Süleyman Cevdet
Mısırlıaraştırmacı yazar
TT

Acı çeken kadınla yas tutması için para verilen kadın bir değildir

Savaşlarda her şey kötüdür, ancak en kötüsü savaşın etrafında döndüğü meselede açık bir tarafta bulunmayan adamlarla savaşılmasıdır. Ukrayna'daki savaşta yaşanan durum budur. Ruslar, Rus olmayan unsurları; Ukraynalılar, Ukraynalı olmayan unsurları kullanmaya karar verdiler. Fakat bu unsurlar, Rus toprakları ya da Ukrayna toprakları dışında her yerden geldiler.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine bir dizi yabancı unsuru Ukrayna'daki savaş hattına nakletme izni verdiğini söylemekte herhangi bir beis görmedi. Ortadoğu'dan gelen bu unsurlar, askeri operasyonlara katılmak için başvurdular. Onun ifadesiyle, “Kendi istekleriyle gönüllü bir şekilde gelen ve savaşa katılma arzusu gösteren bu unsurlara Moskova olumlu yanıt verdi.”
Onların esasen Suriye topraklarından gelen unsurlar olduğunu anlamak için çaba sarf etmemize gerek yok. Nitekim Rusya “Arap Baharı” günlerinden bu yana orada bulunuyor, onlarla birlikte savaşıyor ve onları Şam'daki hükümetini desteklemek için kullanıyordu. Ayrıca bu unsurlar ücret karşılığı savaşmaktadır. Bu nedenle Suriye cephesinde savaşmakla Rusya cephesinde savaşmak arasında onlar için bir fark yoktur.
Burada ironik olan mesele, Rusya kelimesini oluşturan harflerin Suriye kelimesini oluşturan harflerle aynı olmasıdır. Aradaki fark harflerin dizim sırasıdır ve sadece yeniden düzenlenmesi gerekir. Burada Suriye cephesinden Rus cephesine yönlendirilen ve burada savaşacak olan söz konusu unsurlar için de durum bundan ibarettir.
Haber ajansları, Başkan Putin'in savaş cephesine 16 bin milis ve paralı asker transfer etmek için askeri direktif gibi görünen bir belgeyi imzalarken çekilmiş fotoğrafını yayınladılar. Bu sayı tam bir “askeri tümen” oluşturmaktadır. Savaşan askeri birlikler önce bölük, sonra alay, sonra tabur ve ardından bir dizi taburu içeren tugay ve tugayları bir araya getiren tümenler olarak sıralanır. Rusların Ukrayna topraklarında tam teşekküllü bir yabancı tümen kullanmaya başvurmaları, güçlerini geciktirdikleri ve ücret karşılığında savaşan unsurları saflara sürdüklerini gösteriyor. Yeni mevzilerine gelen bu unsurlar, Suriye topraklarında kazandıkları tecrübelerini de kendileri ile beraber getiriyorlar.
Ukraynalılar, “yabancı lejyon” diye adlandırılan bir birliğin kurulduğunu ve bu birliğin yalnızca Ortadoğu'dan ve Suriye’den değil, her yerden gelen 16 bin gönüllüden oluştuğunu duyurdular. Savaşın iki cephesinde sayının nasıl olup da bu şekilde eşitlendiğini bilmiyor, ancak bilinen bir şey var ki o da bu cephelerin bir tür yarışa girmiş olduklarıdır. Bu yarış, hangi tarafın daha çok milis ve paralı asker ya da gönüllü toplayacağı ile ilgilidir. Bu arada The Times’in yakın tarihli bir haberinde bildirdiği gibi, bir Suriyelinin karşı cephedeki başka bir Suriyeli ile savaşmasıyla ilgili bir sorunu yok.
Ukrayna'daki yabancı lejyonu oluşturanların çoğunluğunun paralı asker veya milis olmamaları muhtemel. Nitekim Ukrayna’nın ne Suriye'de ne de Ortadoğu'da onları getirebilecek bir varlığı bulunmuyor. Ayrıca Başkan Volodimir Zelenski hükümeti, bu unsuların yüksek ücretlerini ve savaş saflarına katıldıkları zamanki maliyetlerini karşılayabilecek kadar zengin değil. Ancak bu söz konusu unsurlar arasında geçim masraflarını karşılayacak kadar bir ücretle savaşacak bazı savaşçıların olmadığı anlamına gelmiyor.
Örneğin Şarku'l Avsat'ın Ukrayna’daki muhabiri Fida Itani’nin, İngiliz ve Azeri bir gönüllü ile konuştuğu haberine baktığımızda, “yabancı lejyon” saflarında savaşacak gönüllülerin çoğunluğunun iki hususa inanarak geldiklerini görüyoruz: Ukrayna'nın savaştaki en zayıf taraf olduğu ve savunduğu haklı bir davası olduğu, gönüllülerin bu konudaki inançlarının doğru olup olmadığı bir kenara -en nihayetinde bu onların inancıdır-, onların bir kesinlik temelinde hareket ettikleri görülüyor. Her iki cephede ücret karşılığı savaşan savaşçıların durumunu Arapların bir atasözü çok iyi bir şekilde özetlemektedir:
“Acı çeken kadın, yas tutması için para verilen kadınla bir değildir.”
Burada acı çeken kadın, sevdiğini kaybeden ve bütün içtenliğiyle gözyaşı döken kadındır. Fakat belli bir ücret karşılığında yas tutan ise, tanımadığı ve hayatında hiç görmediği biri için ağlamak üzere getirilen kadındır. Ondan istenen bağırması, böğrünü yumruklaması ve ölen kimsenin erdemlerini saymasıdır. Bunu mümkün olan her hileye ve oyunculuğa başvurarak yapar, günün sonunda parasını alıp gider!
Arap tarihimizde el-Hansa, yas tutan kadınların en ünlüsüdür, bu tür kadınların en içten olanıdır. Başka hiçbir kadının erkek kardeşi için ağlamadığı kadar vefat eden erkek kardeşi için ağladı ve onun ardından şu meşhur beytini yazdı: Allah'a yemin olsun ki ruhum çıkıncaya ve mezarım kazılıncaya dek seni unutmayacağım!
Kesin olan şu ki, ne Rusya cephesinde ne de birkaç kişi dışında Ukrayna cephesinde savaşacak unsurlar arasında Hasna gibi biri bulunmuyor. Ayrıca iki ordu, iki eşit güç arasındaki bir savaş olduğu söylenebilecek bir düzeyde de savaşmıyorlar. Nasıl ki yas tutması için ücret karşılığında tutulan kadın samimi duygulardan yoksun ise, kendisine ait olmayan bir ülkeyi savunan paralı askerler için de aynı durum geçerlidir. Bu askerler savaştıkları tarafın haklılığına veya davasına inanmazlar ve bu kimselerin, kendilerinin olmayan bir savaşa girdiklerini görürüz. Bir toprağın ve davanın saygınlığına, bağlılığı olmadığı bir toprak ve inanmadığı bir dava için savaşan paralı askerleri tutmaktan daha kötü hakaret olamaz.