Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

İsrail'de sol devrim

İsrail bir iç savaşın eşiğinde. Bunlar kahinlerin kehanetleri veya spekülasyonları değil. Aksine, son zamanlarda İsrail'in destekçisi olan ve ülkeye herhangi bir kötülük ve iç karışıklık dilemeyen siyasi analistlerin tahminleri. İç savaş endişesi İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a kadar uzandı. Herzog, “Korkunç söylemler duydum. Gerçek ve derin bir nefrete tanık oldum. Her kesimden insanın sokaklarda kan dökme fikrinin artık onları şoke etmediğini söylediğini duydum. İsrail endişe verici bir krizden geçiyor” ifadelerini kullandı.
Bugün İsrail'de, Tel Aviv'de İsrail’in aşırı sağcı hükümetine karşı düzenlenen gösterilere yaklaşık 300 bin göstericinin katılımı göz ardı edilemez. Bu sayı, sular altında kalan buzdağının sadece görünen kısmı. İsrail'in içindeki kriz çok daha büyük. Adeta bir alev gibi artıyor ya da kar topu gibi yuvarlandıkça büyüyor.
İsrail'in en uzun süre görev yapan başbakanı olan Binyamin Netanyahu'nun katı bir ideolojisi var. ‘Büyük İsrail’ devletini kurmaya çalışan Netanyahu, defalarca yolsuzluk davalarında yargılanmasına rağmen Yüksek Mahkeme (Yargıtay) kararlarını Knesset'te sadece bir oylamayla sona erdirebilecek veya iptal edebilecek bir yasa ile yargıdan ve Yargıtay’dan kurtulmaya karar verdi. Binyamin Netanyahu'nun şu anda sahip olduğu dokunulmazlığın sona ermesinden sonra kendisine verilebilecek her türlü yargı kararından kurtulmak için yapmaya çalıştığı şey buydu. Netanyahu, daha önce de anlatıldığı gibi, onu iktidarda tuttuğu sürece hiçbir şeyi yapmaktan çekinmiyor. Özellikle de tüm aile üyelerinin İsrail ordusunda çalıştığı göz önüne alındığında ailesinin savaşçı ününden yararlanarak kendisini Yahudi halkının ‘koruyucusu’ olarak görüyor.
Netanyahu liderliğindeki sağcı politikalara karşı yüzbinlerce gösterici sokaklara döküldü. Netanyahu'nun en büyük oğlu Yair, daha önce babasına karşı eylem yapan ve siyah bayraklar taşıyan bir araç konvoyuyla ilerleyen İsrailli göstericileri ‘DEAŞ mensubu’ olarak tanımlamıştı. Netanyahu'nun oğlu, DEAŞ mensuplarının bir videosunu yayınlayarak, “Siyah bayraklı konvoyları nerede gördüğümü hatırlıyorum” yorumunu yaptı. Yair, sahneyi olduğundan daha da karmaşık hale getiren ve İsrail'de iktidardaki siyasi ailenin yaşadığı bir siyasi koma durumunu gösteren İsrail soluna atıfta bulunarak “Sola dönün” yorumunu yapıyor.
İsrail sağı, diğer Yahudi mezheplerini dışlayarak Haredi Yahudileri (Ultra Ortodoks) ve Aşkenaz bakış açısına göre İsrail’i monolitik versiyonuna indirgemeye çalışıyordu ve hâlâ da çalışıyor. Diğer mezheplere ise tepeden bakıyor. Gösteriler, protestolar ve oturma eylemleriyle patlak veren ‘devrim’, İsrail içindeki gücü ve iktidarı ele geçirip geri kalanını dışlayan İsrail aşırı sağının politikalarına karşı çoğunlukla sol kesimden İsrail’i kasıp kavurmaya devam ediyor.
Netanyahu ve hükümetinin şahinlerinin ‘yargı reformları’ dediği şey, Knesset'e yargıçları atama ve Knesset temsilcilerine Yargıtay tarafından verilen bir kararı salt çoğunlukla bozma yetkisi veriyor. Bu ise yargıya açık müdahale anlamına geliyor ve kararı siyasileştiriyor.
Netanyahu, halihazırda sosyal ve mezhepsel olarak parçalanmış olan İsrail devletinin parçalanmasına neden olacak bir iç savaşa veya İsrail iç çatışmasına doğru kayma tehdidinde bulunan aşırı sağcı anlayış ve yaklaşımla yönetilen politikalarında bazı gerilemeler önerdi. Çoğunluğu sol kesimden olan protestocular sağı, sükûneti sağlamak yerine başta aşırı sağcı muhafazakâr Ulusal Güvenlik Bakanı olmak üzere solu tehdit etmek için silahlı adamlar göndermekle suçluyor.
Likud Partisi lideri ve aşırı sağcı Binyamin Netanyahu'nun aradığı şey, parlamentonun (Knesset) Yargıtay’ın kararlarını basit çoğunlukla bozmasına izin vererek, İsrail yargısında radikal bir değişiklik yapmak. Böylece kendisi, diğer Likud ve aşırı sağcı siyasetçiler, sınırlı çoğunluğa sahip bir parlamento oturumunda elde edebileceği basit çoğunluk yoluyla yargı kararlarından kaçabilirler.
İsrail'deki durum -Cumhurbaşkanının dediği gibi- nefret söylemi ve iktidarda kalma uğruna İsrail sokaklarında dökülen kanı kabul etme fikri nedeniyle endişe verici olmaya devam edecek.