Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Hz. Peygamber’e muhabbet besleyen Rus büyükleri

Edebiyat dünyasında, en azından Rusya'da, Aleksandr Puşkin'in şiirin babası ve prensi, Leo Tolstoy'un ise romanın şövalyesi ve ustası olduğu konusunda bir fikir birliği vardır. Puşkin epik başyapıtı ‘Yevgeni Onegin’, Tolstoy ise romanların şaheseri ‘Savaş ve Barış’ ile tanınır.
İki dev, en güzel şiirlerini ve nesirlerini Peygamber ve İslâm aşığı olarak yazdılar.
Her ikisi de Kur’ân-ı Kerim’in ayetlerinde ve surelerinde büyük bir huzur buldular. ‘Kur’an’a Öykünmeler’ şiirinde Puşkin ve ‘Hz. Muhammed’ risalesinde Tolstoy…
Puşkin, ‘Peygamber’ adlı şiirinde şunları yazdı:
“Kalk, ey Peygamber, dinle söylediklerimi,
Artık benim dileğimle güçlendin.
Aş uzak ülkeleri, uzak denizleri
Ve yansın insanların kalbinde sözlerin.”
Afrikalı Müslüman İbrahim Banipal'in torunu olan şair, şiirin kıvrımlarında İslam'a iman ettiğine şüphe bırakmıyor. Edebiyat eleştirmeni Belinsky, “Puşkin şiirinin tacında parıldayan bir elmas” olduğunu söyleyerek bu üstün şiire övgüde bulunuyor.
Peygamber şiirinden:
“Bir bahara kavuşturmak için ruhumu
Yalınayak dolaştım çöllerde
Kalbim kızgın güneşte kavruldu.
Ah! Altı kanatlı bir melekti beni bekleyen
İki yolun buluştuğu o yerde.
Gece gelen bir düş gibi, yumuşacıktı
Dokunuşu parmaklarının alnıma
Kaldırdı gözümün perdelerini
Bir kartalın korkuyla açılan gözleri gibi.
Kulaklarıma dokundu. Sesler, şarkılar doldular:
Neler değildi ki duyduklarım:
Göklerin ürperişi; denizaltında canavarların
Yüzüşü, cennette meleklerin kanat çırpışı
Uzak bir ağaçta dalların büyüyüşü…”
Genç şair, Allah’ın Elçisi’nin destansı hayatında kendi aradığı anlamı bulduğunda ve “Artık ölmeye hazırım ve şimdi sana yemin ederim ey Muhammed!” diye haykırdığında manevi çalkantı doruk noktasına ulaşır.
Sadece Rus edebiyatı gibi bir edebiyat, İslam'a ve Peygamber'in destansı hayat öyküsüne duyulan hayranlıkla dolu değildi.
Diğer kültürlerin büyükleri de Hz. Peygamber’e (s.a.v.) hürmetlerini ifade ettiler. İrlandalı George Bernard Shaw, Alman Goethe ve İspanyol Cervantes bu isimlerden bazıları. Ancak Rusya'da Puşkin'i takip eden, Dostoyevski'den Lermontov'a kadar uzanan kervan bunların en büyüğü, en derini ve en önemlisiydi.
Lermontov, İslami eserler okumayı ve İslam hakkında yazmayı ömrünün sonuna kadar hiç bırakmadı. Kurtuluşu Resulullah'ın hayatını takip etmekte bulduğunu, ruhunun ancak ‘Peygamber’ şiirini yazdıktan sonra huzura erdiğini söyledi. O, Peygamber şiirinde şöyle diyor:
“Tanrı bana bağışlayalı beri
Öngörüsünü Peygamber’in,
Sevgiyi öğütlemeye kalktım,
Ve gerçeğin saf öğretilerini”