Sudan'daki güncel olaylar, birden fazla güçlü silahlı grubun ülkeyi kontrol için yarıştığı kırılgan devletlerdeki tipik bir güç mücadelesini andırıyor. Bununla beraber, siyasi mücadele ve artan askeri çatışma, aslında güç mücadelesine indirgenerek basitleştirilemeyecek kadar karmaşık. Sudan'ın devrik devlet başkanı Ömer el-Beşir'e yakın olanlardan bazıları Hamideti olarak bilinen Muhammed Hamdan Daklu ile ilişkisini bir vahşi hayvan terbiyecisine benzetiyorlar. Hamideti’yi sahibinin beslediği ve baktığı, büyüdüğünde sahibine saldırıp onu ciddi şekilde yaralayan vahşi bir hayvan diye tanımlıyorlar. Bunlara göre Beşir, bağlılığına ve sadakatine güvendiği için ona “korumam” anlamına gelen Hamideti unvanını kendisinin verdiğini ve pişmanlıkla hayatının hatasını yaptığını söylediğini aktarıyorlar.
Hamideti ordu kökenli değil, gençken Sudan, Çad, Libya ve Mali arasında deve ticareti yapmış ve eğitim düzeyi ilkokulun ötesine geçmiyor.
Deve ticareti çeşitli nedenlerle gerilediğinde, Nyala şehrine yerleşerek sınır muhafızlarına katıldı. Daha sonra Beşir'in emriyle Darfur'da yaptığı katliamlarla ünlenen Musa Hilal liderliğindeki Cancavid milislerine katıldı (Cancavid ismi G3 adlı bir silah taşıyan atlı adamlardan geliyor). Hilal’in aleyhine dönen Hamideti, ordunun komutasına değil, cumhurbaşkanlığına tabi olan Hızlı Destek Kuvvetleri’nin komutanı oldu. Beşir, muhalefeti sindirmek konusunda bu güce güvendi. Beşir’in devrilmesinden sonra da bu görevi sürdüren Hızlı Destek Kuvvetleri, barışçıl bir oturma eylemini dağıttığı sırada 120 kişiyi öldürdü. Bu olay daha sonra Genel Komutanlık katliamı olarak bilindi. Beşir, Hamideti'nin ülkenin altın üretimini kontrol etmesine izin vermişti. Sudan, devlet bütçesine ve kamu maliyesine dahil edilmeyen tahmini değeri yaklaşık 7 milyar dolar olan yılda 100 tondan fazla altın çıkarıyor.
Daha sonra Hamideti'nin kardeşi Abdurrahim Daklu’nun başkanlık ettiği el-Cuneyd şirketi kuruldu. Hamideti, Hızlı Destek Kuvvetleri subay ve askerlerini paraya boğdu ve yardım dağıtırken çekilen görüntüleri medyada yer aldı. Tüm bunlar Sudan ordusundaki pek çok kişiyi hayal kırıklığına uğrattı.
Hızlı Destek Kuvvetleri’nin aslını çoğunlukla Darfur'da bulunan Cancavid milisleri oluşturuyor. 2000’deki Darfur krizi boyunca bu milislerin rolü gittikçe büyüdü. Tahmini olarak 300 bin kişinin öldüğü ve 2 buçuk milyon insanın yerinden edildiği kriz sırasında Cancavidler, çok sayıda insan hakları ihlali ve savaş suçuyla suçlandı. Bundan sonra paramiliter grubun etkisi arttı ve 2013'te adı Hızlı Destek Kuvvetleri olarak değiştirildi. Ardından 2015 yılında, kendisine düzenli kuvvet statüsü verildi. İlave olarak, 2017'de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni bağımsız bir güvenlik gücü yapan ve operasyonlarını ülke çapında genişletmesine izin veren yeni bir yasa çıkarıldı.
Ancak Hamideti liderliğindeki bu güçler, sonunda Haziran 2019'da Beşir'i devirmek konusunda Sudan Silahlı Kuvvetleri ile iş birliği yaptı. Bu iş birliği, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin asıl amacının daha politik olduğu ve Sudan üzerinde bir dereceye kadar kontrol sağlamayı içerdiği olasılığını gündeme getirdi. 2000'lerin başından bugüne Hızlı Destek Kuvvetleri’nin mevcudu 100 bini aştı ve bu sayı neredeyse Sudan Silahlı Kuvvetleri’nin muharebe gücünün büyüklüğünde. Ne var ki, konvansiyonel muharebeler ve konvansiyonel savaş konusunda mütevazı bir şekilde eğitilen Sudan Silahlı Kuvvetlerinin aksine Hızlı Destek Kuvvetleri askerleri, gerilla savaşı taktiklerinde çok bilgili. Darfur'da 20 yıl süren çatışmalar sırasında kapsamlı savaş becerileri kazandılar. Bu, söz konusu güçlerin birkaç gün içinde Sudan genelinde ve ülkenin başkenti Hartum'daki hassas mevzileri nasıl hızla işgal edebildiğini açıklıyor.
Hamideti, kendisini bu konuma getiren Ömer Beşir’e karşı düzenlenen darbenin ardından Sudan piramidinin tepesine doğru tırmanışını sürdürdü. Tek yapması gereken, Sudan Egemenlik Konseyi'ne başkanlık eden ve fiilen cumhurbaşkanı pozisyonunda olan ordu komutanı Abdulfettah Burhan'ı bu makamdan uzaklaştırarak cumhurbaşkanlığını ele geçirmekti.
Hızlı Destek Kuvvetleri’nin finansman kaynağı, özellikle siyasi oyuncularla bağlantılı yabancı finansman hep tartışmalı bir konu oldu. Ama Hızlı Destek Kuvvetleri’nin gelir kaynaklarına ilişkin açık bir gerçek var ki o da grubun, Sudan'daki altın madenciliği endüstrisini kontrol ettiği ve bu altını Rusya'ya ve Ortadoğu'daki alıcılara sattığıdır. Sonuç olarak, çatışmalarda çeşitli yerel vekillere dış destek olasılığının açık olması sebebiyle, mevcut siyasi mücadele, karmaşık bir hale geliyor.
Moskova son olarak Sudan Silahlı Kuvvetleri ve Sudan'ın fiili Devlet Başkanı General Burhan ile Sudan'da bir deniz üssü kurmak için anlaşmıştı. Deniz üssü, Rusya’nın Kızıldeniz boyunca uzanan bölgesel çıkarlarına hizmet etmesi için Sudan'da deniz kuvvetlerini ve malzemelerini konuşlandırmasına olanak tanıyacak. Bu bağlamda, Rusya için stratejik olan bu anlaşmanın uygulanmasının, özellikle Sudan'da "sivil" parlamentonun onayının gerekmesi durumunda nasıl etkileneceği net değil.
Mısır’a gelince, 2019'dan beri Mısır yönetimi, General Burhan ile eş güdümlü hareket etti, ortak askeri tatbikatlar ve savaş manevraları dahil olmak üzere her iki ülkenin temel stratejik çıkarlarında onu destekledi. Etiyopya'nın Hedasi Barajı'nı inşa etmesini müteakip Mısır ve Etiyopya arasında artan gerilimler sırasında aralarındaki ikili iş birliği güçlendi. Memba ülkesinin Nil Nehri'nin akışı üzerindeki kontrolünün olası olumsuz tarımsal ve sosyal etkileri nedeniyle baraj, Mısır'ın ulusal güvenliği için bir tehdit oluşturuyor.
Bu, Sudan'daki üslerde neden sürekli olarak Mısır Hava Kuvvetleri personelinin yanı sıra Mısır’a ait MiG-29 tipi savaş uçaklarının var olduğunu açıklıyor. Hızlı Destek Kuvvetleri Maravi Hava Üssü’nü ele geçirdiklerinde de bu personel ve uçaklar orada bulunuyordu. Bu bağlamda Mısır kuvvetle muhtemel General Burhan başkanlığındaki Sudan Silahlı Kuvvetlerini desteklemeye devam edecek. Özellikle de Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Hamideti’nin, Mısır'ın stratejik çıkarlarıyla açıkça çelişen şekilde Etiyopya hükümeti ve başbakanı ile güçlü ilişkilerini sürdürdüğü göz önüne alınırsa. Nitekim Hamideti son olaylar sırasında Etiyopya Başbakanı ile telefon görüşmeleri yaptı
Son Sudan olaylarının ardındaki sebeplere bakıldığında yukarıda sayılanlar, buzdağının sadece görünen kısmı. Avrupalı kaynakların tahminlerine göre bu olaylar aylarca hatta yıllarca sürecek. Güç elde etme arzusu sınır tanımayan gizemli bir kişinin ya da Mısır’daki askeri okullardan mezun olmuş ama Müslüman Kardeşler’den gelen köklerini Sudan ordusu hiyerarşisine taşıyan bir generalin sonunun gelmesiyle bitecek (Sudan halkının çoğu ordu içindeki Müslüman Kardeşler varlığının sona ermesini ve ordunun yeniden halkına ait olmasını talep ediyor). Ama bu arada ülke yerle bir olacak, insanlar ölecek ve ülkenin çehresi bütünüyle değişecek. Afrika meseleleri uzmanlarının Sudan'da istikrarı sağlamanın ve sürdürmenin Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Rusya, ABD ve hatta İsrail arasında çok yakın politika koordinasyonu gerektirdiğini söylemesinin nedeni bu.
TT
Ne ordu ne de Cancavidler Sudan'daki savaşı kendi lehlerine sonlandıramazlar!
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة