Dr. Muhammed Nuğaymiş
Kuveytli yazar
TT

Geçmişe dönüş arzusuna dayalı nostalji!

17. yüzyılda yaşamış İsviçreli bir doktor olan Johannes Hofer’ın, yurtdışı görevine gönderilen bir grup paralı askerde görülen ve erken terhis edilmelerini gerektiren uykusuzluk, düzensiz kalp ritmi, hazımsızlık ve şiddetli ateş gibi bazı semptomların sebebinin fiziksel bir rahatsızlıktan dolayı değil, askerlerin güzel dağlara sahip memleketleri İsviçre’ye duydukları büyük özlem olduğunu keşfettiği ve bunu da geçmişe duyulan özlemden kaynaklanan ‘Nostalji Sendromu’ olarak adlandırdığı anlatılır. Nostalji, Yunanca kökenli bir kelimedir. Fakat Kelly Rutledge’ın TED raporunda da bahsettiği gibi nostaljinin bir İsviçre hastalığı olduğuna inanılıyordu.
Üst rütbeli subaylar, acı çekmemeleri, kamplardan kaçmaları ya da intihar etmemeleri için askerlerinin vatansever marşlar yahut geleneksel şarkılar söylemelerini engelledikleri söyleniyor. Bilim insanları nostaljiyi artık sanıldığı gibi nörolojik bir hastalık değil, bir ruh hali olarak görüyorlar.
Bununla birlikte zamanın geçmesiyle bilim insanlarının nostaljiye bakış açıları da değişti. Çünkü nostalji artık bir vatan hasretinden genel olarak geçmişe yönelik büyük bir özleme dönüştü.  Daha da önemlisi nostalji, ruhun içe dönüşler sırasında kişiyi anıları arasında bir gezintiye çıkardığında, kişinin keyif aldığı rahatlama anları olarak görülmeye başlandı. Böylece içinde bulunulan zamandaki ahlaksızlıklarla ve artık gazilere değer vermeyen yeni nesillerle mücadele için kullanılır oldu.
Çalışmalara göre nostalji, kişinin huzur, tatmin ve sosyal bağlılık düzeyini yükseltiyor. Burada geçmişin enkazları için üzülmekten ve ağlamaktan bahsetmiyoruz. Daha ziyade, insanı motive eden anları, geçmişin şanlı istasyonlarını ve başarılarını hatırladığında ya da ülkesinin bayrağının uluslararası forumlarda dalgalandığını gördüğünde kişinin kapıldığı coşkudan bahsediyoruz.
Nostalji, gerçek dünyadaki hayal kırıklıklarından ya da değerlerin değişmesinden kaçıp sığınılan psikolojik bir liman haline geldi. Bir de geçmişe duyulan özlemde, herkesi gelişigüzel yerinden eden, kendini adamış olan ile atıl olan arasında ayrım yapmayan güçlü değişim rüzgarlarıyla yüzleşmeye karşı bir teselli bulanlar var.
Nostalji, artık genel olarak, güzel geçmişle sınırlı değil. Daha çok bazıları için hayatlarının değerli hale geldiğini hatırlatmanın bir yoludur. Tarihin tekerrür edebileceği de bunun bir kanıtıdır. Nostalji, bazıları için yeni bir motivasyon şekli, bazıları için ise acı gerçeklikten bir kaçış rampasıdır.