Maha Muhammed Şerif
TT

İran'ın nükleer müzakerelerinin son aşamasına geldik mi?

İran nükleer anlaşması, uluslararası çatışmalarda önemli bir araç olarak kullanılıyor. Rusya'nın BM Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Mihail Ulyanov, İran'ın nükleer programını eleştirildiği üçlü Avrupa açıklamasının yanlış zamanda ve Viyana müzakerelerinin çok önemli bir anında yapıldığı görüşünde. İran Dışişleri Bakanlığı, İngiltere, Almanya ve Fransa tarafından yayınlanan üçlü açıklamanın nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma müzakerelerini başarısızlığa doğru ittiğini ve “Siyonist oluşumun” çıkarına olduğunu belirtti. Bütün bunlar, dünya tutsak ve kayıp kalana kadar bizi her şeyin şeytanlaştırılmasına götürüyor.
Karşıt ittifaklar oyununun yıllar süreceği nedeniyle bu aşama daha uzun süre devam edecek. Çünkü dünya çok sayıda iç içe geçmiş olaylarla dolu. Şaşırtıcı bir şekilde, çok hızlı bir tempo ile karakterize edilen bir çağda çoğu olay uzun süredir devam ediyor. Buradaki konu halen bir göstergeler meselesi ve Nisan 2021'de Viyana'da yeniden başlatılan müzakerelerdeki bu gerilemeyi, tereddüdü ve bocalamayı açıklayacak somut bir kanıt yok. Müzakerelerin amacı, İran ile büyük güçler (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve Almanya) arasında 2015’te imzalanan, Washington’ın üç yıl sonra eski Başkan Donald Trump yönetiminde geri çekildiği anlaşmayı yeniden canlandırmak.
Şüphesiz bugünün sorunlarına yönelik farklı bakış açıları var. Nedenleri de İran'ın dünya barışı için diğerlerinden çok daha ciddi bir tehdit oluşturan bazı taahhütlerini ihlal etmesiyle ilgili. Anlaşmanın yeniden canlandırılması olasılığı azaldı. Zira Tahran şu an anlaşmadan çekilmeyen taraflar ve müzakerelere dolaylı olarak katılan ABD ile yürüttüğü anlaşmayı canlandırma müzakerelerinde manevralara geri döndü. Bir uzlaşıyı kabul etmek için Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun, bildirilmemiş nükleer tesisler dosyasını kapatmasını talep etti.
Ancak İngiliz, Fransız ve Alman taraflarının açıklaması, İran'ın nükleer programıyla ilgili bir anlaşmayı engellediğini, önemli bir diplomatik fırsatı değerlendirmekte başarısız olduğunu, fırsatı değerlendirmek yerine nükleer programı ile gerilimi artırma politikasını sürdürdüğünü söylüyor. Açıklamada “Tahran nükleer programını herhangi bir makul sivil gerekçenin ötesine taşımaya devam ediyor" denildi. Bu üçgen bir başarısızlık mı yoksa pazarlık amacıyla medyaya tüketmek için verilmiş bir malzeme mi?
Şunları sorgulamamız doğal; Batı anlaşmanın alternatifi bir plana hazır mı? Askeri harekat yapılmayacaksa düşünülen yaptırımlar nedir? Bu, Ortadoğu'da nükleer silahlardan arınmış bir bölgenin kurulmasının bölge ülkelerinin hemfikir oldukları bir talep olduğu, İran'ın oluşturduğu herhangi bir tehdide karşı koymanın en iyi yolunun bu olduğu anlamına geliyor. Kaosu ve istikrarsızlığı dramatik şekillerde beslemenin öncelikleri değiştirdiği ve bunun bölgeye pek çok geri adıma, yeni bir dil ve yeni kavramların yaratılmasına mal olduğu unutulmamalı.
Politikacıların genellikle sanki bir mesaj veya sinyalmiş gibi gizlediklerinin çok azını açıkladıkları artık alışıldık ve bilindik bir şey. Üç Avrupalı ​​gücün açıklaması, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın İran'ın nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması meselesine verdiği son tepkinin "geriye doğru" bir adım olduğu yönündeki vurgusunu teyit ediyor. Blinken,“Temel gereksinimlerimizi karşılamayan bir anlaşmayı kabul etmek üzere değiliz” demiş ve “Tüm tarafların, politikalarını muğlak etkenler ve amaçlardan oluşan bir güce yönelten talepleri ve amaçları var” diye de eklemişti.
Dolayısıyla burada, bu bağlamdaki sorumluluktan kaçma şansı yok. Her şey kontrol etme eğiliminin şiddetlendiğini söylüyor. Mantık bize şeylerin göründüğünden nasıl farklı olabileceğini gösteriyor. Beyaz Saray açıkladığı gibi anlaşmayı engelleyen boşluklar olduğu için Tahran ile nükleer anlaşmaya dönmeye yakın değil. Endişe bulutlarıyla kaplı gökyüzünün büyük bir kaos ve daha fazla şeytan ürettiğini söylersek bu şaşırtıcı olmaz. Bu şeytanlar, toplanması zor olan kalıtsal dağınık parçalar miras alan ve bu nedenle kalıcı barışa intikal edemeyen ve savaşlara sonsuza kadar veda edemeyen rakip ve savaşan ülkelere zorla sahip olmaya çalışıyorlar. Tüm bunlar birlikte; geçici uzlaşmalar oyunun sonucunu kontrol ediyor, uzlaşı ve komploları tek bir sepete dolduruyorlar.