Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

İsrail’deki protestolar

İsrail’in uzun soluklu ve kanlı işgalci politikaları nedeniyle sık sık İsrail vatandaşları ya da Yahudiler, İsrail’in politikalarını tümden destekliyormuş algısı oluşabiliyor. Aslında bu doğru bir algı değil zira İsrail’de de ciddi oranda İsrail politikalarına karşı olan kesimler var. İsrail’in işgalci rejimi daha çok İsrail vatandaşları içerisindeki aşırı sağcı, fundamentalist, radikal kesimlerden destek alıyor.
İsrail lobisinin faaliyetleri, Yahudilerin uğradığı sürgünler ve soykırım sonrası İsrail’e yapılan pozitif ayrımcılık, ekonomik alanda etkin olan Siyonistler nedeniyle ve İsrail doğrudan kendilerini değil de dolaylı düşmanları Müslümanların yaşadığı ülkeleri hedef aldığı için özellikle ABD ve Avrupa, insan hakları konusunda uluslararası hukuku devreye sokabilecek kurumlar oluştursa da, ya İsrail bu yaptırımları uygulamıyor ya da kurumlar İsrail’in insan hakları ihlallerini görmezden geliyor.
Bir dönem önce İsrail’de Netanyahu yönetimi sırasında Netanyahu’nun adının yolsuzluklara karışması sonrasında birbirine benzemezlerden oluşan koalisyon, İsrail’de iktidara gelmişti. Ancak koalisyon başarılı değildi ve ömrü kısa oldu. Sonuçta, Netanyahu yeniden iktidara geldi. O dönem yapılan yorumlar, Netanyahu’nun geri dönmesi halinde daha sert politikalar izleyeceği yönündeydi ancak Netanyahu’nun eskisine oranla daha baskıcı bir biçimde siyaset izlemesinin tek nedeni bu değil. Yeni ortakları arasında çok sayıda aşırı sağcı profil olduğu için İsrail’de şuandaki Netanyahu yönetimi, eskisinden daha radikal sağcı politikalar izliyor. Hatta Netanyahu’nun 6. Dönemindeki kabinesi İsrail tarihindeki en aşırı sağcı hükümet olarak görülüyor. Netanyahu bu başarısını(!) kendisini "İsrail'i Orta Doğu'daki düşmanlarından en iyi koruyabilecek kişi" olarak konumlandırmasına borçlu. Çünkü İsrail vatandaşlarının kahir ekseriyetini şekillendiren, aşrı sağcı olmalarını sağlayan vurgu, etraflarının düşman ülkelerle sarılı olduğu inancıyla ve en önemli önceliğin güvenlik olduğu algısının resmi ideoloji olarak kabul ettirilmesiyle bağlantılı. Ancak bu kez İsrail’in aşırı sağcı iktidarı sadece Filistin için değil İsrail vatandaşları için de endişe olacak boyuta geldi.
İnsan hakları savunucuları, Filistin meselesine dikkat kesilen kesimler için Netanyahu iktidarı; işgalcilik, özellikle Filistin’de arttırılan yerleşim birimleri, Netanyahu’dan yüz bularak İsrailli sivillerin Filistinlilerin evlerini basıp, onlara saldırması İsrail ile ilgili tek problem olarak görülmekteydi. Ancak artık Netanyahu sorunu, sadece Filistin’deki işgali arttırmakla sınırlı kalmıyor zira İsrail içinde kendisine çok ciddi oranda muhalefet ediliyor. Hatta Filistin meselesine eğilenlerin, İsrail’i boykot çağrısına, İsraillilerin, Netanyahu’nun boykot edilmesi talepleri ekleniyor.
Netanyahu, İsrail tarihinde iktidarı elinde bulundurma rekoru kırarak 6. dönemine başladığında, Times of Israel gazetesi, Netanyahu’yu aşırı kutuplaştırıcı bir siyaset izlediğini, demokrasi için ciddi bir tehlike olduğunu belirtmişti. Bu öngörü, Netanyahu’nun iktidara gelmesinden birkaç ay gibi kısa bir sürede kendini göstermeye başladı.
İsrail’de yaklaşık 9 haftadır kitlesel eylemler var. Eylemlerin nedeni Netanyahu’nun yargının yetkilerini sınırlayacak reform paketini açıklanması. Muhalefet, yüksek yargıyı kısıtlayacak bu hamleyi yargı darbesi olarak yorumluyor. İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclis’in çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtiyor. Düşünün eski İsrail rütbeli askerleri bile, yargı reformu paketini yargı darbesi olarak yorumluyor. İsrail eski Savunma Bakanı İsrail’de iç savaş çıkmasından endişe ediyor.
İsrail’de 9 haftadır devam eden eylemler sırasında, İsrail güvenlik güçleri bu kez Filistinlileri değil doğrudan İsrail vatandaşlarını hedef alıyor; göstericilere TOMA’lardan pis sular sıkılırken, eylemcilere karşı cop kullanılıyor. Şu durumda göstericiler Netanyahu’nun evinin önünde toplanıyor, olaylar sürerken kuaföre giden Netanyahu’nun eşi, kuaförden güvenlik güçlerinin yardımıyla çıkabiliyor.
Netanyahu hükümetinin İsrail’de yapmak istediği “yargı darbesi” sadece İsrail içinden değil İsrail dışından da Netanyahu’ya tepki gelmesine neden oluyor. Ve bilin bakalım başka neler oluyor; İsrail, kendi içinde karışmışken bile olan Filistinlilere oluyor. Netanyahu kontrolündeki yönetim, Filistinlilere saldırılarını ve Filistin’i işgalini arttırıyor, bu sataşmalar sonrası Filistin’den gelecek olası misillemelerden medet umuyor. Çünkü İsrail, iç problemlerini geçiştirmek için eylemcileri dış güvenlik tehdidi ile korkutarak bastırmak ve bunları yaparken Filistin’den toprak koparmak istiyor. Yani İsrail içinde bir şeyler olurken bile olan Filistin ve Filistinlilere oluyor. Yani İsrail, en iyi bildiği şeyi yapıyor.