Mustafa Özcan
TT

Reisi ile göstericilerin saklambaç oyunu

İran'da 2017 yılında Meşhed'de başlayan ve aralıklarla devam eden gösteri dalgaları zaman zaman hararetini kaybetse de sonra yeniden kabarıyor ve nüksediyor. Bu da ortada müzmin bir sorunun varlığına işaret ediyor.  Ülke hummalı ve ateşli bir hasta gibi titriyor, devinim geçiriyor.  Rejimin arızaları veya başarısızlıkları karşısında, kalıcılık veya süreklilik kazanıyor. Emevi Devleti bir isyanla yıkılmadı ama isyanlar zinciri sonucu ortadan kalktı.  Devrim sonrasında İran da bitmeyen çalkantı ve isyanlar ile birlikte tarihi hasmı olan Emevilerin durumuna sürükleniyor.   Yerinde gitmeyen bir şeyler var.  Göstericileri motive eden birçok etken var.  Bunlar yıldan yıla değişiyor,  renkleniyor.  Reisi cumhurbaşkanı olduktan sonra tamamen Tahran’a yerleşti. Öncesinde gösterilerin patlak verdiği Meşhed ile yakın bağları ve bağlantıları vardı.  2017’de bu şehirde patlak veren ve diğer şehirlere de sirayet eden gösterilerde Reisi ile damadı Alemü’l Hüda’nın parmağı ya da en azından etkisi bulunduğuna dair Raformcu kanadın derin bir kuşkusu var.   Gösterilerin nedeni Mısır'da Şerikat Tavzif Emval olarak da bilinen özel finans kurumları ya da bizdeki örneği ile Banker Kastelli tarzı tefecilik yapan şirketlerin batması ve sırra kadem basmasıydı. Şirketler birden boş tabela haline gelmişlerdi.  Topladıkları paraları iç etmişler, halkın tasarruflarını ve birikimlerini batırmışlardı.  Bir benzetme yapacak olursak, Anadolu kaplanları adeta Meşhed kaplanları olarak ete kemiğe bürünmüştü.  Bunların dini kurumlardan icazet almadan faaliyet gösterdiklerini söylemek abes olur.
Meşhed'de binlerce kişi uygun ve ehven fiyatlarla ev sahibi olma rüyası görürken gün ortasında dolandırılmışlardı. Bunun üzerine İran'ın Kum ile birlikte dini merkezlerinden olan Meşhed’de halk kazan kaldırdı. Halkı teskin etmek ve yatıştırmak epey vakit aldı.  Böylece Mısır’da yaşandığı gibi halkın özel İslami yatırım şirketlere güveni sarsıldı. Yine aynı paralelde bunların ortaya çıkmasında dahli ve rolü olan dini rejim veya velayet rejimi de, halkı dolandırıcılara karşı koruyamamaktan dolayı itibar kaybetti. Halk İnfial göstermiş rejim ve rejimin sembollerini suçlamıştı.  İbrahim Reisi ve damadı Alemu’l Hüda reformcuları suçlarken Reformcular da aksine onları suçluyordu.  İktidar hesapları uğruna halkı kışkırttıklarını varsayıyordu.   Sözgelimi Hasan Ruhani’nin Yardımcısı İshak Cihangiri,  gösterilerin arkasında muhaliflerin olduğuna inananlardandı. Cihangiri, "Bu ülkedeki bazı olaylar, ekonomik sorunlardan kaynaklanıyor olsa da bunların arkasında başka bir şey var gibi görünüyor. Bunu yaparak hükümete zarar vereceklerini düşünüyorlar ama karlı çıkanlar başkaları olacak" demişti.  Aslında bu protestolar bir anda veya ansızın ortaya çıkmadı. 2017 yılında başta Tahran olmak üzere birçok kentte, sayıları 6 bini bulan batık finans şirketlerine yatırımlarını kaptıran mağdurlar, küçük çaplı da olsa gösteriler düzenleyip sert sloganlar eşliğinde seslerini yükseltiyordu.
Rejimin iki kanadı da (Reformcular ile Muhafazakarlar) gösteriler üzerinden birbiriyle vuruşuyorlar ve taht ya da iktidar oyunu oynuyorlar. Sözgelimi,   2017 yılında patlak veren ve 2018 yılına sarkan olaylarla ilgili birçok senaryo dile getirilmiştir. Bunların merkezinde Muhafazakarlar ve özellikle de İbrahim Reisi ve çevresi bulunuyor. İran'da her türlü sokak gösterisi ancak, hükümete bağlı İçişleri Bakanlığı ile İran Liderine bağlı güvenlik güçlerinin izin vermesiyle düzenlenebilir.  Hükümetin bu gösterileri "izinsiz ve yasa dışı" ilan etmesine rağmen, polis ve Devrim Muhafızları güçleri hiçbir şekilde olaylara müdahale etmedi. Gösterilerin birkaç gün aktif olduğu dikkate alındığında bu konuda bir "gafil  avlanmanın " söz konusu olmadığı da gayet açık.  Göstericiler ile Hamaney takımı arasında bir muvazaa hattı olduğu belirgin.  Göstericiler Ruhani iktidarı üzerine yönlendirildi.
İran'da bu şekilde mağdur edilen birkaç milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Devlet ve hükümet kurumları, gösteriler büyümediği sürece müdahaleden kaçındı.  Göstericileri kontrollü bir biçimde Reformcu kanadın üzerine saldılar.  Aynı yıl (2017) seçim minderine çıkan Reisi Ruhani karşısında tuş olmuştu.  İbrahim Reisi Meşhed kentindeki İmam Rıza Türbesi ve Külliyesi Vakfı Başkanı sıfatını taşıyordu.  Damadı Alemü’l Hüda ise Meşhed cuma hatibi idi. Meşhed şehir olarak onların kontrolü altındaydı. Gösteriler de seçim manivelası idi.   Reisi ancak 2021yılında muradına erebildi.   
2017 yılında patlak veren gösteriler daha sonra Ahvaz/Huzistan bölgesine sıçradı. Merkez üssü, İranlı Arapların yaşadığı Ahvaz/Huzistan’dan başkası değildi.   2021 yılında da aynı nedenle İsfehan gösteriler ile tanıştı.  Nim cihan (dünyanın  yarısı) olarak anılan  bu Selçuklu başkentinde Zayende Irmağı yanlış sulama ve tarım teknikleri nedeniyle kurumaya yüz tutmuştu. Mollaların yanlış politikaları romantizmin merkezi olan İsfehan’ı bile gölgelemiştir. Şah döneminden beri İran'daki su kaynakları ve nehirler yüzde 40 oranında kurumuştur. Sovyetler Birliği’nin yaptığı çevre tahribatını Mollalar da yapmıştı.
İran Arabistanı ya da Huzistan olarak bilinen bölge halkı bugün de gösterilerin aktif katılımcıları arasında yer alıyor.  İran’da gösteri zincirlerinin bütün halkalarında onlar da var. Bunun birkaç nedeni var.  Bu nedenlerden birisi su kaynaklarının hor kullanılarak çarçur edilmesi.  Bu nedenle kaynaklar sulama ve içme ihtiyacını tam olarak karşılayamıyor. İkincisi gıda fiyatlarındaki orantısız ve fahiş artışlardır. Buna mukabil Reisi’nin de destek politikasından vazgeçmesidir. Bu darboğaz nedeniyle Firdevsi tarafından cennet olarak tasvir edilen İran adeta cehenneme dönmüştür.  Kıtlık ya da gıda maddelerine erişememe veya pahalı erişme bütün dünyayı kasıp kavurduğu gibi İran’ı da etkiliyor. Bunun nedeni yerel yapısal sorunlarla birlikte Pandemi sonrasında gıda fiyatlarında küresel düzeydeki artıştır.  2018’de konulan ambargo nedeniyle İran’ın da petrolünü dış piyasalara kısıtlı bir biçimde satabilmesidir. Bu etkenlerin bir araya gelmesiyle birlikte ülkeler gıda güvenliği açısından sıkışmış ve çaresiz kalmıştır.  Böylece Pandemi sonrası enerji buhranına bir de gıda buhranı eklenmiştir. Ahvaz halkının özel bir sorunu daha var. O da, Pers unsuru karşısında ezilmesi ve ayrımcılığa muhatap kılınmasıdır.   

Bazar ve talebelerin rolü
İran'da bileşenleri arasında bazar olmadan hiçbir toplumsal hareketin başarı şansı yoktur.  Bazar esnafı da geleneksel olarak muhafazakar olarak tanımlanır.  Lakin bazar da olayların sevkiyle birlikte kabuk ve yelpaze değiştiriyor. İran'da Şah'a karşı başkaldırının adreslerinden birisi bazar olmuştu. Lakin devran dönmüş ve bazar büyük çapta devrimin karşısına geçmiştir. Devrim erkanı mustazafları temsil etmek yerine müstekbirlerin odağı haline gelmiştir.  Nitekim ülkenin kutsal kentlerinden ve Necef’in karşı ağırlığı olan Kum'da göstericiler "Halk yalvarıyor, din adamları Allah gibi davranıyor" sloganları atmıştır. Bu kibirlerine işarettir.  
Dini kuruma tepkilerinin nedeni Şah'ın adamları gibi din adamlarının veya mollaların da servet biriktirmesidir.  Mevki ve makamları kendilerine yontmalarıdır. Bu da bütün kesimlerde yakın oranlarda reaksiyona neden oluyor. Birçok Arap ülkesinde olduğu gibi Reisi'nin temel ihtiyaç maddelerine olan devlet desteğini kaldırması halkın da kazan kaldırmasına neden  oldu.  Mayıs 2022 yılında meydana gelen son gösterilerin nedeni bu.  2018 yılında Hasan ruhani'nin halkı teskin için getirdiği temel gıda maddelerinde devlet desteği siyasetinden vazgeçildi.  Reisi gerekçe olarak hazinenin boş olmasını gösterirken halk da aç kalmaktan ve geleceğinden endişelenmektedir.  Temel gıda maddelerini destekleme politikası ambargo ve dünyadaki gıda fiyatlarının artışı nedeniyle duvara dayandı ve Reisi'yi kemer sıkma politikasına itti.
Ilımlı kanat olarak da bilinen reformcu kesimi sarsan gösteriler şimdi de muhafazakar kitleyi tehdit ediyor.  Tellak değişti ama hamam aynı hamam!
İran halkı devrimin ilk günlerinde kahrolsun Amerika (merg ber Amerika) diye tempo tutarken şimdi bu slogan içeriye döndü ve Hameney'i  hedef aldı:  Merg ber Hamenei! 
Kısaca, gün itibarıyla rüzgara kapılan kum tepeleri ve yığınları gibi Reisi de nereye giderse gösteriler de onunla birlikte gidiyor.  Adeta köşe kapmaca ya da saklambaç oynuyorlar.