Çoğu Arap toplumunun hatta belki de hepsinin, kolektif hafızasından silinmesi zor, hatta imkansız olan birçok atasözü vardır. Bu atasözlerinden biri de “açlık, soğuk veya korku” hisseden birinin uykuya dalmasının imkansız olduğunu söyler. Gerçekten de bu koşullardan herhangi birinden muzdarip biri rahat bir uyku uyuyamazken, bu üçgenin üç kenarı, başkalarının aldığı bir savaş kararının ağır bedelini ödeme kaderini yaşayan sıradan insanlara karşı birleşirse ne olur? Bu sorunun cevabı oldukça açık, çünkü 2023 kışından beri Gazze Şeridi halkının başına gelen, sonraki yıl tekrarlanan ve şimdi bu kış tekrar yaşanan şey tam olarak budur. Elbette, Binyamin Netanyahu, mümkün olan her fırsatta hükümetinin Gazzelilere karşı yürüttüğü savaşın vahşetinden kendini aklamaya çalışacaktır. Ve aradığı fırsatı da Avustralya'da buldu: Bir baba ve oğul, Hanuka kutlaması yapan birkaç Yahudiyi katletti.
Gerçekten de açlık, dondurucu soğuklar, suların bastığı çadırlar ve masum sivillere yönelik devam eden silahlı saldırıların dehşetiyle boğuşan Gazze halkının uykuya dalmasının imkansız olması gibi, bazı bireylerin, grupların ve örgütlerin, kasıtlı veya kasıtsız olarak, Netanyahu ve yanındakilere yardımcı olacak eylemlerde bulunmakta neden acele ettiklerini anlamak da neredeyse imkansız. Bu tür eylemler Netanyahu’ya küresel kamuoyunda dümeni, beş kıtada (Avustralya dahil) halkların Gazze'de devam eden savaş suçlarını kınamasından, küresel antisemitizmin yeniden canlandığını iddia ederek İsrail'e sempati duymaya yönlendirmesinde yardımcı oluyor. Pazar günü Bondi Plajı'nda gerçekleşen saldırı, Filistin davasına, halkına ve trajedisine zarar veren bu yaklaşımın devam ettiğinin çarpıcı bir örneğiydi. Ancak, Sidney'deki Arap toplumundan bir genç olan Ahmed el-Ahmed'ın hızlı müdahalesi ve saldırganlardan birini etkisiz hale getirmesi, bu aşırılıkçı yaklaşımın ister anavatanlarında ister diasporada olsun, Arapların ve Müslümanların büyük çoğunluğu tarafından reddedildiğini kanıtladı.
Netanyahu Bondi saldırısını, iki devletli çözüme karşı yürüttüğü ve hükümeti içindeki aşırılıkçı grubun desteklediği kampanyaya hizmet eden bir bağlama yerleştirmekte hızlı davrandı. “Olay, dünya liderleri sessiz kalırken ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklerken, antisemitizm kanserinin küresel olarak yayıldığının kanıtıdır” iddiasında bulundu. Bu sözleriyle, Filistin Devleti'ni tanıyan ve iki devletli çözümü destekleyen Avustralya Başbakanı Anthony Albanese hükümetinin tutumuna atıfta bulunuyordu. Bununla birlikte, Netanyahu'nun girişimleri büyük olasılıkla boşuna. İki devletli çözüm küresel olarak ivme kazandı ve bunu tersine çevirmek zor. Netanyahu bunun farkında olduğu için özellikle Gazze Şeridi'nde savaşı uzatmaya çalışıyor. Soğuklar ve bulunabilirse yüksek olan gıda fiyatlarıyla boğuşan Gazze halkının çektiği acıları daha da artırmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Dahası, Hamas savaşçıları ile muhalifleri arasında bir iç savaş çıkarmaya çalışıyor. Bu nedenle, Filistinlilerin ve diğerlerinin uyanık olmaları ve Netanyahu'ya hedeflerine ulaşması için herhangi bir fırsat vermemeleri çok önemlidir.