Halid Kıştini
Iraklı gazeteci - yazar
TT

​Kertenkeleler ve insanlar

Biyoçeşitliliği, çevre kirliliği ve çevrede yaşanan olumsuz değişimler nedeniyle nesli tükenme tehdidi altında olan canlıları korumaya çalışan uzmanların nadiren değindikleri bir nokta vardır.
Bu uzmanlar yaşam ortamları yok edilen bütün papağan, kelebek ve ayı türlerinden bahsederken kertenkeleleri ya da kertenkelegiller familyasını tamamen unutmaktadır.
Daha önce de Iraklı kertenkelelerin karşı karşıya kaldığı sıkıntılardan, duvarları kaplayarak kertenkelelerin yaşamaya alışkın oldukları ve yuva belledikleri çatlak ve yarıkları tamamen kapatan lider posterleri nedeniyle kertenkelelerin Irak şehirlerinden nasıl göç etmek zorunda kaldıklarını yazmıştım.
Bu posterler, kertenkelelere kuyruklarını ve ayaklarını uzatacak bir karış bile yer bırakmazken bu biyolojik sorunun bugün, baskıcı rejimlerin var olduğu diğer ülkelerde de görülen ve küresel ölçekte bir sorun olduğu ortaya çıkmıştır.
Ne yazık ki kertenkeleler de bu gibi rejimlerin çokça bulunduğu ılıman bölgelerde yaşamayı tercih etmektedir.
Kertenkeleler Allah’ın yarattığı diğer bütün canlılardan farklı olarak duvarlarda, üzerlerindeki delik, çatlak ve yarıklarda yaşamaktadır.
Günümüzde duvarların posterlerle kaplanmasıyla kertenkelelerin yaşam ortamları o kadar azalmıştır ki bu canlı türü, neslinin tükenmesi tehdidi ile karşı karşıya kalmış ya da Saddam Hüseyin devrinde Iraklı kertenkelelerin yaptığı gibi göç etmek zorunda kalmıştır. Ama üçüncü dünya ülkelerinin büyük bir çoğunluğu aynı girdapta yüzerken nereye göç edebilirler ki?
Bu konu, uluslararası konferanslarda ele alınmalıdır. Doğrusu çevre örgütlerinden dostlarımızın kertenkelegiller türünün tehdit altında olmasından bahsetmemeleri ve bunu görmezden gelmeleri çevreci biri olarak beni çok şaşırtmaktadır.
Kertenkeleler evcil hayvanlardır, insanların en iyi dostlarından biridir ve medeniyet kökleri Hz. Süleyman’a kadar uzanmaktadır.
Sivrisinek, sinek ve pireler ile Arap ülkelerimizde çokça bulunan diğer böcek türlerini yiyerek bizlere büyük bir sosyal ve sağlık hizmeti sunmaktadırlar.
Hatta kertenkeleler olmasa “pirelerin bizi yiyeceğini”, hayatlarımızı çekilmez hale getireceğini ve insan türünün ortadan kalkmasına neden olabileceğini söyleyebiliriz.
Ancak şimdi bundan çok da emin değilim ve kertenkelelerin soyunun tükenmesinin, canlıların doğal yaşam dengesinde bir dengesizliğe  ve insanların kontrol edemeyeceği ve ilaçlamanın da fayda vermeyeceği şekilde pire, böcek ve karıncaların çoğalmasına yol açmasından korkuyorum. Bunun gerçekleşmesi halinde çok geçmeden kuş büyüklüğünde böcekler ve tavşan büyüklüğünde pireler ile karşı karşıya kalabiliriz.
Dolayısıyla bana göre kertenkelelerin varlığının devam etmesi toplumun ayakta kalması için gerekli bileşenlerden biridir.
Bu nedenle; BM Çevre Programının yapması gereken şey, kertenkeleleri kurtarmak için bu konuyu uluslararası platformlarda gündeme getirmek, diktatör rejimlerin duvar ve direkleri yöneticilerinin posterleri ile kaplamasını engelleyerek onların geleneksel yaşam yerlerini korumak, bu poster ve resimleri çevreyi kirleten maddeler listesine dahil etmektir.
Bu bağlamda şu anektota da yer verelim; Körfez savaşı sırasında Irak Enformasyon Bakanlığı yetkililerinden birine gazeteciler, poster ve afişleri her yere asma politikalarının kertenkeleleri olumsuz bir şekilde etkilemesini ve onları göç etmek zorunda bırakması hakkında bakanlığın ne düşündüğünü sormuşlardı.
Yetkilinin yanıtı ise şu şekilde olmuştu; bakanlığımız farklı uyruklardan olmayıp Irak vatandaşı olan herhangi bir kertenkelenin bu afiş ve posterlerin üzerinde durma ve yürümesine karşı değildir ve buna izin vermektedir.