Abdurrahman Şalkam
TT

İki anayasa arasında Tunus

Son 10 yıl içinde krizlerin yüklendiği, henüz kaybolmayan iniltilere yol açtığı ve gerileyen Arap Baharı’nın kıvılcımından çıkan depremin sarsıntılarının merkez üssü halen iş başında.
Tunus, 2014 anayasasının ilan edilmesinden sonra güç ve yetkilerin devlet başkanı, başbakan ve parlamento arasında dağıldığı bir siyasi kaygı dönemi yaşadı. Temsilciler Meclisi çekişen, dahası çatışan siyasi ve ideolojik akımlar tarafından paylaşıldı. Merhum Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi, bilgeliği, tecrübesi ve yaşı gereği milli aklın başıydı ve tüm çatışan taraflarla bir tür sakin ve ağırbaşlı uzlaşma ortamı oluşturmayı başarmıştı. Ancak Temsilciler Meclisi, halka canlı olarak nakledilen hakaretler, bağırıp çağırmalar ve dövüşlerle bir boks ringi gibiydi. Medya, futbol maçları sunucularından daha iyi performans gösteren sunucuların yorumları eşliğinde meclis salonunda olup bitenleri nakletmekte yarışıyordu. Koronavirüs pandemisi ve dolayısıyla ülkede turizmin gerilemesi, ekonomik durumun karışıklığı, terör odaklarının genişlemesi ülkeyi durmadan derinleşen bir boşluğa soktu. Ülkenin çektiği acılardan başta Halk Temsilcileri Meclisi olmak üzere politikacıları suçlayan sokağın öfkesi büyüdü. Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 72 oy alan anayasa hukuku profesörü olan Kays Said, ülkenin genel durumunu ve yaşadığı krizleri tespit etti. Yetkilerin dağılmasının ve çatışmasının hastalığın temel nedeni olduğunu ve tüm krizlerin semptomlardan başka bir şey olmadığını teşhis etti. Cumhurbaşkanı geçen yıl temmuz ayında kapsamlı, güçlü ve kararlı tedbirler aldı ve bu yetkilere pratikte son verdi. Ülke için 2014'te hazırlanan, Habib Burgiba ve Zeynel Abidin bin Ali döneminde yaşadığı başkanlık sistemini bitiren devrim anayasasının yerini alacak yeni bir anayasa taslağı hazırlandığını duyurdu.
Cumhurbaşkanı Kays Said yeni bir anayasa taslağı hazırlamak için bir komisyon atadı. Komisyon da önerilen taslağı bu ayın birinde Cumhurbaşkanı’na sundu. Taslak, Devrim Anayasası olarak bilinen anayasanın yerini alması için bu ayın 25'inde halk oylamasına sunulacak. Yeni anayasa 10 bölüm ve 142 fasıldan oluşuyor. Öncesinde “Biz Tunus halkı” ifadesi ile başlayan ve egemenliğin halkın olduğunu belirten bir giriş bölümü yer alıyor. Önerilen anayasa taslağında yeni olan husus, “yetkiler” yerine “görevler” kelimesinin kullanılması. Anayasa taslağı, yasama, yürütme ve yargı görevleri ayrılığını ve bunlar arasında gerçek bir dengenin kurulmasını şart koşuyor. Yeni taslak ayrıca Tunus'un Arap ulusunun bir parçası ve Arap dilinin de resmi dil olduğunu, hanif İslam dininin can, namus, mal, din ve özgürlükleri muhafaza etme gayelerini (tek başına) devletin gerçekleştirmeye çalışacağını belirtiyor. Ayrıca taslakta devletin din, inanç ve vicdan hürriyetini teminat altına aldığı hükmü de yer alıyor. Referanduma sunulan anayasa taslağında göze çarpan bir değişiklik de Temsilciler Meclisi’ne paralel bir meclis olan Ulusal Bölgeler Meclisi’nin kuruluşuyla ilgili madde. Bir başka madde ise meclis içinde işlenecek iftira, karalama, sövme ve karşılıklı şiddet suçlarında milletvekillerinin dokunulmazlıklarından yararlanmamalarını öngörüyor. Yeni anayasa taslağının fördüncü bölümünde, tam başkanlık yapısıyla yeni sistemin doğası tarif ediliyor:
“Cumhurbaşkanı, yürütme görevini bir başbakanın başkanlığındaki hükümetin yardımıyla yerine getirir. Cumhurbaşkanı, başbakanı ve hükümet üyelerini atar. Hükümet, Cumhurbaşkanı’nın belirlediği direktifler ve tercihler doğrultusunda devletin genel politikasının uygulanmasını sağlar. Hükümet, Cumhurbaşkanı nezdinde eylemlerinden sorumludur”.
Referanduma sunulan taslak, tüm temelleriyle başkanlık sistemini oturtuyor. Devletin genel politikalarını belirleyen cumhurbaşkanını kontrol eden herhangi yasama organı yok. Hükümetin işi, onun direktiflerini ve tercihlerini uygulamak. Ulusal Bölgeler Meclisi adında yeni bir yasama organının eklenmesinin amacı, Halk Temsilcileri Meclisi’nin yasama üzerindeki merkezi hakimiyetini kırmak. Taslakta 2014 anayasasında değiştirilemez olduğu belirtilen maddeler de dahil olmak üzere büyük temel değişiklikler yer alıyor. Bunları ilki de birinci fasıldaki şu ifade:
“Tunus özgür ve bağımsız bir ülkedir. Dini İslam, dili Arapça, yönetim sistemi ise cumhuriyettir”
Keza ikinci fasılda da şu ifade yer alıyor:
“Tunus, halkın iradesine ve hukukun üstünlüğüne dayanan sivil bir devlettir”.
Üçüncü fasıldaki ifade ise şöyle:
“Halk, egemenliğin sahibi, yetkilerin kaynağıdır ve bunları seçilmiş temsilcileri veya referandum yoluyla kullanır.”
Yine bir önceki anayasanın 47’inci faslında şu ifade vardı:
“Görüş veya önerileri ya da parlamenter görevleriyle bağlantılı olan eylemleri nedeniyle Halkın Temsilcileri Meclisi üyesi hakkında herhangi bir hukuki veya cezai kovuşturma yapılamaz, tutuklanamaz veya yargılanamaz.”
Yine bu anayasada belirtildiği gibi; “Yürütme yetkisi, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın başkanlığındaki bir hükümet tarafından kullanılır.” 87’inci fasılda ise şöyle deniyor:
“Halk Temsilcileri Meclisi üyelerinin çoğunluğu, Anayasa'nın ciddi bir ihlali nedeniyle Cumhurbaşkanı'nı görevden almak için açık önerge sunarak inisiyatif alabilir. Meclisin bu önergeyi çoğunluk ile kabul etmesi halinde karar için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulur. Anayasa Mahkemesi, görevden alma dışında bir mahkûmiyet kararı veremez ama cumhurbaşkanı gerekirse cezai sonuçlardan muaf tutulmaz. Görevden alınan cumhurbaşkanı, diğer seçimlerde aday olma hakkını kaybeder.”
39’uncu fasıl ise şöyle:
“Başbakan genel düzenleyici yetkisini kullanır ve Bakanlar Kurulu ile görüştükten sonra imzaladığı bireysel talimatlar verir.”
Eski ve yeni anayasalardaki en önemli metinsel temellere dair okuma, giden cumhuriyet ile Tunus dünyasına girmeyi bekleyen bir başka cumhuriyet arasındaki farkın boyutunu netleştiriyor. Önerilen yeni anayasa taslağına yönelik tepkiler çelişkili ve farklı. Nahda Partisi ve Özgür Anayasa Partisi’nin yanı sıra Ahmed Necib eş-Şabi liderliğindeki Kurtuluş Cephesi muhalefet cephesine liderlik ediyor. Etkili sendikal güç Tunus Genel İşçi Sendikası, üyelerine yeni anayasa taslağına yönelik tutumlarını kendileri belirleme özgürlüğü tanıdı. Referandum kampanyasından önceki en büyük sürpriz ise Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından anayasa taslağını hazırlayan komisyonun başkanlığına atanan Sadık Belid’in söyledikleri ve yazdıklarıydı. Belid, Cmhurbaşkanı’nın referanduma sunduğu metnin görevli komisyon tarafından hazırlanan taslakla hiçbir ilgisi olmadığını ve Cumhurbaşkanı’nın kendisi tarafından yazıldığını söyledi.
Buradan çıkarılabilecek sonuç, Cumhurbaşkanı Kays Said'in ülkenin yetki dağınıklığı ve çatışması, ideolojik çatışma, yolsuzluk ve terör nedeniyle neler yaşadığını derinlemesine analiz ettiği ve Tunus’u ayağa kaldıracak anayasal siyasi reçeteyi hazırladığıdır. Bu ayın son haftasında ülke referanduma tanık olacak. Referandum, ülkenin yeni bir döneme girdiği kapı mı olacak yoksa iki anayasa arasındaki yolculuğunda Tunus Sisifosu’nu acı ve umut arasında döndürecek döner kapı mı olacak?