Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Gazze, 20 madde ve açık cevap!

ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi’ndeki savaşı sona erdirmek için ‘barış önerisi’ niteliğinde 20 maddelik bir plan açıkladı. Bu planla birlikte, sadece Hamas veya diğer gruplar ve onların arkasındaki güçler değil, tüm bölge az sayıda seçeneği olan özel bir fırsat yakaladı.

Ya Gazze ve halkını kurtarın ya da Netanyahu'ya, ABD’nin desteğiyle, Hamas'ı, Gazze'yi ve halkını yok etmek için serbest hareket etme hakkı verin! Gazze, Lübnan, İran ve Yemen'de yaşananlara bakıldığında, sonucun ne olacağı tahmin edilebilir olsa da bu konuda hiçbir garanti yok.

Bugün, siyasi pazarlığa yer yok, çünkü Trump tarzı bir Amerikan planıyla karşı karşıyayız. Bu plan, ateşkesin derhal ilan edilmesini, İsrail'in elindeki Filistinli tutuklularla İsrailli rehinelerin takasını, İsrail'in Gazze'den aşamalı olarak çekilmesini, Hamas'ın silahsızlandırılmasını ve uluslararası liderlikteki bir geçiş hükümeti kurulmasını öngörüyor.

Burada yanıt bekleyen soru, bunun iyi bir plan olup olmadığından ziyade amaç Gazze ve halkını mı, yoksa Hamas'ı mı kurtarmak? Ya da amaç Gazzelileri korumak ve savaş devam ederse yerlerinden edilmesini önlemek mi, yoksa Netanyahu'ya bunu yapması için hareket özgürlüğü verilmek mi? soruları.

Gerekli olan şey savaşın sona ermesi, yeniden yapılanma ve Batı Şeria'nın ilhak edilmemesi mi, yoksa sonucu ve sonuçları bilinen açık bir savaş ve Gazze'de beşinci veya altıncı bir savaşın olmayacağının garantisi mi? Kaldı ki böyle bir durumda orada çorak topraklar dışında hiçbir şey kalmaz.

Bu yüzden pazarlık için çok fazla seçenek yok. Hamas'ın manevra alanı da yok. Güç dengesinin tamamen eşitsiz olduğunu göz önünde bulundurursak bu bir gerçek ve sahadaki durumun bir sonucu. Son Gazzeliye kadar savaşmak isteyenler ise başka bir konu.

Dolayısıyla top artık Hamas'ın sahasında. Hamas kabul edip kurtarılabilecekleri kurtararak Netanyahu'yu Trump ile karşı karşıya getirecek mi? Yoksa reddederek, kendi seçimleri ve yaklaşımıyla yarattığı hükümetindeki aşırılık yanlılarıyla yüzleşmek zorunda kalan Netanyahu'ya bir can simidi mi sunacak?

Başkan Trump bunu Ortadoğu'da barış için kendi planı olarak görüyor. Abraham (İbrahim) Anlaşmaları aracılığıyla ya da başka bir şekilde savaşı sona erdirecek ve barış sürecini başlatacak. Bu süreci engelleyen herkes önümüzdeki üç yıl boyunca onun düşmanı olacak.

Bu hikaye sadece Hamas veya Netanyahu ve onun aşırı sağcı hükümetinin değil, aynı zamanda bölgedeki ülkelerinde hikayesi. Kim Gazze'deki savaşı şimdi durdurmak, kurtarılabilecekleri kurtarmak ve bunu iki devletli bir çözüm için bir fırsat haline getirmek istiyor? Kim Gazze'deki son damla kan dökülene kadar engellemek ve gerilimi tırmandırmak istiyor?

Ne başka bir seçenek ne de manevra alanı var. Aksine, özellikle Filistin'in uluslararası alanda tanınmasının yarattığı ivmeyle, Gazze'nin, Filistin davasının ve bölgedeki savaş makinesinin durdurulmasının yararına en önemli fırsatla karşı karşıyayız.

Filistin davasının ayrıntılarını ve gelişmelerini yakından takip edenler, kaçırılan fırsatların büyüklüğünün farkında. Bu fırsatların bazıları, kan dökülmesi ve Filistin devletinin kurulmasıyla karşılaştırıldığında önemsiz bahanelerle kaçırıldı. Bugün yakalanan bu fırsatın da daha önce kaçırılan diğer fırsatlar gibi kaçmasına izin mi verilecek?

Bu barış önerisinin otomatik olarak bir Filistin devletinin kurulması anlamına gelmediği bir gerçek olsa da Filistin konusunda uluslararası alanda gerçek bir ivme kazanılması ve Başkan Trump'ın Nobel Barış Ödülü'nü kazanma arzusu göz önüne alındığında, bu yönde atılmış en önemli adımdır. Bazen savaşlar beklenmedik nedenlerle patlak verir. Belki de bu da beklenmedik nedenlerle barış için bir fırsat olabilir, kim bilir?