Çok kısaca anlatacak olursak; eski bir Libya hikâyesi, bir grup insanın bir tavuğu kesmek istediğini ancak bıçağı bulamadıklarını ve bu yüzden onu saldıklarını anlatır. Hikâyenin devamına göre tavuk toprağı eşeleyip bıçağı ortaya çıkarınca insanlar da bıçakla onu keserler. Ne yazık ki tarihi tecrübelerden öğrendiğimize göre hikâye o kötü şöhretli tavuğun kesilmesiyle bitmiyor.
Eski ABD Başkanı Richard Nixon, Watergate Skandalı ve Beyaz Saray’dan ayrılmak zorunda kalmasının ardından İngiliz gazeteci David Frost ile bir televizyon röportajı gerçekleştirmiş ve bu röportaj “I Gave Them a Sword” başlıklı bir kitapta yayınlanmıştı. “Onlara kılıcı ben verdim” anlamına gelen bu sözü söylerken Nixon aslında tavuğun yaptığı şeyin aynısını yaptığını söylemeye çalışıyordu. Bu bizi, son zamanlarda tavuk hikayesini akıllara getirecek şekilde, hesaplamalarında yaptığı büyük bir hatayla düşmanlarına kendisine ateş açıp işini bitirmeleri için mermi veren Libya’daki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Başbakanı Sayın Abdulhamid ed-Dibeybe’ye getiriyor.
Libya hikâyesi, İsrail Dışişleri Bakanı Sözcüsü Ofir Gendelman’ın geçtiğimiz pazar günü sosyal medyadan duyurduğu şu haberle başladı:
“Yasak kaldırıldı: Geçtiğimiz hafta İsrail Dışişleri Bakanı, Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş ile tarihi bir buluşma gerçekleştirdi ve kendisiyle iki ülke arasında iş birliğinin kurulması konusunu görüştü. Bu, iki ülke arasında resmi bir ilişki kurmak için atılmış ilk adımdır.”
Bu haber ışık hızıyla yayıldı ve Libya'nın başkenti Trablus alev aldı. Göstericiler Trablus’ta Dışişleri Bakanlığı binasını bastı. Diğer yandan başka haberlere göre bir grup da Başbakanlık konutuna girip burayı ateşe verdi. Ayrıca göstericiler Başbakan’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı ve kuzeni İbrahim ed-Dibeybe’nin Karkariş bölgesindeki evine baskın düzenledi. Hükümet ise ilk başta Dışişleri Bakanı’nı başbakanlık uçağıyla Mitiga Havalimanı’ndan Türkiye'ye kaçırdı. Mitiga Havalimanı yetkilileri, bakanın havalimanından uçtuğunu bildiklerini inkar ettiler. Daha sonra Başbakan, Sayın Necla Menguş’un tutuklanması ve bir soruşturma kuruluna teslim edilmesi yönünde karar çıkardı. Akabinde Libya Dışişleri Bakanlığı, iki bakan arasındaki görüşmenin tesadüfi olduğunu ve bakanın, Siyonist düşman devlete karşı duruş konusunda Libya siyasetinin ilkelerine bağlı olduğunu belirten bir açıklama yaptı. Mısrata şehri gürültülü protesto gösterilerine ve İsrail bayrağının ateşe verilmesine tanık oldu. Temsilciler Meclisi Başkanı konuyu görüşmek üzere milletvekillerini acilen toplantıya çağırdı. Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı görüşmeyi kınadı. Öte yandan Reuters haber ajansı, ‘İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın da teyit ettiği gibi toplantının tesadüfi olmadığını, Başbakan Dibeybe’nin bundan haberdar olduğunu ve onun onayıyla gerçekleştiğini, bakanın Trablus’a vardığında İsrailli bakanla yaptığı görüşmenin ayrıntılarını kendisine aktardığını ve görüşmenin iki saat sürdüğünü’ öne sürdü. Ajansa göre ‘İsrailliler toplantının üst düzeyde tertiplendiğini ve Libya hükümetinin İsrail’i Batı ve ABD yönetimine doğru bir köprü olarak gördüğünü söylediler’. Ayrıca CIA Başkanı William Burns’un bir süre önce Trablus’a yaptığı ziyarette Dibeybe’ye İsrail ile ilişkileri normalleştirme konusunu açtığı ortaya çıktı. Diğer yandan Dibeybe, Trablus’taki Filistin Büyükelçiliği’ni ziyaret etti ve Filistin Büyükelçisi Muhammad Rahhal’a Libya’nın Filistin davasını desteklediğini ve dışişleri bakanının görevden alındığını vurguladı. Görevden alınma haberi daha önce bakanın uzaklaştırma alıp soruşturma komisyonuna sevk edildiği haberiyle çelişiyor. Ancak görünen o ki Dibeybe baştaki tutumunu değiştirerek Menguş’u görevden almaya karar verdi.
Uluslararası basın ve İsrail medyası, İsrail muhalefet partilerinin liderlerinin Dışişleri Bakanı Eli Cohen’i haberi yaymada aceleci davrandığı için suçladıklarını bildirdi. Bunun diğer Arap ülkeleriyle gelecekte yapılacak gizli diyaloglara olumsuz etkisi olacağı endişesi var.
İsrailli bakanla yapılan görüşme yürürlükteki Libya yasalarına aykırı. Zira yasalara göre İsrailli bir yetkiliyle herhangi bir görüşme yapmak yasak ve bunu ihlal edenler üç ila 10 yıl arasında hapis ve para cezasına çarptırılır.
Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki normalleşme yeni bir şey değil. Zira İsrail bayrağı birçok Arap başkentinde dalgalanıyor. İsrail’in siyasi ve ticari heyetlerinin Arap başkentlerine ziyaretleri ve aynı şekilde Arap ülkelerinin heyetlerinin İsrail’e ziyaretlerinin haberleri medyaya yansıyor. Tabii ki normalleşmenin karşılığında teşvikler var. Bunun pek çok örneği var ancak birini paylaşacak olursak; Fas, İsrail ile normalleşme anlaşması karşılığında Batı Sahra üzerindeki egemenliğinin tanınmasını eski Başkan Donald Trump yönetiminden koparabilmişti. Peki, İsrail ile normalleşme karşılığında Libya ne alacak? Aslında bana göre Libya hiçbir şey almayacak. Ödenen karşılık, Sayın Dibeybe’nin koltuğunu korumak için Washington ve Batı’dan sürekli politik destek alması lehine olacak.
Artık yaşananlardan sonra, Dibeybe’nin oynadığı kumarda yanlış hesaplama yaptığı aşikâr. Bu gözü kapalı riske girmekti. Şimdi de sonuçlarına katlanmalı. Dibeybe şu anda kıskanılmayacak bir pozisyonda. Er ya da geç, tek yönlü bir biletle siyasi sahneden çıkması ile neticelenebilir. Çünkü her şey Dibeybe’nin şahsi olarak bu meseleye dahil olduğunu gösteriyor. Bu yüzden gelecek kasırga ile yüzleşmek zorunda.