Göç ve göçmen haberlerinin manşetlerde yer almadığı bir gün neredeyse geçmiyor. Farklı kıtalardaki insan kaçakçıları haberlerinin, ülkelerindeki yoksulluktan, işsizlikten, savaşlardan, baskı ve zulümden kaçtığı, onlara koruma sağlayan, yeni ve onurlu bir yaşam kurmalarına yardımcı olan güvenli sığınaklar bulma arayışıyla çölleri, karaları ve denizleri aşarken acılar çeken göçmenlere dair fotoğrafların yer almadığı bir medya aracı neredeyse yok.
Dikkat çekici olan, son on yılda bu acı haberlere ve görüntülere o kadar alıştık ki artık günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Hatta bazılarımız, büyük bir felaket yaşanmadıkça bazen bu haber ve görüntülere hak ettiği özeni veya ilgiyi göstermiyor.
Göç kapıları ve türleri farklı ama çoğu haberde sadece bir türünü duyuyoruz. Elbette yasa dışı göçü kastediyoruz. Bu nedenle televizyon kanallarında yoksulluk, açlık, yorgunluk, korku ve hastalıktan çökmüş yüzlerden başka bir şey göremez hale geldik. Ancak bu kanallarda ilgi odağından kaçınarak, alttan alta gerçekleşen başka türden bir göçten bahseden haberleri, nadir durumlar dışında duymuyor veya görmüyoruz. Bu göç türüyle, sermaye sahibi zengin insanların bir ülkeden diğerine ve bir kıtadan diğerine, kendileri ve paraları için geçici bir barınacak olacak, bir süre rahat kalmalarını, vergi kanunlarının takibinden kurtulmalarını, banka hesaplarındaki birikimlerinin kârının artmasını sağlayacak güvenli bir sığınak arayışıyla göç etmesini kastediyoruz.
İngiliz Financial Times gazetesinde kısa bir süre önce bir haber dosyası yayınlandı. Dosya, 2023 yılında 122 bin milyoner ve milyarderin halihazırda ikamet ettikleri ülkeleri terk etmeye ve başka ülkelere göç etmeye hazırlandığını gösteren istatistikler içeriyordu. Haberde bu tür göçmenlere ‘ayakları prangalı olmayan göçmenler’ (Footloose Migrants) adı veriliyordu. Bunların göç etme nedenleri iyi biliniyor ve sermayenin hoş karşılandığı yere gittiği, iyi muamele ve güven bulduğu bölgelere yerleştiği gerçeği özetlendi.
Haberde, Avustralya'nın deniz kıyısındaki güzel tatil bölgeleri ve sunduğu vergi kolaylıkları nedeniyle (bunların en başında da veraset vergisini kaldırmış olması geliyor) söz konusu varlıklı göçmenlerden en çok yararlanan ülke olan İngiltere’nin ise muhtemelen en büyük kaybeden olacağı savunuldu. Uzmanlar, Brexit'ten önce İngiltere'nin 3 bin 200 milyoner ve milyarder kaybedeceğini tahmin ediyordu. Haber dosyasına göre Rusya da muhtemelen kayıptan etkilenenler listesinde yer alacak ancak Rusya'dan ayrılanların oranı İngiltere'ye kıyasla daha düşük olacak.
Zengin ve yoksul ülkeler, bu tür göçmenleri kendilerine çekmek için cazip yatırım politikaları tasarlayarak birbirleri ile rekabet ediyorlar. Örneğin, bu ülkelerin çoğu, sahip oldukları servetle karşılaştırıldığında önemsiz sayılan bir meblağı, işsizler için istihdam fırsatları sağlayan yerel projelere yatırmaya hazır olmaları karşılığında, bu göçmenlere oturma izni veya vatandaşlık alma hakkı sunuyor. Haber dosyasında, ülkeler arasındaki rekabetin büyük olduğu ve bunun kaynağının, 2021'de değeri 21 milyar ABD doları bulan büyük bir mali ödül olduğu vurgulandı. Varlıklı göçmenlere sunulan havuç ne kadar büyük olursa, ülkenin onları cezbetme şansı da o kadar artıyor.
Örneğin İtalya'da zengin bir göçmen, yerel projelere 500 bin euro bir yatırım yapması karşılığında oturma hakkı elde edebiliyor. Portekiz'de hükümetin ‘Golden Visa’ adlı projesini hayata geçirmesiyle ülke son 10 yılda 6 milyar euro tutarında bir gelir elde etti ama bu proje bir yandan da bezdirici bir konut krizine neden oldu. Bazı Karayip adaları ülkeleri ve aynı şekilde Tayland’ın gelirlerinin de yüzde 40'ının kaynağı da bu varlıklı göçmenler.