Birkaç yıl önce, yazdığım bir şey bazı okuyucuları rahatsız etti. Bunun üzerine özür dilemem talep edildi.
Hatırladığım kadarıyla, “Sevgili okuyucular, bilgisayardan kaynaklanan bu hata nedeniyle üzgünüm” yazmıştım.
Allah’ın müminleri birbirleriyle didişmeyle ile sınaması şer olarak yeterlidir. O zaman bilgisayar hatalarını öğrendim. Örneğin bilgisayarın çok çeşitli hataları var.
Kocası vefat eden bir kadının 40. gün, bir tebrik kartı alması, bir çocuğa verilen paketin içinden çirkin pornografik yayınlar çıkması, kalp ameliyatı olan yaşlı bir adamın hastaneden taburcu olduktan sonra evinde askerlik görevini yerine getirmek üzere kendisini götürmek için bekleyen subaylarla karşılaşması, tüm bunlar bilgisayar kaynaklı hatalar!
Bir bilim insanı bu paradoksun sırrını araştırıyor ve hataya saygıdeğer bilgisayarın neden olduğunu görüyor.
Görünüşe göre çalışanlar ve şirket sahipleri, bu çelişki ve yanlışlıkları alışkanlık haline getirdiler. Bunun üzerine de onları zor durumda kalmaktan kurtaran en iyi yol olarak bilgisayar hatalarını ürettiler.
“Bilgisayardan kaynaklanan hata için üzgünüm!”
Yetkililer, önlerinde duran bu zarif cihazın istenilmeyen sonuçlar verebildiğini fark ettiler.
Şu an sanki konuyla ilgileri bulunmuyor gibi hiç kimseden özür dileme, açıklama yapma veya utanç duymak zorunda kalmıyorlar. “Bilgisayar yaptı efendim” deyince mesele kapanıyor!
İnsanlar elektronik cihazlardaki bu olağanüstü imkâna yöneldi.
Şu an evliliklerini dahi bu yolla yapıyorlar.
Sizin için ideal eşi bilgisayar seçiyor.
Evlilikler başarısızlıkla sonuçlandığında, hiç kimse üzülmüyor ve taraf tutmuyor.
Hâkim de nedenin ne olduğuna dair sorumluluk almıyor.
Sayın hâkim, sebep bilgisayar!
Karı-koca arasındaki çekişmeler yok oluyor.
Kimse kimseye tabak, ayakkabı ve tencere fırlatmıyor. “Hatun, benim suçum değil. Bilgisayar yaptı! Benim konuyla ne ilgim var!?”
Artık kimse lanet etmiyor. ‘Allah buna sebep olana lanet etsin’ ölümsüz cümlesi artık kullanılmıyor!
Bu süre zarfında, bilgisayar mükemmel bir rahatlık ve gururla masada duruyor. Yeşil, kırmızı, sarı gözleri parlayarak yanıp sönüyor. Kapanıp açılıyor. Zaman zaman da başımıza gelen musibetler ve cehaletimize bakarak ince ve yumuşak sesiyle kahkahalar atıyor. Vu vu vu rrrr! Guruldamaya başlıyor.
Ev, ofis, şirket veya bankalardaki herkes masasına koşuyor. Bilgisayar bizi çağırıyor. Sevgili uzmanlar, gidip ne istediğine bir bakın.
Keşke çocuklarımız, eşlerimiz ve kardeşlerimiz biz onlara seslendiğimizde de aynı önemi verip bu hızda gelseler. Ama o bilgisayar. Keşke, ah keşke biz de doktorları aynı önemle çağırsak. Doktorlar da bize bilgisayar ve elektronik cihaz mühendisleri kadar hızlı yanıt verse.
Kim bilir, belki de bizi bekleyen önemli bir e-posta var. Ağda binlerce hatta milyonlarca dinar olabilir. Haydi bakalım!
Belki de hemen onarılması gereken bir çatlak vardır.
Bizim de Ademoğulları olarak ona saygı duymak dışında yapabileceğimiz bir şey yok!
TT
Ben değil bilgisayar yaptı!
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة