Emel Musa
Tunuslu şair ve yazar
TT

Toplumlarımızda kadınlar: Onları güçlendirmekten başka çözüm yok

Kadınların güçlendirilmesi meselesinin üst düzey bir konferansın odak noktası olması iyi bir şey. Bu konferansın konusunun özellikle Müslüman kadınlar olması da ayrı bir güzel. Zira bu, yanlış anlaşılmaların giderilip Müslüman ülkelerin kalkınma ve ilerleme çarkını döndürmede erkeklere ne kadar güveniyorsa kadınlarına da bir o kadar güvendikleri mesajını dünyaya vermek için önemli bir fırsat.

Suudi Arabistan Krallığı Dışişleri Bakanlığı’nın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile düzenlediği bu üst düzey konferansın amacına ulaşmayı başardığı söylenebilir. Nitekim katılım sağlayan çok sayıda delegasyon, kadınların güçlendirilmesi alanında ülkelerindeki başarılara dikkat çekti ve İslam toplumlarının halen önünde duran ve başarılı bir şekilde kaldırılması gereken büyük zorlukların altını çizdi.

Konferansın açılış gününde ve katılımcı delegasyon başkanlarının resmi ilk günkü konuşmalarını dikkatle okuyan herkes şu üç ana fikrin özellikleri üzerinde duruyor:

Birincisi; ülkeden ülkeye hız derecesi farklılık gösterse de İslam dünyasında kadının ilerlemesine yönelik gerçek bir hareket var. Bu hareketin, halihazırdaki uygarlık anının yakalandığının ve toplumsal eyleme ve ekonomik yaşama yönelik yeni bir vizyona girildiğinin kanıtı olduğuna inanıyoruz. Bu vizyon, erkek egemenliğine dayalı kültürel düzenden uzaklaşarak kadınlara toplumda önemli bir pay ve önemli bir rol kazandırmayı amaçlamaktadır.

İkinci olarak; gördüğümüz olumlu yönlerden biri, kadının statüsünü iyileştirip bunu cinsiyetler arasında rol, saygınlık, başarı ve sorumluluk dağılımına ilişkin sayılar, göstergeler ve yeni medya imajıyla desteklemede hangi toplumun daha iyi olduğu hususunda bugün seçkin tabaka ve toplumlar arasında güzel bir rekabetin var olmasıdır.

Çeşitli Müslüman ülkelerde kadının statüsünü yükseltme treninin kalkışını kayıt altına almanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Günümüzde kadın ve kız çocukların özellikle temel haklarına yönelik, herhangi bir tehdide tarafsız veya pasif bir şekilde bakılmayacağı, tüm bunların gerçek ve kararlı bir değişimin habercisi olan iyi göstergeler olduğu söylenebilir.

Üzerinde durulmaya değer üçüncü fikir ise İslami otoriteye göre kadınlara nasıl davranılacağı ile ilgilidir. Günümüz medeniyet anlayışında önemli bir nokta olarak bunun içinde, İslam dininin öğretilerini Müslüman kadınların düşük statüsüyle ve kısıtlanmış haklarıyla ilişkilendirmeye çalışan yanlış düşüncelere karşı bir direniş vardır.

Diğer yandan, Müslüman kadınların statüsü ve onların nasıl güçlendirilebileceği konusunda üst düzey bir konferans düzenlemek, kadınları bir alana hapsedip kamusal alandan ve çeşitli toplumsal faaliyet alanlarından dışlayan gelenek ve göreneklere karşı fiili ve pratik bir direnişi temsil etmektedir.

Bu yazıda takdir etmek istediğimiz üçüncü nokta, vizyonun netliği ve bunun Müslüman kadınların fiili, derinlemesine ve kurumsal ilerlemesinin anahtarı olan iki konuya odaklanmasıdır. Bunlar, eğitim ve ekonomik katılımdır. Yol planı açık ve nettir. Başlangıç, temelin de temelini oluşturan eğitim hakkıdır. Ayrıca İslam dini ilim arayışını desteklemekte ve Allah’ın Kutsal Kitabı’nın içinde bilgiye ve okumaya önemli bir yer verilmektedir.

Çağdaş toplumlarımızda sunulan fırsatlara yatırım yapmak ve bunları demografik nüfusun yarısını temsil eden kadın ve kız çocuklarının ihtiyaçlarını dikkate alan bir hak yaklaşımına göre kullanmak, Müslüman toplumlarda kadın haklarını destekleyecektir.

Eğitim ve öğretim, üzerine yatırım yapılabilecek en önemli mekanizmalar arasında yer almaktadır. Bu, diğer tüm zorlukları aşılabilir hale getirecek ve bir zaman meselesi kılacaktır. Tabii bu zaman, bir toplumun deneyiminden diğerine değişkenlik gösterecektir. Elbette herkesin bildiği gibi Tunus, kız çocuklarının eğitimi alanında öncü ve erken bir deneyimi temsil ediyor. Tunus bağımsızlığından beri bu konuya yatırım yapıyor. Bugün altı yaşında eğitim gören kız öğrencilerin oranı yüzde 99,7 olup, devlet üniversitelerinde 2022-2023 eğitim-öğretim yılına kayıtlı kız öğrencilerin oranı toplam kayıtlı öğrencilerin yüzde 66’sına denk gelmiştir. Eğitim yalnızca başlangıcı temsil etmektedir ve kadının yerine ilişkin diğer yatırımları artırmaktadır. Arap Mağribi ve Arap Körfezi’ndeki çok sayıda ülkenin, Mısır’ın ve pek çok İslam ülkesinin, kadınlara yatırım yapıp onlara bakanlık makamları ve yüksek diplomatik sorumluluklar vererek yaptıkları şey çok önemlidir. Böyle bir ilerleyiş, reddedilemez bir kanıt oluşturmaktadır ve toplumlarımız hakkındaki imajı değiştirmenin ve yeni mesajlar oluşturmanın etkili bir yoludur.

Bu bağlamda, Arap ve Müslüman kadınlar üzerinde çalışan Arap ve İslami organizasyon yapılarının, İslami alanda istisnasız bir şekilde tüm kadınlar ve kız çocuklarının arkalarda değil ön saflarda yer almasını sağlamak için sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin beşinci ve onuncu hedeflerinin başarılarını inceleyen periyodik raporlar üretmesini teşvik ediyoruz. Şu an toplumlarımızın ve ülkelerimizin daha fazla yatırıma ve kadınların ve genç kızların İslami alanda sahip olduğu enerji, yetenek ve becerilerden faydalanmaya ihtiyacı var. Böylece büyük zorlukların üstesinden gelinebilir ve ekonomilerin inşasına, kalkınmaya ve zenginliğin oluşturulmasına katkıda bulunulabilir.

Günümüzün açık-gizli parolası şudur: Arap ve İslam dünyasında kadınları ve kız çocuklarını güçlendirmek.