Mustafa Fahs
TT

İran protestoları ve Washington'un suç ortaklığı

Barack Obama'yı sessizliğini bozacak kadar utandıran neydi?! Geç kalmış bir vicdan uyanışı mı, yoksa onu Tahran baharından Şam baharına kadar yaptığı hatayı veya kasıtlı hatalarını alenen kabul etmeye zorlayan ara dönem kongre seçimleri mi? Belki de 2009'da İran'daki Yeşil Hareket'in ayaklanmasını destekleyememesi ve daha doğrusu ona karşı suç ortaklığı hakkında kamuoyuna söylediği sözler, dönemin Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın başkanlığını kazanmasının ardından Beyaz Saray'a dönen ekibinin politikaları ve bunun Ortadoğu'da yol açtığı ahlaki ve siyasi felaketler sonucunda Demokrat Parti'nin yaklaşan kongre seçimlerinde beklenen kayıplarını hafifletiyor.
13 yıl geciken bir açıklama ve gecikmesinin hiç olmamasından daha iyi olduğu sözünü uyarlamak zor. Çünkü siyasette, Obama'nın Yeşil Hareket'le yaptığı ve Suriye halkının devrimi ile tekrarladığı gibi, ancak halkların sorunlarına inanan ve onları çıkarları için sömürmeyen liderlerin alabileceği, tekrar etmeyen ve cesur bir karar ve inanç gerektiren fırsatlar vardır. Birkaç gün önce eski ABD başkanı, yönetiminin 2009 Yeşil Hareket protestolarını desteklememe yaklaşımının bir hata olduğunu kabul etti. Obama yaptığı açıklamada, “Nerede bir umut ışığı varsa ve nerede özgürlük aranıyorsa, bunu dikkate almalı ve onunla dayanışma içinde olmalıyız” ifadelerini kullandı.
2009'da Obama, İran'ın genç erkek ve kadınlarının umutlarını kırdı. Rejimle çıkarları uğruna özgürlüklerini feda etti ve İran halkı gerçek bir değişim fırsatını kaybetti. Başarılı olsaydı veya bazı taleplerini yerine getirseydi, İranlıları ve bölgedeki komşularını can ve geçim kaynaklarına mal olan birçok çatışmadan kurtarmış olacaktı. Ancak dönemin yeni ABD yönetimi, yani Obama yönetimi, göreve başladığından beri, İran rejimi ile önceki yönetimlerden tamamen farklı yeni bir yaklaşım uygulamayı planlıyordu. Arap kolektif güvenliğinin çıkarlarını ve hatta Washington'un Basra Körfezi'ndeki geleneksel müttefikleriyle olan ilişkisini hesaba katmadı.
İran Özel Elçisi Robert Malley'in nükleer müzakereler için takas ettiği Şam Guta'daki kimyasal bombalama kurbanlarının resimleri konusunda vicdanını uyandırması Başkan Obama için daha iyi olurdu. O sırada Obama ve müzakere ekibi, suçun aracına el koymakla ve faili sorumlu tutmamakla yetindiler. Malley’in protestolarla ilgili son zamanlardaki belirsiz ve şüpheli açıklamalarıyla şimdi İran halkıyla tekrar etmeye çalışabileceği şey budur. Malley, CNN ağına yaptığı açıklamada, “ABD'nin İran'a yönelik politikası, Washington tarafından başlatılan bir rejim değişikliği politikası değildir. Ancak İranlı protestocuları güçlü bir şekilde destekliyoruz” dedi. Ancak Malley, konuşmasının başında rejime verdiği güven verici mesajlardan daha garip bir şekilde konuşmasına devam etti: “Washington, birçoğunun ülkelerinde rejim değişikliği çağrısı yapmasına rağmen protestoları destekliyor.” Sanki Malley, İran halkına güzel olmayan bir konum yüklüyor gibiydi. Aksine, söylediği şey, bu yönetimin İran rejimine herhangi bir müttefikinden daha hevesli olduğu ve sürekliliğini sağlamak için halkına karşı işlediği suçlara göz yummaya hazır olduğu konusunda bir kez daha endişe uyandırıyor.
Protestolara şaşıran ve rejimi şiddeti durdurmaya çağıran Başkan Joe Biden'a gelince, Moskova ile Tahran arasındaki ittifakın derinliğini kanıtlayan ve Tahran'ın Ukraynalı müttefiklerine karşı savaşta bir ortak haline geldiğini kanıtlayan Ukrayna'nın başkenti Kiev'i vuran İran insansız uçaklarına şaşırmadı. Ancak Başkan, şaşkınlığını ‘OPEC Plus’ kararına odaklıyor ve OPEC'in kararları teknik olmasına ve petrol silahı kullanmamasına rağmen siyasi kışkırtmalarını Riyad'a yapıyor.
Bianealeyh, Obama'nın Kongre seçimlerinin arifesinde Biden'ın protestoları desteklemesi ve İran'la müzakereyi durdurması yönündeki boş ricaları, Cumhuriyetçi rakipleriyle olan rekabet savaşının sadece bir parçası. Ancak Biden ve ekibi, İran halkı ve Arap dünyası halkları pahasına Tahran'la bir anlaşma yapma çabalarına son vermeyecek. Kongre seçimleri arifesinde yapılan bu boş açıklamalar, Demokratların Cumhuriyetçilerle, özellikle de İran sorununu bir kamuoyu meselesi haline getirmeyi başaran Donald Trump ve ekibiyle mücadelelerinde yardımcı olmayı amaçlıyor.