Sevsen Şair
TT

Teröre yeşil ışık

Belçika, İran ile mahkum takası anlaşması imzaladı ve bu anlaşma ile Brüksel İranlı teröristlerin Avrupa'daki en önemli sığınağı haline geldi. Herhangi bir terör eylemiyle görevlendirilen İran uyruklu birinin tek yapması gereken, eylemini tamamladıktan sonra hemen Belçika'ya geçmek. Belçika hükümeti kendisini yargıladıktan sonra İran'a iade edilmesini sağlayacak. Takas işleminin gerçekleşmesi için İran'ın da herhangi bir Belçikalıyı kaçırması veya tutuklaması yeterli!!
"France 24"ün haberine göre, Belçika Adalet Bakanı geçtiğimiz Salı günü yaptığı açıklamada, Brüksel'in Tahran ile tartışmalı bir mahkum takası anlaşması üzerinde çalıştığı bir dönemde İran'ın bir Belçikalıyı "casusluk" suçlamasıyla 4 aydır alıkoyduğunu duyurdu. Bakan Vincent Van Quickenborne, İran'ın Avrupa vatandaşını 24 Şubat'ta tutukladığını ve "hukuka aykırı" bir şekilde gözaltında tuttuğunu belirtti. Söz konusu Avrupa vatandaşı, Brüksel'de bir üniversitede eğitimci olan İranlı-İsveçli akademisyen Ahmed Rıza Celal ve İran tarafından "casusluk"la suçlanarak idama mahkum edildi.
Quickenborne, Belçika’nın Tahran Büyükelçiliği’nden yetkililerin, kendisine mümkün olan her türlü yardımı sağlamak için tutuklu Belçikalıyı iki kez ziyaret ettiğini ve ailesinin bir Salı günü kendisinin tutuklandığını duyurduğunu belirtti.
İran'ın dünya genelinde terör eylemleriyle görevlendirdiği suçluları geleneksel geri alma yöntemi budur. Bir İranlının terör suçlamasıyla yargılandığı ülkenin bir vatandaşını kaçırmak ve ardından bu ülkeye mahkum takası teklif etmek. Ne yazık ki uluslararası toplum da bu ucuz şantaja boyun eğiyor ve hatta Belçika Parlamentosu'nun onayladığı ve Batı pragmatizminin şemsiyesinin ne kadar geniş olduğunu açıkça gösteren anlaşma gibi yasal bir çerçeve sunuyor. Batı’nın bu geniş pragmatizmi, bir ülke ile diğeri arasında adalet ve güvenlik dengelerine değil, çıkarlara göre uluslararası güvenlik standartlarında bu ölçüde bir çifte standart uygulanmasına olanak tanıyor.
Belçika'da İran’ın Viyana büyükelçiliğinde çalışan bir diplomat olan Esedullah Esedi adında İranlı bir tutuklu bulunduğunu herkes biliyor. Esedi ağır bir suç işledi, Belçika'da yargılandı ve işlediği suçun ağırlığı göz önüne alınarak 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Esedi bizzat kendisi bir fünye ile 500 gram yüksek patlayıcı TATP'yi Avrupa'ya kaçırdı ve sonra da onu nerede ve nasıl kullanacaklarına dair talimatlarla birlikte iki komplocuya verdi.
Bu komplonun genel amacı, İran Ulusal Direniş Konseyi tarafından Paris'in hemen dışında düzenlenen İranlı gurbetçilerin yıllık toplantısıydı. Belirli ve birincil hedefi ise İran Ulusal Direniş Konseyi'nin seçilmiş başkanı Meryem Recavi idi. Çok sayıda Batılı diplomatla birlikte bu etkinliğe yaklaşık 100 bin İranlı katılmıştı.
Elbette, ardından uluslararası bir olayın yaşanması riskini taşıyan böyle bir saldırının kararını Esedi tek başına almadı. Belçikalı müfettişler, 2018 terör planına ilişkin direktiflerin İran rejiminin en üst düzeylerinden geldiği kesin sonucuna vardılar.
"Mahkum transferi" anlaşmasının uygulanması, Belçika ve Avrupa'daki İranlı teröristlere güvenli bir sığınak sağlama konusunda önemli bir adım olacak. Zira İran dünyadaki terörizmin sponsoru olan bir devlet ve bu anlaşma Brüksel'i onlar için bir merkez haline getirecek.
Belçika'nın Esedi'yi İran'a iade edip etmeyeceğinin belirleneceği oturumun tarihi 19 Eylül. Bu aynı zamanda Brüksel'in her İranlı terörist için "güvenli bir sığınağa" dönüşüp dönüşmeyeceğinin duyurulacağı gün de olacak. Yine önümüzdeki ayda, yani Eylülde, 1988'de İran'da gerçekleşen katliamın faillerinden biri olmasına rağmen, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin, orada bir konuşma yapmak üzere Birleşmiş Milletler'i ziyaret etmesi planlanıyor. Reisi o dönemde İran rejiminin muhalefeti yargılamak için atadığı yargıçlardan biriydi ve 30 bin kurban haklarında idam cezası vermesinin ardından infaz edildiler! Reisi’nin cumhurbaşkanı olarak atanmasından bu yana idam edilenlerin sayısının artmasının yanı sıra (geçen yıl 530 kişi idam edildi) onun döneminde İran yeni işkence yöntemleri de icat etti. İran toplumunda korku ve dehşeti yaymak için idamların sayısının artmasıyla eş zamanlı olarak Molla rejiminin Yüksek Mahkemesi, bir kadın ve iki erkeğin gözlerinin oyulması cezasını onadı. Her üç dava da cezanın uygulanma yöntemine karar verilmesi için Tahran'a gönderildi.
İran’da devlete bağlı haber ajansları 2 Ağustos 2022 Salı günü Kirmanşah, Kum ve Fars il ceza mahkemeleri tarafından gözlerinin oyulması cezasına çarptırılan iki erkek ve bir kadının dosyalarının cezanın nasıl uygulanacağına karar verilmesi için Tahran'a gönderildiğini duyurdu.
Devlet basınında çıkan haberlere göre, her üç dava da uygulama aşamasında, ancak bu üç ilde kararın uygulanması için gerekli imkân ve koşullar mevcut olmadığından, cezanın nasıl uygulanacağının belirlenmesi ve kararlaştırılması için üç dava dosyası Tahran’a gönderildi.
İran’a Eylül için yeşil ışık yakıldı. Bu, söz konusu anlaşma ile İran’ın terörist eğilimini sürdürmesine, İbrahim Reisi'nin uluslararası toplum önünde bir konuşma yapmasına izin verilmesine yönelik bir Avrupa onayıdır.