Suudi Arabistan’ın 93. Milli Günü, Fas Krallığı’nın Atlas Dağı’na yaslanan bölgesini vuran depremin ve bunu Libya’nın doğusunu yerle bir eden, yıkan ve insanları yerlerinden eden, Mısır kıyılarına ulaşmasından korkulan son derece şiddetli fırtınanın Arap ruhu üzerindeki son derece ağır yükünü hafifleten huzurlu bir nefesi temsil etti.
Bu yıldönümü ile birlikte, formülünün kararlılığının göstergesi olarak geriye sadece bir tarafta Taif Anlaşması, diğer tarafta ordusunun birliğinin kaldığı Lübnanlılar, geleceği konusunda kafası karışık olan ülkelerinin meselelerinin Suudi Arabistan Krallığı'nın ilgi alanında kalmasını temenni ediyorlar.
Genel olarak Arap ruhu için değerli olan bu ulusal etkinliğe eklenen her yılda olduğu gibi, bu yılda uluslararası ve Arap güncelinde, Krallığın yöneticisi Kral Selman bin Abdulaziz ve yardımcısı Veliaht Prens tarafından gerçekleştirilen yeni başarılar vardı. Veliaht Prens genç yaşının aydınlığı ve canlılığının zirvesinde, vizyonlarını hayata geçiriyor ve diktiği, suladığı, ilgi ile beslediği bölgesel ve uluslararası ilişki ağaçlarının toprağını suluyor. Bu ağaçların ürünü ise tüm Arap milletinin. Bu, kaderin Arap ulusunu yükselten şeyleri başarmasını istediği sadık ve hayırlı bir evladın misyonu. Ve işte Milli Günün 93. yıldönümünde, Araplara yönelik uluslararası ilgide Suudi Arabistan Krallığı'nın Arap ve İslami referans haline geldiğini varsayabileceğimiz niteliksel bir değişim aşaması yaşıyoruz. Bunun son kanıtı, Japonya'nın, niteliksel bir sıçrama olan Suudi Arabistan ile ilişkilerini çok yönlü geliştirerek bu referansı teyit etmesidir. Suudi Arabistan gibi Güvenlik Konseyi'nin altıncı daimi üyesi olmayı hedefleyen Hindistan ile stratejik ilişkiler de niteliksel bir sıçrama yaşıyor.
Suudi Arabistan-Japonya ilişkilerindeki bu niteliksel sıçrama, Japon-Körfez bakanlar toplantısına (9.5.2023) katılmak için Riyad’a gelen Japonya Dışişleri Bakanı Yoshimasa Hayashi tarafından toplantının arifesinde dile getirildi. Bakanın, Japon hükümetinin gördüğü şekliyle büyük bir potansiyele sahip olan Suudi Arabistan ile derinden paylaşılan bir vizyondan bahsetmesi, aynı zamanda Krallığın uluslararası alanda deyim yerindeyse Arap yıldızı statüsünü kazandığının bir diğer işaretini oluşturuyordu. Bu statü ve rolü, altmışlı yıllarda Mısır üstlenmişti. Ardından 5 Haziran 1967’deki Arap-İsrail savaşının yansımaları, Mısır’ın iç işlerine önem vermesini ve savaşın askeri ve toplumsal açıdan sonuçlarının onarılmasını gerektirmişti.
Japonya'nın, tıpkı uluslararası alanda büyük ve önemli ülkelerle olan ilişkisi gibi, Suudi Arabistan ile ilişkilerinin stratejik boyutları olmasını sağlama konusundaki istekliliğini göz önüne aldığımızda, hafızamız tazeleniyor. Hadimul Haremeyni Şerifeyn Kral Selman bin Abdulaziz'in (o sırada kardeşi Kral Abdullah'ın veliaht prensiydi) Suudi Arabistan Krallığı ile Japonya İmparatorluğu arasındaki ilişkilerin tabiri caizse, ilk tuğlasını yerleştirerek başlatıcısı olduğu geçmiş bir dönemi hatırlıyoruz. Ardından yaşanan gelişmeler, geleneksel ilişkileri aşan, dostlukları pekiştiren ve başarıyı hızlandıran vizyonun sahibi oğlu Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın, babasının attığı temelleri daha da güçlendirmesini istedi. Bu hatırlatma bağlamında, Kral Selman'ın (Veliaht Prens olarak) Şubat 2014'ün son on gününde gerçekleştirdiği ve (o dönemde babasının divan başkanı ve özel danışmanı olan) Veliaht Prens Muhammed'in kendisine eşlik ettiği ziyarete de işaret edelim. Böyle bir ziyarette yaşananlar, bilge liderliğin zamanın yavaş olanlara acımayacağı temelinde rekor bir hızla gelişmeye ve inşa etmeye karar verdiğinde, kararlılığın önemi hakkında derinlemesine düşünmeye ve alıntı yapmaya teşvik ediyor. Keza büyük Suudi Arabistanlı ziyaretçiye gösterilen misafirperverliği ve Japon İmparatorunun Veliaht Prensi Naruhito’nun (şimdiki imparator) ülkesinin konuğunu kabul etmesi ve ardından kendisine en prestijli Japon üniversitelerinin birinden fahri doktora unvanı vermesi de dikkate alınmalı. Tüm bunlar, Suudi Arabistan ile Japonya arasındaki bu ilişkilerin 85 yıl önceki başlangıcını ve nasıl her zaman gayret ve gelişme yolunda ilerlediğini akıllara getirmişti. Ve işte bugün, Kral babanın ve Veliaht Prens ve başbakan olan oğlunun gözetiminde, 93. Milli Günde iki ülke arasındaki ilişkiler, istikrarlı ilişkiler kategorisinde çok yüksek bir yere ulaştı. Bugün Suudi Arabistan diğerleri gibi uluslararası toplumun parlak bir yıldızı olarak kalmayı arzuluyor. Ama Arap ve İslam ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın bazı ülkelerinde olduğu gibi anlamsız savaşları ve huzursuzlukları tetikleyenler, istikrar umutlarını fitne ateşleriyle değiştirmeye çalışıyorlar. Allah bu insanların hedeflerine ulaşmalarına izin vermesin.
İyi niyet ve mahremiyete saygı temelinde Japonya ile ilişkilerin stratejik konuma yükseltilmesi yönündeki bu gelişme hakkında söylenenler, Suudi Arabistan-Hindistan ilişkileri için de söylenebilir. Niteliksel olaylar ve koşullar, iki ülke ilişkilerindeki niteliksel adımın da, Kral Selman'ın (o dönem Veliaht Prens olarak) Japonya ziyaretinin ardından Hindistan'a yaptığı ikinci ziyaret sırasında atılmasına olanak tanıdı. İlk ziyaretine gelince, bundan 4 yıl önceydi (11.4.2010) ve kendisi o zaman Riyad Emiri idi. Ne tesadüftür ki 2023'te Suudi Arabistan-Hindistan ilişkilerinin en üst düzeyde koordinasyon ve stratejik boyuta yükselişinin sembolü olan Prens Muhammed de bu ziyarette kardeşleri Prens Faysal, Turki, Nayef ve Bender ile birlikte babasına eşlik etmişti. Dolayısıyla, Veliaht Prens ve Başbakan Prens Muhammed'in, Suudi Arabistan-Hindistan ilişkilerinin fidelerinin dikilmesine sahada tanık olduğunu söyleyebiliriz ve bu fideler Kral Selman'ın vizyonları ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin emelleri döneminde gölgesi geniş ve geleceğe zengin meyveler taşıyan bir ağaç haline geldi. Bu geleceğin payandaları, ülkelerinin iyiliğini isteyen, gelişmeye dikkatle ayak uyduran semboller tarafından inşa ediliyor. Suudi Arabistan, dünya ülkeleri ile ilişkilerde olduğu gibi rutinin dışında kalan ülkelerle de ilişkilerini güçlendirdi. Büyük ve küçük ülkeler kategorisinde sayılıp küçümsenen ülkeler, özellikle de (merhum) Kral Abdullah bin Abdulaziz'in 2006'daki ziyareti sırasında rolü ve statüsü yükselen ülkeler listesine eklediği Çin, Japonya ve Hindistan gibi ülkeler eskisinden farklı hale geldiler. Bu liste artık sadece ABD, İngiltere, Fransa ve Rusya ile sınırlı değil, Japonya, Çin ve Hindistan'ın temsil ettiği Doğu da var. Kral Abdullah’tan sonra Kral Selman ve Veliaht Prens, bu ülkelerle güven ve prestij, stratejik ve yerleşik ilkeler doğrultusunda karşılıklı ilişkileri geliştirdiler. Bu adımların geri dönüşlerine gelince; bunlar, Suudi Arabistan Krallığı'nın uluslararası alanda Arapların parlak yıldızı olduğu konusunda dünyanın kararını verdiğinin somut bir örneği. Bu, Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın, kendisini depremlerin, kasırgaların ve başkalarının vatanlarını karıştıranların hayallerinin tahribatından koruyacak birine ihtiyaç duyan Arap ümmeti için kazandıkları en iyi başarıdır. Allah şahittir, gözetleyendir ve hakemdir.