Davud Ferhan
Iraklı yazar
TT

Sonsuz savaş yoktur

Ukrayna'ya karşı savaşı sürdürmek, diğer ülkelere doğru ilerlemek veya çatışmaları tamamen veya kısmen durdurmak konusundaki mevcut Rus pozisyonuna dair okumaların ve yorumların çoğu, serinletici bir sabah kahve falı bakmaktan ve yorumlamaktan başka bir şey değil.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir istihbarat subayı olarak görev yaptığı uzun yıllardan (16 yıl), ne kadar sürerse sürsün gizli kartlarını açmamayı öğrendi. Bu nedenle, 9 Mayıs'ta Kremlin Meydanı'ndaki Zafer Bayramı konuşmasında karmakarışık savaşı hakkında yararlı bir şey söylemedi. Putin’in istihbarat kariyerinde Devlet Güvenlik Baş Müdürlüğü’ne bağlı KGB’nin yerini alan birim olan Rus Federal Güvenlik Servisi'nin direktörlüğü de var.1991'de Sovyet Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'a karşı yapılan darbe, Putin’in kariyerinde bir dönüm noktasıydı ve bu konuda şöyle der: "Darbe başlar başlamaz, hemen kendisi ile yürüdüğüm tarafı seçtim.” Putin ayrıca komünizmi "medeniyetin ana akımından uzak bir çıkmaz sokak" olarak nitelendirir. Putin herhangi bir kitap yazmadı, ancak şu sözler onun: “Masamda dört kutsal kitap var ve tek bir ana fikirleri var; insanların Tanrı önünde eşitliği. Bu kutsal kitaplar İncil, Kuran, Tevrat ve Kanjur'dur (Buda'nın öğretileri). Bu girizgahta Putin ile ilgili tek bir eleştiri yok ki makalenin amacı da eleştirmek değil. Ancak her yazarın veya siyasi analistin görevi okuyucuya, geçen 24 Şubat'tan bu yana devam eden, ufkunda yangının ne zaman söneceği, karanlığın ne zaman aydınlanacağına dair bir işaretin olmadığı, Başkan Vladimir Putin liderliğindeki Rusya'nın Ukrayna’ya karşı savaşı gibi olağandışı bir siyasi olayın ana hatlarını çizmektir. 
Putin, çoğu dövüş sporlarında, bazıları da siyasi olmak üzere çok sayıda ödül, madalya ve nişan kazandı. En önemlilerinden biri 2011 yılında aldığı Konfüçyüs Barış Ödülü. Konfüçyüs, sosyal ve ahlaki davranışlar ve halka hizmet konusunda tüm Çin geleneklerini içeren bir doktrin kuran ilk Çinli filozoftur. Bu doktrinin Çin, Kore, Japonya, Tayvan ve Vietnam‘ın düşünce ve yaşamı üzerinde derin bir etkisi oldu. Putin ayrıca 2001 yılında Vietnam bağımsızlık savaşı liderinin adını taşıyan Ulusal Ho Chi Minh Nişanı, Kusursuz Hizmet Madalyası ve İngiliz Milletler Topluluğu Nişanı ile ödüllendirildi. Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşla ilgili ilk açıklamada Moskova, bunu özel bir askeri operasyon olarak duyurdu. Ancak yaklaşık 3 ay sonra, benim açımdan bu bir operasyon değil, savaştır. Şehirleri, limanları, apartmanları, tren istasyonlarını, havaalanlarını, hastaneleri, okulları, köyleri, çiftlikleri ve fabrikaları hedef alan kapsamlı savaş, özel olmayıp Avrupa'daki diğer ülkelere genişleyebileceğini gösterdi.
Putin'in NATO'nun ülkesi Rusya'nın sınırlarına yaklaşması konusunda ihtiyatlı olmaya hakkı olduğuna şüphe yok. Bu uyarıyı savaş başlamadan önce BM'ye, Güvenlik Konseyi'ne, Avrupa Birliği'ne ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na iletmiş olsaydı, bu satırlarda başka bir şeyden söz ediyor olurduk. Ancak Rusya Devlet Başkanının en çok suçlandığı husus, ülkesinin Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olması, dolayısıyla savaştan önce ülkesinin ve halkının güvenliğine yönelik haksız bir tehdit ve saldırı olarak gördüğü şeye karşı veto hakkını kullanma imkanına sahip olması. Ancak yaşananlardan sonra dünya Putin’in  savaşın şimdiye kadarki etkileri ile yetindiğini, kendisine meydan okumak isteyenlere bir ders verdiğini, çok maliyetli olduğu için Rusya'nın kendisine Afganistan fırtınasını tekrarlama izni vermemesi gerektiğini açıklamasını bekliyor.
Ukrayna savaşının Afganistan'ın işgalinden sonraki ikinci Rus hatası olduğunu söyleyebilirim. Moskova, Vietnam, Küba, Irak, Pakistan, Libya, Suriye ve DEAŞ konusundaki Amerikan hatalarıyla mı yarışıyor? Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının başlangıcında birçok kişi şunları merak ediyordu; bu savaş ne kadar sürecek? Aylar ya da yıllar mı sürecek yoksa dünya bir hafta ya da bir ay içinde sona erecek bir yıldırım savaşına tanık olup şaşıracak mı? Güvenlik Konseyi, savaşı durdurmaya yetecek yetkilere sahip mi? Yoksa Konsey, iki ülkeye kendilerine hakim olma ve siyasi müzakereleri başlatma ( ki müzakereler yapıldı ve başarısız oldu) çağrısı yapmakla mı yetinecek?
ABD, 1979'daki Mısır-İsrail müzakerelerinde görünmeye çalıştığı gibi bu savaşta tarafsız bir taraf değil. Mısır, İsrail’in 1967'de işgal ettiği topraklarını bu müzakerelerde kabul edilen bir barış belgesi karşılığında geri almıştı. Ancak Washington şu anda Rusya ve Ukrayna arasında tarafsız değil. Kiev ABD’yi arabulucu olarak kabul etse de, Moskova bunu kesin olarak reddediyor, çünkü Washington ister Ukrayna'ya silah göndermek, ister Rusya'ya karşı geniş yaptırımlar uygulamak olsun savaşın bir tarafı.
Benim görüşüme göre, iki taraf arasındaki barış görüşmelerini yönetebilecek arabulucular, Putin'in masasına koyduğu dört kutsal kitabı temsil eden dört kişidir ve her iki taraf için de kabul edilebilir olmalılar. Rus tarafı, savaşı durdurmak zorunda kalan taraf olmayı hiçbir durumda ve hiçbir müzakerede kabul etmeyecek. Ukrayna tarafı, yeniden imar ve mültecilerin dönüşü için savaşı durdurmak istiyor, Ukrayna Cumhurbaşkanı, askeri dengenin Rusya'nın lehine olduğunu anlıyor, ancak tüm bu fedakarlıklar ve kararlılıktan sonra boyun eğen taraf olmayı reddediyor.
Moskova'nın şartları var ve ilki de BM ve NATO güvencesi ile Ukrayna'nın resmi olarak tarafsız olması. İkincisi, Rusya'ya bağlı doğu bölgesinin Ukrayna'dan ayrılışının kabul edilmesi. Üçüncüsü, tüm ABD ve Avrupa yaptırımlarının kaldırılması. Bu arada Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de "iyi niyet" olarak adlandırılabilecek ve Rusya, ABD, İngiltere, Fransa, komşu ülkelerin ve muhtemelen Çin ve Japonya'nın katkıda bulunacağı hızlı yeniden imar planlarını içeren bir belgenin imzalanmasını bekliyor.
Böylece Başkan Putin savaşı kazandığını, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski de savaşı kaybetmediğini söyleyebilir. Zengin Avrupa kıtası, yükselen Asya kıtasına, borçlar, iç savaşlar ve kesintisiz yıpratıcı sömürgecilik yükü altındaki Afrika kıtası için bir örnek oluşturmalı.
Rusya taleplerinde aşırıya kaçmamalı. Ukrayna Cumhurbaşkanı da uzun süreli bir savaşa sürüklenecek kadar gafil olmamalı. Bir karar almadan önce, savaşın uzaması durumunda karanlık geçecek yıllar içinde hızla mülteci kamplarına dönüşecek komşu ülkelerdeki sığınaklarda kuşatılmış, çaresiz halkının kaderini iki veya daha fazla kez düşünmeli.