Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Geçmişte kalan insani krizler

Netflix’in engellenmesini, ‘manga’ dergilerinin yasaklanmasını, ‘MBC’de yayınlanan dizilerin iptal edilmesini isteyenler, bugüne kadar dünyanın herkesi kapsadığı fikriyle yaşayamayan ve başkalarına baskı uygulayan yakın geçmişin kalıntılarıdır. Bu insanlar toplumu geriye çağırmaktan ve başkalarını yadsımaktan usanmıyorlar.
Şehir sakinleri ve mağara sakinleri birbirinden farksızdır. Aynı fırsatları -veya sıkıntıları- yaşarlar. Genel nüfusun sosyal statüsü, entelektüel tutumları veya satın alma gücüne bakmaksızın, görmek ve ilgilenmek istediğiniz hemen hemen her şey mevcuttur. Belki de sizin için zor olan şey, izlediğiniz filmleri izlemelerini, dinlediğiniz müzikleri dinlemelerini, aldığınız dersleri almalarını veya gittiğiniz yerlere gitmelerini isteyip sizin gibi olmalarını arzuladığınız için seçimlerini beğenmediğiniz kişilerle yaşamayı kabullenmektir. Başkalarıyla bir arada yaşamak bazıları için zor bir meseledir.
Sahne yaklaşık her on yılda bir, daha geniş bir açıyla değişmektedir. Yeni nesillerin kendilerinden önceki nesilleri ekarte etmesi ve aynı fikirleri paylaşmamaları da dahil olmak üzere bu değişimin birçok sebebi vardır. Bu, hayatın bir kanunudur. Sebeplerden biri de teknolojidir. Zira teknoloji yeni yaşam kaideleri getirir.
Cidde şehrindeydim. Daha önce bildiğim, daha fazla elektronik cihazın doldurulduğu ve içinde birkaç yıl önce yasak olmayan kitapların bulunduğu bir kütüphanenin önünden geçtim. Bu kitaplar elektronik olarak mevcut ve bunları basılı halde almak isteyen herkesin kullanımına sunmak da akıllıca bir hareket olmuş. Vitrin artık birinin ilgisini veya tepkisini çekmiyordu. Kitap rafları küçülmüştü. Bu küresel bir olgudur. Örneğin, ABD’deki 11 bin kitapçının yarısından fazlası kepenklerini indirdi. Ancak bazılarının sandığının aksine, dijital ve sesli kitap hizmetinin yaygınlaşmasıyla okuyucu sayısı ve kitap satışları arttı. 2019'da sadece ABD’de 191 milyon dijital kitap satıldı.
İşte böyle, dünya; seçeneklerin bolluğunda boğuluyor ve hayrete düşüyor. Bu seçenekleri engelleme çabaları, birilerine tarihin çarkını durdurmalarını ya da parmağı ile barajdan akan suyu tıkayıp, ülkesini batmaktan kurtaran Hollandalı bir çocuk gibi olmalarını sağlayacak asil bir işmiş gibi görünüyor. Farkında olmayabiliriz ancak küreselleşme, teknolojinin sonucu olan ve hareket etmeye devam edecek olan durdurulamaz bir trendir. Bu treni durdurmayı düşleyen kişi, bunun bugünün doğasına aykırı olduğunu anlamalı. Modern aklın oluşumu, kendi yolunu bulur ve burada her kültürün elinden gelenin en iyisini ortaya koyması ve uzaya kapılarını kapatmaması dışında hiçbir çare yoktur.
1929'da Alman başkentinin hikayesini ve faşistlerin nasıl iktidara geldiğini anlatan ‘Babylon Berlin’ şeklinde tercüme edilen bir Alman dizisini bitirdim. Nedense izlerken, Arap dünyasında 1979 olaylarıyla karşı karşıya olduğunuzu hissediyorsunuz. Aşırı entelektüel ve örgütsel güçleri benimseyen, tek bir seçim ve tek bir düşünce modeli dayatan mağlup bölge. Bu büyük miktarda edebi ve yaratıcı eserle, artık eğitimli ya da seyahat edebilen ve pahalıya eğitim alabilen azınlığın elinde değil.
Bugünün kuralı şu: Bir platformu istemiyorsanız, ona abone olmak zorunda değilsiniz, bu sizin hakkınızdır. Ancak kendisi için neyin uygun olduğuna karar vermek de başkasının hakkıdır. Fikirler geliştirme savaşında toplum, dışlamanın yanı sıra nesilleri ve zevkleri kontrol etme girişimlerine maruz kaldı. Şimdi neredeyse aynısı tekrarlanıyor. Nesiller, fikirler ve yeni olanlar reddediliyor. Bu zamanda hala dünyanın kendi saatlerine göre ilerlemesini isteyenler var.