Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Yanımızda olanlar

"Senden uzaklaşmak isteyen, kapı deliğinden çıkış bulur,
Senin dostluğunu ve sevgini isteyen de kayayı delip giriş kapısı açar.”

Yanımızda olanlar bizlere güç ve değer kazandırdıkları gibi gücümüzü ve değerimizi de azaltabilirler. Hz. Ali’ye nispet edilen “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.” sözü kişinin yanında olanlarla değer kazanacağı veya kaybedeceği şeklinde de yorumlanabilir. Çünkü yanımızda olanlar, aynı zamanda kişiliğimizin ve kimliğimizin oluşumunu da etkilemektedirler. Kişiliğimiz ve kimliğimiz de bizim değerimizin belirlenmesinde önemli bir ölçüttür.
Yanınızda kimlerin olup olmayacağını belirleme konusunda inancınızın, değerlerinizin ve davranışlarınızın büyük bir payı vardır. İnancınız bazı kişilerin sizin yanınızda yer almasını sağlarken bazılarının da size düşman kesilmesine neden olabilir. Örneğin; Allah’a ve Resulüne iman, mü’minleri kardeş kılıp onları birbirlerine yakınlaştırırken,[1] inkârcıların mü’minlere eziyet etmelerine ve onlara karşı düşmanca tavırlar sergilemesine[2] neden olabilmektedir.
Yanınızda olanlar sizin için veya sizin yanlarında olduklarınız için neler yapabiliyorsunuz? Asıl üzerinde durulması gereken mesele budur. Yanınızda olanlar sizin için neleri feda edebilirler? Aynı soru sizin için de geçerlidir? Yanında olduklarınız için nelerinizi feda etmeye hazırsınız? Kanaatimizce bu sorunun cevabında “yanında olunanlara duyulan inanç ve sevgi/yanında olunanların size inancı ve sevgisi” etkili olacaktır. Hz. Peygamberin hayatından bir olayla meseleyi bir örnek bağlamında biraz daha detaylandıralım:
Ahzab/Hendek savaşı esnasında münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, daha önce Allah Resul’ünün ve mü’minlerin yanlarında yer alıp onlarla birlikte savaşacaklarına dair söz vermiş[3] olmalarına rağmen iş ciddiye binince kaçmak için türlü türlü bahaneler üretmeye başlamışlardır. Bahaneler üretmedeki tek amaçları, inanmadıkları ve sevmedikleri Allah Resul’ü ve davası uğrunda savaşmamaktı. Bu nedenle bazıları, evlerinin düşman saldırısına açık olduğunu söyleyerek Hz. Peygamber’den izin istedi. Hâlbuki evleri saldırıya açık filan değildi; tek istedikleri, savaştan kaçıp canlarını kurtarmaktı.[4] Böyle davrananlar gerçek anlamda yol arkadaşı değillerdir. Bunlar sadece kendi arzuları/istekleri gerçekleşince mutlu olan, sevinen, zorluklarla ve bedel ödemeyle yüz yüze geldiklerinde ise İsrailoğullarının bir kısmının Hz. Musa’ya “Sen ve Rabb’in gidin ve onlarla kendiniz savaşın, biz burada oturup bekleyeceğiz!”[5] dedikleri gibi ipe un serenlerdir. Oysa gerçek anlamda Allah’ı ve Resul’ünü sevip onlara inananlar, zorluk ve meşakkatlerle karşılaştıklarında, “Bu, Allah ve Elçisinin bize vadettiğidir! Allah ve Elçisi doğru söylemiştir.”[6] derler ve yapılması gerekeni de yaparlar. Çünkü onlar, yanında yer aldıkları Allah Resul’ünü canları pahasına korumak ve gerekirse bu uğurda canlarını vermek için söz vermişlerdir. Onların bu dik ve sağlam duruşları hadisenin anlatıldığı Ahzab Suresinde şu ifadelerle dile getirilir: “Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice yiğitler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.”[7] Ayeti kerimede dikkat çekilen husus, Allah için birinin yanında yer alıp onunla yola çıkanların bu birlikteliklerinin ömür boyu devam etmesi gerektiğidir. Zira ayetin son kısmında idafe edilen “Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” ifadesi de bunun delilidir.
Hak yolda yanında ye alıp yola çıkılanları yolda bulunanlarla değiştirmemek gerekiyor. Özellikle de yola çıkılanlar sırat-ı müstakim üzere iseler. Ancak yol arkadaşlığında ve yanınızda yer alma konusunda samimi olmayanlar her daim var olacaklardır. Yanında yer aldıklarını satmak ve onları yüz üstü bırakmak isteyen kişi, onlardan uzaklaşmak isteyince, çeşitli bahaneler uydurur ve kaçıp gitmek için kapı deliğinden çıkış bulur. Ancak gerçek anlamda yanında olduklarını seven ve onlara inanan kişi ise onların yanında yer alabilmek ve onları desteklemek için kayayı delip giriş kapısı açar.
Hak yolda yanlarında yer almak adına ahdettiklerim için kayaları delip kapılar açamaya hazır mıyım? Sorunu herkes kendi kendine sormalıdır?
Kimin kimlerin yanında olduğunu test etmeye hazır mıyız?

[1] el-Hucurât 49/10
[2] el- Mâide 5/59; el- Burûc 85/8
[3] el-Ahzâb 33/15
[4] el-Ahzâb 33/13
[5] el- Mâide 5/24
[6] el-Ahzâb 33/22
[7] el-Ahzâb 33/23