Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

10 gün içerisinde İran

Hamas’ın İsrail’e karşı ‘Aksa Tufanı’ operasyonunu gerçekleştirmesinden bu yana, İran’ın açıklamaları, daha önceki Gazze savaşlarına kıyasla eşi görülmemiş bir şekilde sanki X platformundan (eski adıyla Twitter) yapılan paylaşım zincirleriymiş gibi peş peşe geliyor. Bu yazıyı kaleme aldığım sırada yapılan son açıklamaya kadar bunlardan bazılarını inceleyeceğim.

Aksa Tufanı’nın ilk gününden İran Dini Lideri Ali Hamaney “Saldırıyı planlayan Filistinlilerin ellerinden öpüyoruz” dedi ve ‘İsrail saldırısına ilişkin İran ve Hamas arasında bağlantı kuranların hata yaptığını’ söyledi. Daha sonra “Askeri ve istihbarat açısından Siyonist rejim onarılamaz bir hezimete uğradı” şeklinde konuştu.

Daha sonra İran Cumhurbaşkanı “Tahran Filistin’i destekliyor ancak direniş grupları kendi kararlarını veriyor” dedi. Ardından Dışişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları geldi. Hamas, Katar’da İsmail Heniyye ve Bakan Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın ‘direnişin ve Filistin halkının hedeflerine ulaşmak için iş birliğinin devam ettiğini açıkladıklarını’ duyurdu.

Toplantı sırasında İranlı bakanın saldırıyı övdüğü ve bunu ‘işgalci güç ve onun Filistin ve bölgedeki projesi için ciddi bir düşüşün göstergesi olan tarihi bir zafer’ olarak nitelendirdiği kaydedildi. Daha sonra Abdullahiyan Beyrut’ta Hasan Nasrallah ile görüştükten sonra İsrail’in ‘savaş suçları’ işlediğini söyledi.

Bakan İran’ın Mısır, Birleşmiş Milletler (BM) ve yardım kuruluşları için Filistinlilere insani yardım gönderilmesine izin verilmesi çağrısında bulunduğunu söyledi. Ardından bakan, Filistinlilere karşı işlenen suçların devam etmesine ‘diğer eksenlerden’ yanıt geleceğini açıkladı.

Daha sonra İran medyasının aktardığına göre Abdullahiyan “Siyonist oluşuma, destekçileri aracıyla, Gazze’de suç işlemeye devam ederse yarın çok geç olacağını ve bölge ve aktörlerinin seyirci kalmayacağını bildirdik” ifadelerini kullandı. Ayrıca ‘savaşın kapsamı genişlerse ABD’nin de ağır kayıpları olacağını’ vurguladı.

Ancak İran’ın BM misyonu kendi bakanlarıyla çelişiyordu. Misyon Reuters’e, İsrail’in ‘İran’a, çıkarlarına ve vatandaşlarına saldırmaya’ kalkışmadığı sürece silahlı kuvvetlerinin ‘İsrail ile çatışmayacağını’ açıkladı. Ayrıca ‘direnişin kendisini savunabileceğini’ belirtti. Ardından İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İsrail’in saldırılarına son vermesi halinde Hamas’ın elindeki onlarca rehineyi serbest bırakmaya hazır olabileceğini söyledi. Daha sonra Fars Haber Ajansı’nın aktardığına göre Abdullahiyan “Eğer Siyonist saldırılar durmazsa bölgedeki tüm tarafların eli tetikte olur” dedi.

Açıklamaları sizlere aktarmaya devam edebilirim ancak bu yazıyı kaleme aldığım sırada yapılan son açıklamayla bitireceğim.

Devrim Muhafızları Ordusu’ndan (DMO), İsrail’e ‘Gazze’ye yönelik saldırılara son verilmemesi halinde yeni bir şokun yolda olduğu’ uyarısı verildi. Öyleyse ilk şok ‘Aksa Tufanı’ mıydı? Bu, İran’ın operasyonu üstlendiği anlamına mı geliyor?

Kesin olan şey şu ki, yukarıdaki tüm açıklamalar, İran’ın Gazze ve halkı için değil, ister uzun zamandır İsrail’in saldırılarına yanıt veremeyen Suriye’deki milisleri, ister Hizbullah, ister Hamas, ister diğer gruplar olsun, bölgede yalan yanlış bir şekilde ‘direniş’ diye adlandırdığı milislerinin kırılmasından endişe edip kafa karışıklığı yaşadığını gösteriyor.

Ayrıca kesin olan bir diğer şey de şu ki, Tahran, Filistin davasını savunmak için tek bir kurşun sıkmadı, ancak milislerini kaybetmemek pahasına bölgeyi yakıp yıkmaya hazır. Bu nedenle İran, son 10 gündür kendi gruplarını korumak ve bölgedeki bağımlılarına yanılsamalar satmak için her düzeyde birçok açıklama yaptı.

Bunu görmek için siz sevgili okuyucuların İran’ın gelecek açıklamalarını izlemesi yeterli.