Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

Canbolat, Şera ve iki Esed’in yaraları

Uzaktaki Moskova'dan, bir zamanlar anahtarını ve Suriyelilerin kaderlerini elinde tuttuğu Şam'ın durumunu takip ediyor. Gözlerini ovuşturmaya hakkı var. Sahne inanılması güç ve dayanılmaz. Bu mekanı karış karış biliyor. Bu babasının 54 yıl önce oturduğu koltuk. Kendisinin 24 yıl önce oturduğu koltuğun aynısı. Sahibinin kimlik ve eğilim olarak sonsuza dek Esed kalacağı sözünü verdiği koltuk. Ama tarih, eğer sahibi çetrefilli bahislere girmekte ileri giderse, güvenlik servisleri zulüm şölenlerine dalarsa, koltuğun sahibinden bıkacağını söylüyor. Sarayı ve mühürleri kaybetmek ne kadar zordur. İnsanların resimlere ve heykellere saldırmasını görmek ne kadar zordur. Ne Çar ne de Dini Lider kaderi tersine çevirmek için hemen harekete geçmedi. Hiçbir müttefik onu kurtarmadı ve o da kendini kurtaramadı. Uzaktan bakan için tablo ne kadar da acı! Esed'siz bir Suriye. İran’ın olmadığı bir Suriye. Hizbullah’sız bir Suriye. Zaman döngüsünü tamamladı.

Bu yeri karış karış biliyor. Bu Hafız Esed'in koltuğu. Ve ondan sonra da Beşşar Esed'in koltuğu. Orada bugün “güçlü adam” olarak tanımlanan kişi oturuyor. Ebu Muhammed el-Colani cübbesini çıkarıp Ahmed el-Şera üniformasını giyen, teminat ve güvenceler dağıtmaya başlayan adam oturuyor. Ziyaretçisinin adı sahnenin acımasızlığını daha da artırıyor. Velid Canbolat. Kemal Canbolat'ın oğlu. Refik Hariri'nin yoldaşı. İki tabutun ve iki Esed’in açtığı yaraların taşıyıcısı. Şera, kendisini ziyaret eden Canbolat ile tokalaştığında, Beyrut-Şam yolu üzerinde bir dönemin güneşi battı.

Yarım asır boyunca Beyrut-Şam yolu üzerinde başkanlıklar ve liderlikler üretildi, Şam fabrikası bakanlar, milletvekilleri, generaller yetiştirdi. Lübnan'da Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Saray ve Meclis’in itibarı sarsılmış, Encar'da ikamet eden Suriyeli subay, kaybolan cumhuriyette koşulları ve bileşenler arasındaki ilişkileri kontrol altına almıştı. Velid Canbolat'ın hikayesi ise farklı. Ailenin liderliği dört asırdır sürüyor ve inatçı olmaması zor.

Kemal Canbolat, Hafız Esed'in Lübnan'ın kaderini belirleme, ülkeyi boyunduruk altına alma ve dengeleri yeniden şekillendirme hakkını kabul etmedi. Onun varlığı, baba Esed'in bölgesel ve küresel taraflardan elde ettiği yetkiyi, küçük ve sorunlu ülkeyi kontrol etmek için kullanmasının önünde bir engel haline geldi. Canbolat, Muhsin İbrahim'e, “Kaderimi biliyorum ve bundan kaçmayacağım. Tarihin, Lübnan'ın büyük bir hapishaneye girmesine imza attığımı yazmasını istemiyorum” demişti. Mermiler gecikmedi. Mart 1977'de Kemal Canbolat dağdaki kalesinde vurulunca kader, liderliği oğlu Velid'e bıraktı.

Hayatı ve koşuşturmasını seven genç adam, öfkesini ve taraftarları arasındaki intikam duygularını kontrol altında tuttu. Suikasttan yaklaşık 40 gün sonra Esed'in ofisine girdiğinde, oğlunun babasına olan benzerliği Esed’in dikkatini çekti. Velid, dini grubunu kapasitesinin ötesinde bir çatışmaya sokmayı reddetti. Onun için bu grubun tarihi varlığını kurtarmak mutlak bir öncelikti. Yarasını sakladı. Unutmuş gibi yaptı ama unutmadı. Baba Esed ile ilişkileri 1983'teki “Dağ Savaşı’nda ittifak noktasına vardı, Esed de daha sonra Canbolat'ın değişen ruh hallerine, farklı olma, protesto etme veya fikir ayrılığına düşme isteklerine hoşgörüyle yaklaştı. Velid Canbolat'ın Beşşar Esad ile ilişkisi de şüphe ve ihtiyat üzerine kuruluydu ve Refik Hariri'nin gölgesinde kalmıştı. Babasının Esed'e yaptığı gibi Velid de Beşşar'ın Lübnan'ı yönetme hakkını kabul etmedi. Refik Hariri de bunu kabul etmedi. Hariri daha sonra şöyle diyecekti: “Beşşar'ın dostu olmaya çalıştım ama o reddetti. Velid de denedi ve sonuç aynı oldu. Beşşar, başından beri muhbirlere ve ihbarcılara inanıyordu.”

Hariri'nin 2005'te öldürülmesi, Canbolat'ın Esed Şamı ile ilişkilerinde tehlikeli bir dönüm noktası oldu. Ona karşı saflara liderlik etti ve çok ileri gitti. Beyrut'taki Şehitler Meydanı'nda Esed'in imajını sarstı ve onu en ağır ifadelerle, tasvirlerle hedef aldı.

Velid fırtınalarla oynuyor. içine dalıyor, eğiliyor, pusuya yatıyor. Abartıyor, özür diliyor, düzeltiyor. Sakinleşiyor, rüzgarı izliyor, sonra tekrar atışa devam ediyor. Annesi ona, yaralı bir adama “nehir kıyısında oturup düşmanının cesedini beklemesi” gerektiğini söyleyen bir Çin atasözünü söylediğinde damarları intikam ateşi ile kaynıyordu. Velid uzun bir süre oturup bekledi. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın birkaç yıl önce Esed muhaliflerinin iradesini kırmayı başarmasının ardından yeniden Beyrut-Şam hattına başvurdu.

Açık konuşmalar ve uzlaşma merhemleri kalplerdeki kin ve nefreti değiştirmeye yetmedi. Suriye devriminin başlamasının ardından Velid, Esed'in ofisine giderek ona Hamza el-Hatip adlı çocuğun katillerini yargılamasını tavsiye etti. Ama Esed’in cevabı ümitsizliğini ikiye katladı. Suriye eski Genelkurmay Başkanı Hikmet eş-Şihabi'den duyduğu çok sert bir söz ile Esed rejiminden daha da uzaklaştı. Şihabi, Beşşar hakkında, “Bu çocuk Suriye'yi iç savaşa ve bölünmeye götürecek” demişti.

Rusya ve İran'ın Esed rejimini kurtarmadaki başarısına rağmen Canbolat, bedeli ne olursa olsun “tarihin doğru tarafında durmaya” ve Esed ile görüşme sayfasını kapatmaya karar verdi.

Esed’in gidişi üzerine Canbolat, Beyrut-Şam yoluna geri döndü. Milletvekilleri, parti üyeleri ve din adamlarından oluşan bir heyetin başında Şam’a geldi. Velid, Kürtler de dahil olmak üzere tüm unsurların hukuk çerçevesinde bir arada yaşadığı, çeşitliliğe saygılı, birleşik ve istikrarlı bir Suriye arzusunu dile getirdi. Heyetin yapısı, Canbolat'ın, özellikle Netanyahu'nun son hamlelerinden sonra, Arap ve İslam topraklarında Dürzi unsurunun varlığını pekiştirme konusundaki sürekli gayretini yansıtıyor. Canbolat, Lübnan ile yeni Suriye arasında normal komşuluk ilişkileri kurulmasını umuyor. Mülteciler ve kayıp Lübnanlıların dosyaları, sınırın belirlenmesi ve Şeba Çiftlikleri konusunun açıklığa kavuşturulması konusunda ciddi iş birliği olmasını temenni ediyor.

Komşuları yeni bir Suriye'ye uyandılar. Irak, yaşananların boyutlarını ve olası sonuçlarını anlamaya çalışıyor. Ürdün de bununla meşgul. Lübnan'da özellikle Tahran-Beyrut arasındaki “Süleymani Yolu’nun kesintiye uğraması konusunda kaygılılar arasında sorular gündemde. İsrail çok büyük bir saldırganlıkla hareket ediyor. Sadece Türk aktör yeni sahnenin oluşumuna katkıda bulunduğu için şaşırmadı. Batı, Esed’in koltuğunda oturan adamı gözlemlemeye başladı. Şera içeride ve dışarıdaki endişeleri ve korkuları giderebilir mi? Cevaplar ancak önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak.

Şera, iki tabutun ve iki Esed’in yaralarının taşıyıcısı ile tokalaştı. Bir dönemin tamamı veda ederek tarihe karıştı.