Osman Mirgani
Şarku'l Avsat'ın eski editörü
TT

Port Sudan hava saldırıları savaşın gidişatı açısından ne anlama geliyor?

Son günlerde Port Sudan şehrinin maruz kaldığı şiddetli saldırıların zamanlaması kritik önem taşıyor. Savaşın başlangıcından itibaren geçici idari başkent olarak taşıdığı öneme, Sudan'ın dünyaya açılan önemli bir kapısı ve ticaret için hayati bir arter olmasına rağmen, şehir son saldırılardan önce güvenliydi ve büyük ölçüde saldırıların menzilinin dışındaydı.

Bazı analizler, saldırıları, Sudan ordusunun Nyala Havalimanı'na düzenlediği ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) silah taşıyan bir uçağın vurulması, ayrıca diğer hayati öneme sahip hedeflerin imha edilmesi, çok sayıda yabancı “danışman” ve paralı askerin etkisiz hale getirilmesi ile sonuçlanan hava saldırılarına misilleme olarak yorumladı. Nyala saldırısı ile Port Sudan saldırısı arasındaki kısa zaman aralığı, iki olay arasında bir bağlantı olduğunu düşündürebilir; ancak tek başına saldırıların boyutlarını anlamak için yeterli değil.

Port Sudan'a yapılan saldırıların nihai amacı benim tahminime göre, ordu komutanlığının kafasını karıştırmaya ve dikkatini dağıtmaya çalışmaktı. Böylece HDK’nin son kaleleri olan Omdurman'da elinde kalan bölgelere veya en büyük varlık gösterdiği Kordofan ve Darfur eyaletlerindeki bölgelere yönelik ordunun kapsamlı saldırısını engellemek istiyor.

Bu saldırı, ordu ve saflarında savaşan güçler için ikinci büyük saldırı dalgası sayılıyor. Geçtiğimiz eylül ayında başlatılan birinci dalgada, Cebel Moya ve Sennar'dan, el-Cezire’ye kadarki tüm bölgeler kurtarılmış, son olarak Hartum’da kontrol yeniden sağlanmıştı. Her iki dalgada olduğu gibi, büyük operasyonlara başlamadan önce, bunlara yönelik planlamalar koşullara bağlı olarak uzun veya kısa aylar boyunca devam ediyor. Başkentin kurtarılmasından bu yana da ordu planlar geliştirmeye, hazırlıklarını yoğunlaştırmaya, bir sonraki aşamaya hazırlık için güçlerini harekete geçirmeye odaklandı. Ordu komutanları son iki ayda yaptıkları birden fazla açıklamada, bir sonraki aşamada hedefin Kordofan'ın kalan bölgelerini, ardından Darfur'u ve son sınır noktasına kadar tüm bölgeleri kurtarmak olduğunu duyurdular. Dolayısıyla bu, son belirleyici aşama olabilir.

HDK’nin yanıtı ise insansız hava araçlarıyla savaşmak ve başta elektrik sektörü olmak üzere sivil hizmet tesislerini hedef almak oldu. Barajlar bombalandı, elektrik üretim tesisleri yerle bir edildi ve bunun sonucunda birden fazla bölgede elektrik kesintileri yaşandı. Yetkililer tesisleri tamir edip hizmetleri yeniden sağladığında, uluslararası hukuka göre savaş suçu teşkil etmesine rağmen, insansız hava araçları dönüp tesisleri yeniden hedef alıyorlar.

İnsansız hava araçları tek başına savaşın sonunu belirleyemeyeceğinden, asıl amaç orduyu ne yapacağını bilemez bir hale getirmek, planlarını ve hareketlerini aksatmak için baskı yapmak. Vatandaşların sıkıntılarını artırarak, onları hükümetten müzakerelere dönmesini ve savaşı durdurmasını talep etmeye itecek sıkıntılı bir durum yaratmayı umuyorlar. Bu aşamada çok sayıda insansız hava aracının sahaya girdiği, gelişmiş, uzun menzilli stratejik İHA’ların ortaya çıktığı gözlemlendi. Bu durum, yabancı uzmanların, danışmanların ve paralı askerlerin parmak izlerini eskisinden daha görünür ve tehlikeli hale getirdi. Zira HDK, savaş arenasına giren gelişmiş silahları kullanabilecek kabiliyet, deneyim veya kaynaklardan yoksun, dahası bunların bir kısmı milislere ve silahlı hareketlere satılmıyor.

Bu bağlamda Port Sudan'a yönelik saldırılar daha gelişmiş askeri kabiliyetlerle gerçekleştirildi. Zira şehir, HDK’nin bulunduğu bölgelerden fırlatılabilecek son noktaya yaklaşık bin 100 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Bu da daha önce kullanılan herhangi bir İHA'nın menzilinden daha uzun bir menzil.

Her halükârda, havaalanı, liman, akaryakıt depoları gibi hayati öneme sahip sivil tesisleri de hedef alan bu saldırılar, günlük yaşamı veya ordunun operasyonlarını aksatmaya yetmedi. Şehirde hayat, İHA saldırılarının hedef aldığı diğer şehirlerde olduğu gibi durmadı. Bu, iki yıldan biraz fazla süredir devam eden savaş boyunca inanılmaz bir sabır ve dayanıklılık gücü sergileyen Sudan halkının başarısıdır.

Öte yandan Port Sudan'da bulunan akaryakıt depolarındaki yangınlar söndürülmeden önce ordu, HDK'nin kontrolünde kalan bölgelere yönelik kapsamlı bir taarruza geçerek Omdurman, Kordofan ve hatta Darfur'un başkenti el-Faşir civarında önemli zaferler elde etti. Sennar'dan Cezire ve Hartum'a kadar olan tüm bölgeleri kurtarma hedeflerine ulaşılana kadar durmayan ilk dalgada elde edilenlerle karşılaştırıldığında, ikinci dalganın devam edip Kordofan ve Darfur'da hızlanması bekleniyor. Bu da savaşın artık sonunu tayin edecek belirleyici aşamaya girdiği anlamına geliyor.