İnsanlar arasında atasözü türetmenin en kolay ve yaygın olan yöntemi, bir şiirin bir dizesini, mısrasını veya dörtlüğünü alıp bir atasözü ya da özlü söz olarak kullanmaktır.
Bu yöntem; mısranın daha etkili ve akıllarda kalıcı kılacak bir vezin, ahenk, güzel bir ifade ya da sanatsal bir betimleme elde etmesinin en iyi yoludur.
Arap atasözlerinin büyük bir çoğunluğu bu şekilde bize ulaşmışlardır. Tarafa bin el-Abd’ın Muallakasından (beğenildiği için herkesin görebileceği bir yere asılan, sergilenen şiirler) alıntıladığımız:
“Bir de bakmışsın ki hiç beklemediğin biri sana haber getirmiş” sözü buna örnektir.
Bu söz halk dilindeki “Çok yaşayan çok görür” atasözü ile aynı anlamdadır. Bu atasözü de Ebi Aynıyye el-Muhallebi’nin şu dörtlüğünden türetilmiştir:
Kötü bir şey görene
Gördüğü şeyden şaşkınlığa düşene de ki
Gördüğün şeye çok şaşırma
Çok yaşayan çok görür
Diğer bir deyişle günlük hayatımızda çokça tekrarladığımız şu iki bilgece sözün: “Yaşayan görür” ile bu sözün anlamı aynıdır.
Nitekim Iraklı ünlü monolog Aziz Ali de bu sözü, siyasi ve toplumsal bir hiciv içeren monologlarından birinde şu şekilde derlemiştir:
“Yaşa ve gör, yaşa ve gör
Yaşadık ve gördük
Daha da neler neler göreceğiz
Açık ve gizli neler neler göreceğiz
Yaşa ve gör...”
Bu atasözü ve özlü sözlerin teması, zamanın her zaman insanın bilmediği ve beklemediği şeyleri ortaya çıkarmasıdır. Bir başka şairin dediği gibi: Geceler her türlü garipliklere gebedir. Bu anlam, lehçelerimizde de farklı şekillerde dile getirilmiştir.
Örneğin Mısır’da: “Zaman değişkendir, gün olur devran döner” sözü kullanılırken bazı yerlerde de “Yarın karlar erir ve otlaklar görünür” atasözü kullanılır.
Aynı şekilde: Gelecek er geç gelir, feleğin tabiatı dönektir ifadelerini de çokça kullanırız. İngilizler ise “görmek inanmaktır” (seeing is believing) sözünü kullanırlar.
Görmek düşüncesinden ise deneyim düşüncesi türer.
İnsanın hayattaki deneyimleri çok şey görmesine bağlıdır. Bu alanda özlü sözler yönünden zengindir. Nitekim ünlü İngiliz düşünür ve politikacı John Locke: “Hiçbir insanın bilgisi, edindiği tecrübenin ötesine geçemez” der. Bu ilkeden, diğer uluslar da farklı atasözleri türetmişlerdir.
Örneğin Afrikalılar şöyle derler: “Nehri geçene kadar timsahın ağzı bağlı deme.”
Çinliler ise: “Deneyim; kellik görüldüğünde doğanın verdiği taraktır” derler.
Bu söz en sevdiğim ve beğendiğim sözlerden biridir.
İranlıların bu konu ile ilgili ünlü sözlerinden biri de şudur: “Yılan tarafından ısırılan halattan korkar hale gelir”.
Mısırlılar ise: “Çorbadan ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” derler.
TT
Atasözü türetmek
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة