Uluslararası kamuoyundaki dönüşümler dahil Filistin meselesinin elde ettiği büyük kazanım, iyimserlik vadedecek şekilde kutlamayı hak ediyor.
İyimserlik, sadece Filistin hakkıyla ilgili değil, aynı zamanda yaşadığımız dünyanın adaleti ve dönüşüm kabiliyetiyle de ilgili.
Fakat bu tür bir kazanım, Filistin olarak kendisine yatırım yapacak, kendisiyle etkileşim kuracak, ırkçılık ve ayrımcılık karşıtı adalet boyutunu yakalayıp bunu geliştirebilecek kimseleri arıyor.
Filistin olarak bugün bu mevcut mu?
Hamas liderleri, Batı’nın duymayı sevdiği bir dille Avrupa ve ABD medya organlarına konuşurken Hamas Hareketi, geçtiğimiz pazar günü Gazze’nin kuzeyinde “Şehit Yakınlarını Ödüllendirme” adı altında bir şenlik düzenledi. Bu etkinliğin konuşmacısı, Hamas’ın Siyasi Büro Üyesi ve 2009-2014 yılları arasında görev yapan İçişleri Bakanı Fethi Hammad idi.
Hammad, bizim duymayı sevdiğimiz varsayılan bir dille konuştu.
Onun gözünde savaş, esasında dini bir savaştır. Parmaklarını dikkatli ve hassas bir şekilde boynuna geçirerek düşmanları kılıçla tehdit etti. 24 çocuk babası Hammad, Yahudilerin ihanetine vurgu yaptı. Sonra Yahudi kelimesini yutup Siyonistler kelimesini vurgulamaya başladı. Yerel haber ajansları, Yahudilere yönelik sözlerini sildi. Fakat Hammad, katı antisemitizm konusunda bir geçmişe sahip. 2019 yazında yaptığı bir konuşmada bütün dünyadaki Yahudilerin öldürülmesi gerektiğine dair ifadeler kullandı. Ancak kendisi ve Hamas Hareketi, çok geçmeden bu sözlerini geri aldı.
Hammad’ın El-Aksa TV adıyla kurduğu kanal, uluslararası kamuoyuna seslenmeyi bırakın, İslami Cihad Hareketi gibi Hamas dışındaki İslamcılara seslenmede bile yetersiz kalıyor. İçişleri Bakanlığı görevine geldiği zamandaki sicili, isteyenin en yakın arşivden temin edebileceği başarılarla dolu.
Bu başarıların bazıları şunlardı:
- O dönemde Gazze’deki gazetecilerin maruz kaldığı saldırılarda ve ihlallerde nitelikli çatışmanın vuku bulması.
- 2009’da kızların motosiklette erkeklerin arkasına binmelerinin yasaklanması ve kadınların dans etmekten alıkonulması.
- 2010’da boşanma sayılarındaki artışın önüne geçmek için kadınların kamuya açık alanlarda nargile içmelerinin yasaklanması.
-Yine kuaförlerinin erkek olduğu kuaför salonlarında kadınların saç yaptırmaları yasaklandı. Ayrıca bu yasağa uymayanlar, tutuklanıp yargılanmakla tehdit edildi. Geniş çaplı bir protesto, Hamas’ın planını boşa çıkardı. Bu uygulamadan vazgeçmeleri için kuaförlere baskı yapılmaya başlandı.
İşkenceye maruz kalmalarının ardından 5 kuaför, kadın güzellik salonlarında çalışmayacaklarına dair bir bildiri imzaladı. Aynı yıl güvenlik birimleri, hip-hop müzikli bir dans partisine baskın yaptı. Gerekçe ise partiyi organize edenlerin izin almamış olmalarıydı.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) kız öğrencilere fitness, dans ve “ahlaksızlık” öğretmekle suçlanmasının ardından UNRWA’nın yaz kampı saldırıya uğradı ve çadırlar parçalanıp depolar yakıldı.
Gazze’deki UNRWA Operasyonlar Müdürü, bu olayın çocukların mutluluğuna yönelik bir saldırı olduğunu ifade etti.
Aktivistler, Hamas’ın Gazze’de katı İslamcı ideolojisini dayatmak için çabalarını artırdığını belirttiler. Gerçekten de Gazze Şeridi’ndeki en meşhur eğlence merkezlerinden biri olan Crazy Water Park, karışık yüzmeye izin verdiğinden dolayı kapatıldı. Daha sonra bilinmeyen silahlı bir grup, bu yerde ateş yaktı.
- 2013 yılında UNRWA, resmi kararla kadınların katılmasının yasaklanmasının ardından yıllık maratonunu iptal etti. Aynı şekilde “Arab Idol” şarkı yarışması, Filistin meselesine karşı bir suç ve ahlaka aykırı olarak yaftalandı.
- 2014 yılının sonlarında Fetih Hareketi, Fethi Hammad’ı Gazze’deki liderlerinin evlerine düzenlenen saldırıların arkasında yer almakla suçladı.
Bu ve buna benzer olaylardan dolayı bazıları, Gazze’deki Hamas yönetimini Afganistan’daki Taliban yönetimine benzetti. Başkaları ise Hammad ile Sina’daki DEAŞ Örgütü arasında bir ilişki olduğundan şüphelendi.
Hal böyleyken Batı medyasına Batı’nın duymak istediği tarzda söylenebilecek sözlere çok da güvenilmez. Bu, Gazze halkını şiddet yönünden herhangi bir işgalciden aşağı kalır yanı olmayan bir gardiyana boyun eğmekten kurtarmıyor. Bu durum, işgalcinin bile çıkaramadığı bir iç savaşa her an yol açabilir.
Biz, Hammad ve benzerleriyle uluslararası kamuoyuna seslenen ve değerlerini paylaşan tarafla karşı karşıya değiliz. Aksine biz, kadınlarını, eğitimli bireylerini, gazetecilerini, orta sınıfı, karşıt siyasi düşüncelere sahip olanları ve özgürlük isteyen herkesi tehdit ettiği gibi Filistin kamuoyuna saldıran ve güzel değerleri tehdit eden tarafla karşı karşıyayız.
Bu, Filistin’in milli mücadelesinin karşı karşıya kaldığı büyük bir sorun. Bu sorun, Filistin’in avucuna konan her damla suyun parmaklarının arasından sızıp gitmesine yol açıyor. Fetih ve yönetiminin ihmalkâr davranması ise sıkıntıyı artırıyor.
Öte yandan Fetih ve Ramallah yönetiminin canlanması, dış güçlere ve bu dış güçlerin sağlayacağı ilaçlara bağımlı hale geldi. Yani biz, tekrar iki tarafla karşı karşıyayız:
Biri, olaylardan yorulmuş çaresiz ve yavaş bir koruyucu.
Diğeri ise kamçı, ideoloji ve halkı için büyük bir hapishane sahibi olan radikal bir taraf.
İlki, yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı Beşşar Esed’i tebrik ediyor.
İkincisi ise desteğinden dolayı Beşşar Esed’e teşekkür ediyor!
Uluslararası dönüşümler ile bu dönüşümleri değerlendirebilme arasındaki kayıp halka, büyük bir sorudur.
Bu soru, liderlerinden ve sözcülerinden ziyade daha çok halka sorulmuş bir sorudur.
TT
Filistin’in milli mücadelesindeki kayıp halka
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة