Bu yıl içinde demografik düzeyde Hindistan, yaklaşık 1 milyar 400 milyonluk nüfusu ile ilk kez Çin’i geride bıraktı. Aynı şekilde bu yıl ekonomik düzeyde de Hindistan, dünyanın en büyük ekonomileri listesinde beşinci sıradaki Birleşik Krallık’ı ekarte ederek kendisi -haklı olarak- bu yeri aldı.
Ekonomistler bu on yılın sonunda Almanya ve Japonya’yı geçeceğini tahmin ediyorlar.
Nüfusunun büyük bir yüzdesini yoksullar oluştursa da dünyanın en fazla milyardere sahip üçüncü ülkesi olarak öne çıkıyor.
Her şeyden önce unutmayalım ki, Hindistan uzun yıllardan beri nükleer ülkeler kulübünün bir üyesi.
Geçen haftaya kadar ABD ve Çin ile sınırlı olan çok küçük bir uzay kulübüne katılma onuruna erişti. Bu, Hint uzay aracı Chandrayaan-3’ün Ay’ın yüzeyine, özellikle de güney kutbuna, yani daha önce başka hiçbir ülkenin uzay aracının dokunmadığı bir bölgeye başarılı bir şekilde inmesinin etkisiyle oldu. Böylece Hindistan ABD, eski Sovyetler Birliği ve Çin’den sonra Ay yüzeyine başarıyla uzay aracı indirebilen dördüncü ülke oldu.
Hindistan'ın uzay başarısı, Rus uzay aracı Luna-25’in parçalanması sonucu Ay’ın o kısmına inememesinden birkaç gün sonra taçlandı.
Hindistan’ın başarısı, aynı zamanda 2019’daki önceki ilk denemenin başarısızlığının ardından geldi. O yıl, ilk kez bir Çin uzay aracı Ay’ın karanlık tarafına inmeyi başarmıştı.
Bunlar, uluslararası uzay kontrol yarışında ileri bir aşamanın başlangıcının habercisi sayılıyor.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Güney Afrika’daki BRICS zirvesi oturumlarına katılmak üzere Hindistan dışındaydı. Oradan ülkesinin bilim insanlarının başarısını kutlayarak bunu tüm insanlığın başarısı olarak değerlendirdi.
Hindistan, BRICS adlı yeni küresel ekonomik bloğun kurucu üyesi. Bloğun adı, beş kurucu ülkenin İngilizce adlarının ilk harflerinden oluşuyor. Bunlar sırasıyla şöyle: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika.
Hindistan’ın gerçekleştirdiği dev ekonomik atılımların yanı sıra, Chandrayaan-3 uzay aracının Ay’ın yüzeyine ulaşması, Hindistan’ın süper güç olma yolunda emin adımlarla ilerlediğinin bir göstergesi.
Hintli bilim insanlarının elde ettiği şey, elbette, her açıdan, tüm insanlık için tarihi ve bilimsel bir başarı. Bu başarı, medyanın doğruladığı gibi 75 milyon dolar olarak tahmin edilen düşük bir maliyetle elde edildi. Bilim insanlarının Ay’ın o kısmında su bulunması olasılığından, yani gelecekte insanlar için burada bir yaşamın olabileceğinden bahsetmeleri bu atılımın önemini gözler önüne sermekte.
Medyada çıkan haberlere göre 1969’da kurulan Hindistan Uzay Araştırma Örgütü, etkin ve düşük maliyetli bir uzay programı uygulayarak diğer örgütler arasında öne çıktı. Hindistan iletişim ve hava durumu dünyasında teknik yeteneklerin geliştirilmesine yardımcı oldu. Aynı haberlere göre Hindistan’daki özel sektör, uzay dünyasına yatırım yaparak önemli bir rol oynuyor. Aynı sebeple Hindistan, çeşitli amaçlarla uzayı dolduran en fazla sayıda uyduya sahiptir.
İşin ilginç, daha doğrusu şaşırtıcı yanı, yakın zamanda İngiliz medyasında Hindistan hükümetinin hala İngiliz hükümetinden mali yardımlar aldığını öne süren haberler okumuş olmam! Aynı haberler, Hindistan’ın son beş yılda, yoksul ülkelerdeki kalkınma programlarına yardım etmek için ayrılan bütçeden yardım olarak İngiltere’den 2,3 milyar sterlin aldığını öne sürüyor.
Bu inanılması güç bir şey. Zira yardımlar, bildiğim kadarıyla, başlangıçta zengin ülkeler tarafından fakir ülkelere yardım sağlamak için oluşturulmuştu.
Dünyanın beşinci büyük ekonomisine sahip Hindistan gibi zengin bir ülkeye mali yardım başlatmak hiçbir hükümetin aklına gelmezdi!