Mustafa Fahs
TT

Beyrut: Paris ne üzerine bahis oynuyor?

Paris şimdiye kadar Lübnan’da cumhurbaşkanlığı teklifinden geri adım atmaya hazır görünmüyor. İsteksiz adayı eski Bakan Süleyman Franciye, şimdilik üzerinde karar kılınan isim. Baabda Sarayı'na gelişinin zorluğuna dair aldığı yerli ve yabancı mesajlara rağmen Elysee Sarayı sakinleri umudunu kaybetmedi ve mücadeleyi sonuna kadar sürdürmekte ısrar etti. Paris'in Şii ikili’nin (Hizbullah ve Emel Hareketi) adayının arkasına barikat kurmakta ısrar etmesi, Lübnanlı hiziplerin çoğunu Paris'in konumundan şikâyet etmeye ve neyin üzerine bahse girdiğini sorgulamaya sevk etti.

Paris, Hıristiyan fikir birliğine veya diğer grupların çoğunun kabulüne sahip olmayan bir adayı seçerken, öncelikle Lübnan'daki Hıristiyanlara karşı geleneksel konumuna ve ikinci olarak tüm Lübnanlılarla olan ilişkisinin doğasına aykırı hareket ediyor. Fransız inadının arkasında net olan şey, Paris'in Şii İkili’nin, son yıllarda Hristiyan rolünün bazı açılardan rolünü etkileyen düşüşünden sonra, Lübnan'da kendisine daha geniş bir etki alanı vereceğine dair bahse girmesidir. Bu nedenle öyle görünüyor ki Fransızlar, Lübnan ve Ortadoğu'daki rolünü ve nüfuzunu yeniden tesis etme iddiasını, Paris'in çıkarlarını Lübnan'daki silahlı ideolojik güçlerle ilişkilendirmek haline getirdi. Bu durum, inancına veya iddiasına göre, bölgesel çıkarlarının çemberini genişletmesine yardımcı olacak. Zira Şii İkili’nin bölgesel hamisinin Beyrut, Şam ve Bağdat'taki çıkar çemberini Tahran'a kadar genişletmesi mümkün.

Aslında, eğer İran ile 5+1 ülkeler grubu arasındaki müzakereler yeniden başlatılmazsa, cumhurbaşkanlığı önyargısındaki Fransız hafifliği, gelecekte Tahran'ın nükleer dosyasına ilişkin herhangi bir İran-Batı gerilimiyle çatışabilir. Müzakerelere katılan Avrupa ülkeleri, İranlı müzakereci üzerindeki ABD baskısını hafifletmediyse, o zaman kendisine yönelik ABD yaptırımlarını kaldırmakla ilgilenen ve zor ekonomik koşullardan muzdarip olan Tahran bunu yapacaktır. Avrupalılara, özellikle de Fransızlara etki alanlarında siyasi ve ekonomik roller verilmesi söz konusu olamaz. Paris'in, Beyrut'ta Şii İkili adına yürüttüğü mücadelenin, şartlarını belirleyen ve rotasını kontrol eden Tahran'ın elinde kalacağını fark edemediği de buydu. Dolayısıyla bölgeye Lübnan üzerinden ama Şii İkili’nin kapısından dönme iddiası, faydası ne olursa olsun geçici kalacaktır.

Paris'in 4 Ağustos 2021 tarihinde Beyrut Limanı’ndaki patlamadan cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar olan süreçte Lübnan politikasında fark edemediği şey, iki büyük bölgesel oyuncunun (Suudi Arabistan ve İran) kalıcı uzlaşmaya yönelik kararlı adımlar atıyor olmasıdır. Bu, ortak varlık alanlarında başkalarının çalışma alanlarını belirleyecek olanların onlar olduğu ve Tahran'ın Riyad ile yakınlaşmasını diğer tüm başkentlerden daha fazla güçlendirme kaygısıyla zorlu bir geçiş aşamasında olduğu anlamına geliyor.  Bu nedenle Paris, Riyad'ın isim oyununa girmeyi reddetmesine, adayları seçerken şartnameler ve kriterler üzerinde ısrar etmesine ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini Lübnan'ın iç meselesi olarak görmesine rağmen, Suudi Arabistan'ın Lübnan düzeyinde herhangi bir cumhurbaşkanlığı anlaşmasını kabul etmesini dikkate alacaktır.

Diğer yandan, başta ekonomi olmak üzere bölgesel çıkarlarını desteklemek ve ABD'nin İran pazarındaki geçici yokluğunu telafi etmek amacıyla Tahran'ı yatıştırmak için Fransa'nın verdiği taviz uzun sürmeyecek. İran'ın karar alma merkezlerinde, ABD'nin yokluğunun telafisi olarak Avrupalılarla ilgilenenler var. Nükleer müzakereler başarılı olursa Tahran, ABD yaptırımlarını kaldırma ve Washington ile ilişkilerini eski ABD Başkanı Barack Obama dönemindeki seviyeye geri getirme ile ilgileniyor. Bu durum, Tahran'ın gözlerinin Paris'te değil Washington'da olduğu anlamına geliyor. Tahran'da yeni liderliğin, zor da olsa Washington'la karşılıklı çıkarlar sistemine dayalı normal bir ilişkinin zeminini hazırlayanlar da var ve bu muhtemelen Fransız çıkarlarının aleyhine olacak.

Buna göre, çıkar ve menfaat yanılsamalarına dalmış olan Paris’in, Lübnan ve bölgesel düzeyde büyük dönüşümlerin olduğu bir dönemde, eli boş ya da yanlış üzerine bahse girdiği için büyüklüğü ve rolü ile orantılı olmayan sınırlı miktarda kazançla çıkması muhtemeldir.