Robert Ford
ABD'nin Eski Şam Büyükelçisi
TT

İsrail ve Demokrat Parti içindeki hararetli savaş

Kasım’da yapılacak ara seçimler için 2 Ağustos'ta yapılması planlanan ön seçimlerde İsrail'in önemli bir faktör olacağı açık. Ön seçimlerde iki Demokrat aday Kasım ayında Michigan seçim bölgesini Kongre’de temsil etmek amacıyla Cumhuriyetçi adaya karşı Demokrat Parti’nin adayı olmak için yarışacak.
İsrail'e yönelik herhangi bir eleştiri yöneltilmesini reddeden ulusal lobiyi temsil eden ABD-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC), kendi adına, bu seçimlerde daha önce bir sinagoga başkanlık eden, İsrail'in var olma hakkını savunan ama aynı zamanda Filistinlilerin haklarını ve iki devletli çözümü de savunan Kongre'deki Yahudi Temsilciler Meclisi üyesi Andy Levin'den kurtulmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz yıllarda AIPAC, İsrail'e verdikleri desteğin yetersiz olduğuna inandığı bir dizi Amerikalı politikacı belirlemiş, daha sonra, diğer kişi ve kuruluşlar bu politikacıların rakiplerinin seçim kampanyalarına para bağışında bulunmuşlardı. Ancak bu yıl, AIPAC, ABD’deki seçim kampanyalarına doğrudan bağış yapmakla ilgilenen bir yan kuruluş kurdu.
Bu bağlamda, siyasi şeffaflık yasalarının, seçim kampanyalarını aldıkları bağışları açıklamakla yükümlü kıldığını belirtmekte fayda var. AIPAC Finansman Departmanının da bu yıl şimdiye kadar Kongre üyeliği için yarışan adayların seçim kampanyalarına yaklaşık 30 milyon dolar bağışladığı ortaya çıktı. Bazı AIPAC yetkilileri, seçim kampanyalarına doğrudan mali müdahalelerini Demokrat Parti içinde meydana gelen değişikliklerle ilişkilendirdi. Bunlardan biri de partinin ilerici sol kanadının İsrail'i daha fazla eleştirmeye başlaması.
Örneğin, aralarında ilerici sol kanattan pek çok ismin olduğu 24 Demokrat senatör, geçen ay Başkan Biden'a Filistinli-Amerikalı gazeteci Şirin Ebu Akile'nin öldürülmesiyle ilgili soruşturma yapılmasını sağlamak için müdahale etmeye çağıran bir mektup gönderdi (AIPAC, senatörlerin mektubuna karşı çıktı).
Mayıs ayında da çoğunlukla Demokrat Partinin sol kanadından 57 Temsilciler Meclisi üyesi, yönetime Ebu Akile'nin öldürülmesini soruşturma çağrısı yapan bir mektup yazmıştı. Mayıs ayında İsrail Büyükelçisi, Andy Levin'in imzalayanlar arasında yer aldığı bu mektubu eleştirmişti. Buna karşılık, Andy Levin'in 2 Ağustos ön seçimlerindeki rakibi ve aynı zamanda Demokrat bir Kongre üyesi olan Haley Stevens, yukarıda sözü edilen mektubu imzalamayı reddederek İsrail'e kesin desteğinin altını çiziyor. AIPAC, Stevens’ın kampanyasına 3 milyon dolar bağışladı.
Burada, ön seçimlerde AIPAC'ın doğrudan mali müdahalesine tanık olan tek eyaletin Michigan olmadığını belirtmek gerekir. Şimdiye kadar AIPAC, ABD genelinde Demokrat Parti adayları arasındaki 10 ön seçime mali olarak müdahale etti ve desteklediği adayların bu seçimlerden 9’unu kazandığını iddia ediyor. AIPAC'ın desteklediği adayları stratejik olarak seçtiğine dikkat çekilmeli. Örneğin, İsrail'e yönelik sert eleştirilerine rağmen AIPAC parasını 2 kadın kongre üyesi, Michigan'dan Rashida Tlaib ve Minnesota'dan Ilhan Omar’a karşı kullanmaktan kaçındı, çünkü onları yenmenin zor olacağı sonucuna vardı.
Öte yandan, AIPAC'ın Demokrat Parti içindeki ön seçimlere doğrudan müdahalesi, başarılarına karşı bir tepkiye yol açtı. Örneğin, eski başkanlık adayı Bernie Sanders, AIPAC’a bağlı finans kurumundaki zengin işadamlarına atıfta bulundu ve AIPAC'ın müdahalelerini Demokrat Parti'ye karşı bir savaş olarak nitelendirdi.
Demokrat Parti'nin ilerici sol unsurlarının gözdelerinden Senatör Elizabeth Warren'ın Andy Levin'e desteğini ifade etmek için Michigan'a gittiğini belirtmekte fayda var.
Buna ilaveten iki devletli çözümü güçlü bir şekilde destekleyen ve ABD’nin bölge politikaları konusunda AIPAC ile sık sık tartışmalara giren yerel J Street örgütü, her ne kadar sağladığı fonlar AIPAC tarafından sağlanan fonlardan daha az olsa da siyasi kampanyalara doğrudan mali fonlar sağlamaya başladı.
İlerici Prospect dergisi ise 14 Temmuz'da AIPAC'ın bazı adayları desteklemesini Demokrat Parti içindeki ön seçim sistemini ele geçirme olarak niteleyerek şiddetle eleştirdi. Bu ifadenin abartılı olduğu açık. Burada, AIPAC destekli adayların kazandığı 9 ön seçimde Ortadoğu ve İsrail ile ilgili konuların bir öncelik olmadığını belirtmek gerekir. Amerikalıları daha çok enflasyon, olası bir ekonomik durgunluk ve bir dizi sosyal sorun gibi iç meseleler endişelendiriyor. Dış meselelere gelince, Rusya, Ukrayna ve Çin'e odaklanıyorlar.
Bu sorunlarla ilgili tartışmaların ve birçok kurum ve kişi tarafından yapılan mali bağışların, ABD'deki seçimlerin sonucunu belirlediği aşikar. Yine de kabul etmeliyim para, modern Amerikan siyasetinin gerekli bir bileşeni, çünkü hayati öneme sahip reklam maliyetlerinin yanı sıra seçim kampanyalarında çalışanların ve lojistik hizmet sunanların ücretlerinin karşılanmasını sağlıyor.
Kendi adıma, AIPAC ile kişisel bir çalışma deneyimim olduğunu söylemeliyim. Başkan Obama'nın Suriye politikasına katılmadığım için 2014'te Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa ettikten sonra, AIPAC'tan bazı konferanslarında İran'ın Suriye ve bölgedeki rolü hakkında konuşma yapmam için davetler aldım (Bu tür konuşmalar için küçük bir ödül aldım ve son konuşmamı 2018 yılında yaptım). Bu 4 yıl içinde, AIPAC yöneticileri bana Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerin İsrail'e güçlü destek vermeleri gerektiğini vurguladılar.
AIPAC'ın bu yıl aldığı karar, Andy Levin gibi politikacıların hedef alınacağını ve Demokrat Parti'nin ilerici kanadıyla karşı karşıya geleceğini gösteriyor. Başarılı olursa, muhafazakarların parti içindeki etkisini güçlendirecek ve birçok genç aktivist dahil olmak üzere sol unsurları partiden ayrılmaya zorlayacak. Günümüzün dengeli Amerikan siyasi koşullarında, böyle bir sonuç Cumhuriyetçi Parti'nin seçimleri kazanmasına yardımcı olacak. Bu nedenle, bazı Cumhuriyetçi Parti figürlerinin sessizce AIPAC'ın stratejisini desteklediğini görmemiz şaşırtıcı değil.