Cuma Bukleyb
TT

Ukrayna savaşının girdabı devam ediyor

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden bu yana yaklaşık beş ay geçti. Ancak savaş henüz sona ermedi, aksine maliyeti ve yansımaları arttı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov geçtiğimiz günlerde, Donbas’ın doğusunun ötesinde daha fazla toprak ele geçirme planlarını duyurdu. Lavrov bunun nedeninin, “Batı'nın Ukrayna'ya verdiği askeri desteğin Moskova'nın stratejisini değiştirmesine yol açması” olduğunu söyledi. Bu sözler, kelimenin tam anlamıyla savaşın uzayacağı, olumsuz yansımalarından kaçış olmadığı ve bu ıstırabın hayatın her seviyesinde şiddetleneceği anlamına geliyor.
24 Şubat'ta başladığından bu yana savaş dünyayı hızla karanlık ve tehlikeli bir tünele sürükledi. Bu savaş uluslararası gerilimi birdenbire şiddetlendirdi, ekonomik yansımaları hızla ortaya çıktı ve hem zengin hem de fakir ülkeleri etkiledi. Sri Lanka'da son zamanlarda yaşananlar buna iyi bir örnektir. Ekonomistler, Sri Lanka'nın uzun bir zincirin sadece ilk halkası olduğunu söylüyor. Savaşın olumsuz yansımaları, 20'den fazla ülkeyi etkileyerek istikrarlarını tehdit edebilir. Yakın zamanda özellikle Pakistan muhtemel ikinci kurban olabilir.
Yıllar içinde şiddetlenen ekonomik yozlaşmaya ek olarak petrol, gaz ve gübre fiyatlarındaki ani artış, Sri Lanka'nın belini kıran son darbe oldu. Sri Lanka hazinesindeki döviz rezervini tüketti. Şu anda Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) eşiğinde durmuş, insanlarını açlıktan ve ekonomisini de boğulmaktan kurtarmak için yardım dileniyor. Alacaklıların -Japonya ve Çin- vadesi gelen borçları tahsil etmekte ısrarcı olmamalarına rağmen durum bundan ibarettir!
Petrol ve gaz kıtlığı krizi ABD Başkanı Joe Biden’in yardım için Riyad'a koşmasına neden oldu. Avrupa hükümetleri, kış başlamadan önce rezervlerini doldurma umuduyla Afrika ve Asya'daki petrol ve gaz üreten ülkelerle anlaşmalar imzalamaya yöneldi. Batılı ülkelerde vatandaşlar genel olarak ekim ayı itibariyle ısıtıcıları açmaya başlarlar. Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı, yakıt sıkıntısının günlük tüketim açısından ısıtma, aydınlatma ve fabrikaların işleyişinde yol açacağı ciddi sorunların önüne geçmek için geçtiğimiz günlerde acil önlem almak üzere harekete geçti.
Tedbirlerin başında, beklenen kış krizinden önce acil durum planlarının bir parçası olarak, üye devletlerden halka açık yerlerde enerji tüketimini yüzde 15 oranında azaltma talebi yer alıyor. Bu acil adım, Moskova'nın önümüzdeki kış aylarında Avrupa ülkelerinin ihtiyaç duyduğu gazı durdurarak bunu bir savaş silahı olarak kullanmaya başvuracağı korkusuna dayanıyor. Moskova ise uygulanan yaptırımlar sonucunda Kuzey Akım 1 boru hattındaki basınç türbinlerinin gerekli bakımlarını yapamaması nedeniyle Batılı ülkeleri suçluyor. Nitekim Rusya gazının yüzde 40'ını Avrupa ülkelerine ihraç ediyor ve Avrupa Birliği'ne (AB) üye 8 ülke gaz ihtiyacının yarısından fazlasını Rusya'dan sağlıyor.
Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı tarafından hazırlanan planlar, üye devletlerin hükümet ve halka açık yerlerde ısıtma ve aydınlatma kullanımı için kurallar belirlemesini ve kapanabilecek sanayi siteleri için -ki on binlerce işçinin işini kaybetmesine neden olabilir- listeler yapılmasını istiyor. Başkanlık kendine, bir üye devletin ağustos ve mart ayları arasında gönüllü olarak enerji tüketimini azaltmaması durumunda, müdahale etme ve enerji tüketimini azaltma yetkisi verdi.
Avrupa'nın önde gelen ekonomik gücü Almanya'da tüketimin azaltılması sorunu, tüketim kotalarında öncelik sorunu merkezinde birçok tartışmayı beraberinde getirdi. AB’nin politikası önceliği iç tüketime vermek üzerine kuruluyken, sanayiciler, sanayi sektörünün bütünüyle felç olmaması için öncelik meselenin yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyorlar. Alman sanayi sektörü, ithal edilen Rus gazının yüzde 36'sını tüketmektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Almanya'nın sanayide yaşayacağı aksamalar nedeniyle GSYİH'nın yüzde 3'ünü kaybedeceğini ve ekonomisini resesyona sürükleyeceğini tahmin ediyor.
Ukrayna’daki savaşın siyasi açıdan ilginç son dikkat çeken yansıması, Putin'in yakın zamanda Tahran'a yaptığı ziyaret ve İran'ın en üst düzey liderleriyle yaptığı görüşmeydi. Bu ziyaret, eski bir İran dışişleri bakanının “İran'ın teknik olarak nükleer bomba üretebileceğine” ilişkin yaptığı açıklamadan birkaç gün sonra geldi. Batılı yorumcular, Moskova'nın İran ile işbirliği yoluyla, “İran'ın ambargo yıllarında petrol kaçakçılığı için izlenmesi zor yöntemler kullanarak inşa ettiği ağdan yararlanarak yaptırımları aşmasını sağlayacağını” söylüyor. Ayrıca Moskova'nın İran’ın nükleer hedefini gerçekleştirmesi için gerekli teknik uzmanlığı sağlama olasılığı da var.