Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin alışılagelmişin dışında, başkanlık için eski Başkan Donald Trump yerine mevcut ABD Başkanı Joe Biden'ı tercih edeceğini söyledi. ABD’li mevkidaşını, eylemleri tahmin edilebilen ve geleneksel uluslararası politika ekolüne mensup bir kişi olarak tanımladı.
Putin'in Biden'ın Beyaz Saray'da kalmasını destekleyerek Beyaz Saray tarihinin en zorlu yeniden seçilme savaşını veren mevcut başkanın alnına ‘ölüm öpücüğü’ kondurduğunu varsaymak elbette kolay. Hiçbir şey Biden'ın kampanyasını Kremlin'in favori adayı gibi göstermekten daha fazla şüphe ve kafa karışıklığıyla çevreleyemez!
Dolayısıyla Putin'in açıklamaları, ABD ile Rusya arasındaki tartışmalı tarih göz önüne alındığında, ABD içinde bölünme yaratmaya yönelik olarak değerlendirilebilir. Trump'ın Putin'in açıklamalarından Biden'ın Rusya'ya karşı sertliği ve kararlılığı konusunda şüphe uyandırmak, seçimlerde Rusya'nın haksız etkisine ilişkin korkuları artırmak ya da daha sonra Rusya’nın hedeflerini gerçekleştirmek için seçim sonuçlarını kullanmak için yararlanmakta acele etmesi de bunu kanıtlıyor. Putin'in yorumları aynı zamanda Biden yönetimi içinde sahte bir güvenlik duygusu veya kayıtsızlık yaratmayı amaçladığı şeklinde de yorumlanabilir ki bu da yönetimin Rusya'nın jeopolitik manevralarının risklerini küçümsemesine yol açabilir. Böylece Moskova'ya, ABD'nin ciddi engelleri olmadan kendi çıkarlarını takip edebilmesi için daha geniş bir alan sağlayabilir.
Diğer yandan Putin'in açıklamaları ‘övgü ile örtülü yerme’ olarak da sınıflandırılabilir. Nitekim dünyanın davranışlarında ve sözlerinde muğlak olmaya en meraklı liderlerinden birini ‘tahmin edilebilir ve eski kafalı’ olarak tanımlamak aslında kasıtlı bir yergi ve kötülemedir.
Büyük ölçüde siyasi ve diplomatik açıklamaların satır aralarını okumaya ve bunları yapanların açıklanmayan motivasyonlarını araştırmaya dayanan bu tür açıklamalar, Putin'in motivasyonlarına dair hayal edilebilecek şeylere tamamen yabancı değil. Ancak başkanlık savaşı o kadar çetin ki Rusya Devlet Başkanı'nın açıklaması ABD'deki keskin bölünmenin gerçekliğini değiştirmeyecek, adaylardan hiçbirinin tabanının kendisine duyduğu sağlam güveni sarsmayacak. Kritik oylara gelince, kimi tercih edeceklerini belirleyecek öncelikler listesinde Putin'in başkanlık tercihi son madde olacak.
Niyet tartışmasını bir kenara bırakırsak, Rusya Devlet Başkanı’nın açıklamalarının bağlamı ABD Başkanı'nın niteliklerine bir iltifat niteliğindeydi ve bu da Rus diplomasisinin karmaşık hesaplarına ışık tutuyor. Putin'in yaklaşan ABD seçimlerine ilişkin stratejik konumlanmasının arka planını keşfetmeyi teşvik ediyor.
Putin başkanlık için Biden'ı tercih ettiğini açıklayarak büyük olasılıkla Trump'ın tarafını tuttuğu şüphesinden uzaklaşmaya, 2016 ve 2020’deki seçimlerde olduğu gibi, kendisine yönelik Amerikan seçimlerine müdahale ettiği yönündeki her türlü suçlamayı ortadan kaldırmaya çalışıyor ve bunu tamamen Rusya'ya özel nedenlerle yapıyor. Ülkesini ABD’li seçmenlerin kararlarını etkileme suçlamasından açıkça uzak tutarak ve ABD’lilerin kendileri için istediklerini kabul ettiğini ifade ederek, başkalarını da Rusya içinde veya dışında Rusların kendileri için istediklerini kabul etmeye davet ediyor. Aynı zamanda uluslararası normlara bağlılık ve devletlerin egemenliğine saygı gösterme görünümünü sürdürmek ve haydut bir devletin lideri olduğuna dair kalıplaşmış imaj ile mücadele etmek de Putin’in stratejik çıkarına. Zira Putin, Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde ülkesi Rusya'nın dünya sahnesindeki imajını sıfırlaması, stratejik esnekliğe ve rasyonel diplomatik etkileşime sahip rasyonel, ilkeli bir güç olarak itibarını yeniden üretmesi gerektiğinin farkında.
Putin ayrıca, uyumlu olduğu izlenimi verdiği başka bir başkan yerine ilişkilerinin kötü ve gerilimli olduğu bir ABD Başkanı’nı hoş karşılayarak, Rusya'yı kendinden emin, Amerikan politikasının gelgitlerinden etkilenmeyen küresel bir güç olarak öne çıkarmayı kastediyordu. Aynı zamanda bir ABD Başkanı’nın korumasını arzu ettiğine dair her türlü izlenimi ortadan kaldırmakla da ilgileniyordu. Putin'in açıklamaları, ulusal güvenlik çıkarları söz konusu olmadığı müddetçe Rusya'yı dünya sahnesinde dengeli ve tarafsız bir aktör olarak göstermeyi amaçlıyordu.
Bu anlamda Putin'in tutumu, Rusya'nın her türlü ABD yönetimiyle baş edebilecek bir oyuncu olduğu imajını yansıtmayı amaçlayan hesaplı bir tutumdu. Ve belki de uluslararası sahnedeki diğer ilkeli oyuncular gibi ABD ile daha az değişken bir diplomatik ilişki kurma isteğini ifade ediyordu.
Buna ilaveten Putin, yorumlarını yalnızca uluslararası toplumda değil, aynı zamanda kendi yerel izleyici kitlesinde de yankı uyandıracak şekilde dikkatle hazırlamıştı.
Bu tür açıklamalar, Rusya'nın egemenliğini korumak ve uluslararası konumunu yükseltmek amacıyla karmaşık uluslararası politikalar ile baş etme becerisine sahip bir devlet adamı olarak ülke içindeki imajını güçlendiriyor. Putin, Rusya'nın nüfuzunun imajını ve uluslararası konumunu pekiştirmeye yönelik bir propaganda aracı olarak, çağdaşı olduğu Amerikan başkanlarını da değerlendirdi ve onlara puanlar verdi
Elbette ne Putin ne de genel olarak Ruslar Biden'ın kendisine katil dediğini unutmadılar. Dolayısıyla Putin’in ABD Başkanı'na yönelik övgüsü, kişisel duygularını ülkesinin ve halkının stratejik çıkarlarından ayırma konusundaki dikkate değer yeteneğini göstererek, onun kesin pragmatizmini vurguluyordu.
Putin, Biden'ı överken, geçmişteki hakaretlere rağmen ülkesinin kendisine ne kadar güven duyduğunu göstermeyi amaçlıyor ve Rusya'nın kişisel saldırılardan kolayca etkilenmediğinin veya küçük düşmediğinin altını çiziyordu. Rusya'nın geçici siyasi söylemler yerine stratejik hedeflere ve uzun vadeli çıkarlara odaklanmasına olanak tanıyan güce ve esnekliğe sahip olduğunu göstermekle ilgileniyordu.
Putin'in Biden'ı övmekteki amacı ne olursa olsun anlatının ve medyanın gücünü derinlemesine anlayan bir oyuncu olduğunu bir kez daha kanıtladı. Bu farkındalık kamuoyunu şekillendirmek ve rejiminin menfaatlerini takviye etmek için propagandayı kullanma becerisini sürekli olarak geliştirmesini sağlıyor. Putin’in bir açıklaması, dünyanın en çok açıklığa ihtiyaç duyduğu bir siyasi anda, uluslararası siyasi analiz çevrelerini meşgul ediyor ve büyük başkentlerin kafasını karıştırıyor.