilir.
Suudi Arabistan ve BAE, Yemen ekonomisini desteklemek için üç milyar dolar vereceklerini açıkladı. Suudi Arabistan, Yemen krizini kökünden sona erdirmek ve Yemen üzerindeki menfi etkileri ortadan kaldırmak için somut bir “yol haritası” oluşturulması amacıyla yeni gelişmeler kapsamında uluslararası bir konferansın düzenlenmesi çağrısında bulundu. Yemen halkının ve güçlerinin son birkaç yılın engellerini aşmaya çalışması ve kendilerini devleti yeniden kurmaya ve kişisel hesaplaşmalardan uzak bir geleceği inşa etmeye adaması önemlidir. İstikrarlı ve canlı Yemen devletinin kurulmasıyla birlikte, birçok dosya masaya yatırılabilir ve çeşitli taraflar ile Yemen halkı arasındaki derin anlaşmazlıklar tartışılabilir. Savaş, vatanın savunulmasını, halkın korunmasını, dış müdahalelerin reddini amaçlamadığı sürece acımasız ve çirkindir.
Yemen krizinde en çok ezilen ve mağdur olan; “Husi milisleri”nin, uluslararası hukuka, insani ahlaka, İslam’a aldırış etmeyerek ‘savaş suçları’ da dahil olmak üzere kendilerine karşı her türlü suçu işlediği çaresiz Yemen halkıdır. Husiler ne yazık ki yalnızca kaba kuvvetten anlıyor. Yeni Yemen'in Husiler için şunu netleştirmesi gerekiyor: Öncelik Yemen’dir. Sizin de burada yeriniz var. Size fırsat sunuldu. Buna olumlu yanıt vermezseniz, kendi kararlarınızın ve seçimlerinizin sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Uleymi, Yemen halkına savaşı sona erdirmek ve ülkeye barış getirmek için çalışma sözü vererek Konsey’in savaş değil, milletin egemenliğini savunan ve vatandaşları koruyan bir savunma, kuvvet, birlik ve barış Konseyi olduğunu ifade etti.
Son olarak, devletin istikrarını desteklemek Suudi Arabistan, BAE ve “Arap Koalisyonu” için stratejik bir tercihtir. Bu daha önce başarılı oldu. Yemen dosyası bu eğilimin mevcut örneğidir. Yemen, kendi çocuklarının elleri ve kardeşlerinin de desteğiyle artık “mutlu” olabilir.