Vahiy, başta insan olmak üzere yaratılan her şeyin bir yarılış gayesi olduğuna işaret eder. Zira Yaratıcı, yerleri gökleri ve onların arasında var olan her şeyin laf ve oyun olsun diye yaratmadığını[1] haber verir. Bu durum da yaratılmış olan varlıklar üzerinde tefekkür etmeyi gerekli kılmaktadır. Lüb/Akıl sahibi insanların bu tefekkür sonucu olarak “Rabb’imiz! Sen bütün bunları hikmet ve amaçtan yoksun olarak yaratmış olamazsın.”[2] kanaatine ulaştıkları görülmektedir. Biz de bu düşünceden hareketle insan için yaratılmış olup hem mahrem yerlerini örtecek ve hem de güzel görünmesini sağlayacak Libâsın/giysinin[3] yaratılış gayesi, insan bedeniyle ilişkisi ve özellikle de “eşlerin birbirleri için örtü/giysi/elbise” olarak nitelenmelerinin amaç ve mahiyeti üzerinde duracağız.
Kur’an-ı Kerim’de verilen örnekler, yapılan benzetme ve nitelemelerin birçoğu gerçek hayatta karşılığı ve hayatiyeti söz konusu olan olaylar ve nesnelerden seçilmektedir. Örneğin Kur’an’a muhatap insanların vahye karşı tutumları şöyle bir niteleme ile idraklere arz edilir: “Verimli arazi, yağmuru görür görmez Rabb’inin izniyle bereketli ürünler yetiştirir; ekime elverişli olmayan çorak ve bakımsız toprağa gelince, ne kadar yağmur yağarsa yağsın; çalı, diken gibi cılız ve faydasız bitkilerden başka bir şey bitirmez…”[4] Arazi için yapılan niteleme gerçek hayatta da öyledir. Bakımlı, verimli arazi yağmur aldığında ürününü bol verir. Bakımsız ve çorak araziye de ne kadar çok yağmur yaşarsa yağsın verimsizdir. Kur’an’ın yapmış olduğu nitelemelerden biri de “eşlerin birbirleri için elbise oluşları”dır. Kur’an-ı Kerim’de birbirleri için “elbise”[5] olarak nitelenen eşlerin neden böyle nitelendiklerini elbise-beden ilişkisi üzerinden bir okumaya ve tahlile tabi tutmak önemlidir. Elbise-beden arasında hakiki anlamda var olan bir münasebet söz konusudur. Elbise; bedeni örter, onun ölçüsüyle uyumlu olur, ona temas eder, onu rahatlatır, dinlendirir, onu süsler, güzel görünmesini sağlar, onu içine/muhtevasına alır, korur ve övünç kaynağı olur. Elbise-beden ilişkisi ile ilgili ifade edilebilen bu ve benzeri hususların eşler arasındaki ilişkide de hakiki veya mecazi anlamda varlığı söz konusudur. Hem hakiki hem de mecazi yönüyle eşlerin birbirleri için elbise oluşu ve Kur’an’da bu konuyla direkt veya dolaylı olarak ilintili olan ayetlerde dile getirilmiştir.
“Eşlerin birbirleri için elbise” oluşunu elbise vücut münasebeti ve “elbise” kelimesinin çağrıştırdığı anlamlar üzerinden bir okumaya tabi tuttuğumuzda şunları ifade etmek mümkün olur:
- Setr/Örtmek
Elbisenin birinci ve öncelikli fonksiyonu örtmektir. Zira insana elbise olabilecek şeyleri bahşeden/elbise yapabilmeyi öğreten Allah Teâlâ bu amaca şu şekilde işaret eder: “Ey Âdemoğulları! Size yücelerden hem çıplaklığınızı örtesiniz diye, hem de bir görkem-güzellik nesnesi olarak giyim-kuşam (yapma bilgisini) bahşettik…”[6] Elbise nasıl ki vücudu örtüyor, onun mahremiyetini sağlıyor, kusur ve ayıplarını gizliyorsa eşler de birbirlerinin kusurlarını, ayıplarını ve hatalarını örtmeleri, gizlemeleri ve dışarıya karşı mahremiyetlerini korumaları gerekir. Ayrıca eşler, helal olmayan şeylerden birbirlerini korumaları açısından da birbirleri için birer örtüdür[7]/perdedir/elbisedir.
- Sükûnet/Rahatlamak, Huzur Bulmak
Elbise vücudu sadece örtmez aynı zamanda ona bir sükûnet ve huzur verir. Gece nasıl ki her şeyin üstünü bir elbise gibi örttüğü zaman insanlara ve her şeye sükûnet ve huzur veriyorsa elbise de bedene öylece huzur ve sükûnet verir. Çünkü gecenin yaratılış hikmetlerinden birisidir sükûnet ve huzur vermektir.[8] Geceye atfedilen dinlendirme rahatlatma özelliği eşler için de zikredilmiştir. “O’nun kudret ve merhametinin delillerinden biri de size kendi cinsinizden, yanlarında huzur ve mutluluk bulabileceğiniz eşler yaratması ve aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesidir…”[9] Bu bağlamda eşler birbirleri için rahatlama, dinlenme ve huzur bulma vesilesidir. Mükatil b. Süleyman (ö.150) Bakara suresi 187. ayette zikredilen “onlar sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtüsünüz” ifadesini “Siz onlar için onlar da sizler için bir sükûnet ve huzur kaynağısınız.”[10] şeklinde yorumlar.
- Elbisenin Beden Ölçülerine Uyumlu Olması
Elbiselerde aranan en önemli özelliklerden birisi beden ölçüleriyle uyumlu olmasıdır. Çünkü elbise çok dar veya çok geniş olursa beden onun içerisinden rahat edemez ve hareket kabiliyeti azalır. Elbiselerin bedenin ölçüsüyle uyumlu olması gerektiği gibi eşler de birbirlerine uyumlu olmalıdır. Eşlerden birisini diğerine karşı mecazen “ben ondan birkaç beden büyüğüm veya o bana birkaç beden dar geliyor” diyorsa burada eşlerin uyumundan söz güçtür. Bu şekilde düşünen bir eşin karşı tarafı rahatlatıp mutlu etmesi pek mümkün olmaz. Böyle bir ailede huzur ve uyum da söz konusu olamaz. Dar bir elbisenin bedeni sıkıp bunalttığı gibi eşler de birbirlerini bunaltırlar. Böyle olmaması için eşlerin birbirleri için uyumlu olup olmayacakları evlilik öncesinde iyice araştırılmalıdır. Aksi halde birbirleri için sadece bunaltma ve hayatı dar etme vesilesi olurlar tıpkı bedeni sıkıp bunaltan dar bir elbise gibi.
Bir sonraki yazımızda elbise-beden ilişkisi üzerinden eşlerin birleriyle ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini irdelemeye devam edeceğiz inşallah…
[1] ed-Duhân 44/38
[2] Âl-i İmrân 3/190
[3] el-A’râf 7/26
[4] el-A’râf 7/58
[5] el-Bakara 2/187
[6] el-A’râf 7/26
[7] Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mansur el-Mâtürîdî, Te’vîlâtü’l-Kur’ân, thk. Mecdi Basallum, (Beyrut: Daru’l-Kütubi’l İlmiyye, 2005), 2/50.
[8] el-Mü’min 40/61
[9] er-Rûm 30/21
[10] Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil, Thk: Abdullah Mahmud Şahhata, (Beyrut: Mevsuatu Kütübil Arabi, 1423/2002), 164. Ayrıca bkz: et-Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān ʿan Teʾvīli Āyi’l-Ḳurʾān, 2/139; el-Mâtürîdî, Te’vîlâtü’l-Kur’ân, 2/50; el- Maverdi, en-Nuket ve’l U’yun, 1/244