Velid Haduri
Enerji konusunda uzman, Iraklı yazar
TT

Petrol endüstrisi ve alternatif enerjinin getireceği zorluklar

18 Kasım’da İngiltere hükümeti, 2030’dan itibaren benzinli ve dizel araçların satışını yasaklama kararı aldı. Bu, İngiltere için yeni bir karar değil. İngiliz hükümeti daha önce de 2040’a kadar benzinli araçların satışını yasaklamaya karar vermiş, ardından bunu 2035 olarak değiştirmişti. Bu değişikliklerin temel nedeni, küresel pazarlanabilirliği nedeniyle elektrikli araç sektörünü teşvik etmek ve karbondioksit emisyonlarının daha hızlı bir şekilde azaltılmasını gerektiren çevre mevzuatına uymak.
S&P Global Platts’ın günlük petrol bülteni, bu yeni kararın 2030'dan itibaren uygulanması ve  eski (benzin ve dizel) araçların yeni (elektrikli veya hibrit) araçlarla değiştirilmesine başlanması halinde, İngiltere'deki otomobil yakıt tüketiminde günde yaklaşık 60 bin varil azalmaya yol açacağını öngörüyor. Platts ayrıca, 2040 yılında otomobillerin yaşına ve tüketimine, tüketicilerin eski araçlarını değiştirmeleri için hükümet tarafından sunulacak teşvik veya vergilere bağlı olarak, İngiltere'de 2040'a kadar elektrikli otomobillerin oranının yaklaşık yüzde 40'a ulaşacağını da tahmin ediyor. İngiltere’de elektrikli otomobillerin oranı 2019’da yüzde 3’e ulaştı.
Elbette, o dönemde yaşanacak günlük 60 bin varil düşüşün, bugün toplam küresel tüketimi günde yaklaşık 100 milyon varil olan küresel petrol endüstrisi üzerinde önemli bir etkisi olmayacaktır. Bununla birlikte, icadının üzerinden yüz yıldan fazla bir süre geçmiş olan içten yanmalı motora (dizel ve benzin) sahip otomobil çağının, elektrikli veya hibrit otomobillerin kullanımına yönelten değişim ile sona ermek üzere olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Enerji santrallerinde kullanılan yakıtı da kapsayan fosil yakıtların (petrol, gaz ve kömür) yakılmasını önleyen, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi elektrik enerjisinin rüzgar veya güneş enerjisi ile üretilmesini öngören yasaların yürürlüğe girmesi de petrol dahil fosil yakıtların kullanımını azaltacak. Avrupa ortak pazarı ülkeleri ve ABD’nin California eyaleti başta olmak üzere birçok ülke ve bölge 2030’dan itibaren benzinli araçların kullanımını yasaklayan benzer kararlar aldı. New York Toplu Taşıma Kurumu (büyük Amerikan şehirlerindeki toplu taşıma kurumlarının en büyüğü) dizel otobüslerini elektrikli otobüslerle değiştirme girişimini başlattı. Çin'de de elektrikli otomobil endüstrisi oldukça popüler. Yine bir petrol ülkesi olan Norveç'in Avrupa'nın en büyük elektrikli otomobil üreticisi olduğunu belirtmekte fayda var.
En önemli küresel endüstrilerden birinde yaşanan bu değişime karşı güçlü bir muhalefet olması doğaldır. Nitekim İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerinde bu tür bir muhalefet, özellikle şu anda büyük kayıplar yaşayan ve elektrikli otomobilin yayılması durumunda bu kayıpları iki katına çıkacak ve gelecekte bazıları kapanacak olan rafineriler arasında görülüyor. Örneğin İngiliz rafinaj sektörü, daha düşük karbondioksit emisyonlarına sahip biyoyakıt (bitkilerden elde edilen)  kullanımının artırılmasını talep ediyor. Böylece, petrol kaynaklı yakıtlara bağımlı olmaya devam edilse de yeni çevre mevzuatlarına uymanın mümkün olacağını öne sürüyor.
Otomobil ve diğer elektrikli araç endüstrilerinin ileri bir aşamaya ulaşmış oldukları açıktır. Bu araçlara tam anlamıyla geçişin, eski tür araçların kullanımını genişletmek için yapılan mevcut teşviklere bağlı olarak, bazı yerlerde küçük gecikmeler yaşaması bekleniyor. Zira şimdiye kadar çıkarılan kanunların çoğu yeni otomobil satışı ile ilgili, dolayısıyla eski araçları kullanılabilir oldukları sürece kullanmak mümkün. Ülkeler, elektrikli araçlara geçişi hızlandırmak için eski ve kullanılmaya devam eden araçlara büyük olasılıkla ek vergiler uygulayacaktır. Dünyanın, bir buçuk asırdır kullandığı içten yanmalı motorlu (petrol ve dizel) araçlardan sonra, bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren elektrikli arabalara geçmesi bekleniyor. Peki, başlıca Ortadoğu petrol üreticisi ülkeler, bu önemli endüstriyel dönüşümün neresinde? Bütçede yüzde 85-90’a ulaşan petrol gelirlerine bağımlılıkları nasıl değişecek? Bu ülkeler, kapıya dayanan, başlangıçta kademeli olarak yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte de hızlı bir şekilde arz ve fiyat üzerinde etkili olacak bu dönüşüme ne kadar hazırlar?
 Örnek olarak, hükümetin yükümlülüklerini (emekli aylıkları ve memur maaşları) yerine getirmek için uluslararası piyasalardan borçlanma talebi nedeniyle Irak parlamentosunda tartışılmaya devam eden 2020 Irak bütçesini ele alalım. Bu bağlamda, Irak hükümetinin son zamanlarda kamu çalışanları ve emeklilerden oluşan yaklaşık 6 milyon kişinin aylıklarını ödeyemediğini belirtmeliyiz. Dahası, petrol fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi ve yaklaşık 40 dolar seviyesinde kalması durumunda hükümetin, Ocak 2021’e kadar memur ve emekli maaşlarını ödeyememesinden endişe duyuluyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile federal hükümet arasındaki eski ve yeni anlaşmazlıklar, kötü niyetli politikalar nedeniyle bütçe ve borçlanma politikasının onaylanması gittikçe gecikiyor. Öte yandan, petrol endüstrisindeki değişikliklerin ortasında, sanki gelecekteki zorlukları tartışmak ve çözümler sunmak kendisini ilgilendirmiyor veya görevi sadece bugünkü zorlukları ele almak ve çözmekmiş gibi, 10 yıl gibi kısa bir sürede yaşanması beklenen zorluklar Irak bütçesinde hiç yer almıyor. Bu tek anlama geliyor o da; gelecek nesil, kendisini bekleyen sorunların üstesinden kendisi gelsin, bugünün yetkililerinin bunun için en ufak bir hazırlık bile yapmaya niyetleri yok.