İsrail, sadece 7 Ekim’de başlayan Gazze savaşından bu yana değil çok uzun yıllardır Filistin’i işgal etme planlarını insanlık dışı bir biçimde uygularken ya desteklendi ya da ikrardan kabul edilen sükut ile muamele gördü. Dolayısıyla İsrail saldırıları, daha önceki yıllarda olduğu gibi şimdi de ya desteklenecek ya da izlenecek diye düşünülüyordu. Evet, maalesef halen destekleniyor zira birkaç gün önce İsrail 12 kanalı, ABD’nin İsrail ile çok sayıda F-35, F-15 uçağı ve Apache savaş helikopteri tedarik edilmesine dair bir anlaşma imzaladığını duyurdu. Ancak diğer yandan da İsrail, soykırımla yargılanacak. Doğru okudunuz, kendi yaşadığı soykırım üzerinden tüm katliamlarını meşrulaştırmaya çalışan İsrail, ilk kez soykırımla yargılanacak.
Güney Afrika, 6 Kasım 2023’te Tel Aviv’deki tüm diplomatlarını geri çekmiş, ardından ise İsrail Büyükelçisi Eliav Belotsercovsky’yi Uluslararası İlişkiler Bakanlığı’na çağırmıştı. Nihayetinde Güney Afrika Meclisi, İsrail büyükelçiliğini kapatma kararı aldı. Pretorya bununla da yetinmedi ve bir süre sonra, kasım ayı sonlarına doğru, İsrail’in soykırım suçu işlediğine inandığı için İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) başvuruda bulundu.
Güney Afrika’nın UAD’a başvurusunun hukuki dayanağının ardında 1948’de, Holokost (Yahudi Soykırımı) sonrasında imzalanan Soykırım Sözleşmesi var. Soykırım Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) tarafından 1951’de kabul edildi. İsrail ve Güney Afrika bu sözleşmeye taraf oldukları için başvuru hakkı ve yargılanma yükümlülükleri bulunuyor.
Başta da belirttiğim gibi İsrail, bugüne kadar sürekli desteklendiği ya da engellenmediği için genel olarak bu davanın “göstermelik” olacağı düşünülüyordu. Ancak öyle olmadı, mahkeme ara kararı verdi ve İsrail, soykırım mağdurlarının ülkesi olarak soykırımla yargılanacak. Buna göre; İsrail, Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal edecek boyuttaki askeri operasyonlarını durduracak. Gazzelilerin insani yardıma ulaşmasını engellemeyecek. İsrail, Filistinlilerle ilgili olumsuz açıklamalar yapmayacak. Kararın alındığı günden itibaren bir aylık süre içerisinde İsrail, bu kararları uygulaması yönünde nasıl aşamalar kaydettiğini rapor edecek.
Elbette bu ara karar, henüz net bir karar verilmiş değil, İsrail soykırımdan suçlu bulunmadı, dava sonucunda İsrail lehine de bir karar verilebilir ancak şu durumda, bugüne kadar yaptığı katliamlar sonrası elini kolunu sallayarak gezen İsrail’e karşı bugün olası soykırımın önlenmesi lehine alınmış bir karar var. Ve şüphesiz bu Güney Afrika’nın insanlık adına İsrail aleyhine aldırdığı bir karar.
Hukuk bu şekilde işlerken…
Hukuk bu şekilde işlerken İsrail’in Gazze’de yaptıkları, alınan soykırımın önlenmesi kararlarının ne denli isabetli olduğunu gösteriyor. Çünkü İsrail, karar alınırken dahi suç işlemekten geri durmadı.
İsrail, Gazze’ye insani yardımın ulaşmasını engellediği için Gazze’de çocuklar açlıktan ölüyor. Yani Gazze’de bombalardan kurtulan çocuklar bu kez açlık nedeniyle hayatını kaybediyor. Birkaç kilometre ileride insani yardım malzemeleri beklerken İsrail izin vermediği için çocuklar ölüyor. İnsanın çıldırası geliyor. Çünkü bu savaştan, çatışmadan daha ileri bir kötülük, çünkü bu tarifi olmayan bir kötülük.
Başımızı bakmaya daha fazla dayanamayacağımız açlıktan başka bir yöne çevirdiğimizde ise başka kahredici kareler çıkıyor karşımıza. Ve İsrailli keskin nişancı, zor şer ulaştırılan birkaç yardımı almak için yola çıkan iki kardeşten önce birini ve sonra ona yardıma giden diğer kardeşi vuruyor. İnsanın hafızasından kolay kolay silinmeyecek bir kare; bir kardeşin cansız bedeni, diğer kardeşin cansız üzerine düşmüş…
Bir yanda İsrail, tüm dünyanın gözü önünde işlediği suçlar nedeniyle kötülüğün vücut bulmuş hali olarak resmediliyor, bunu da Filistin ile aynı acı süreçleri yaşayan, apartheid rejiminin katliamlarına maruz kalan Güney Afrika yapıyor, insanlık adına bir umut oluyor. Ama aynı zamanda eş zamanlı olarak İsrail, soykırıma varan/varabilecek suçlar işlemek konusunda, UAD kararlarına rağmen şimdilik pek bir şeyden çekinmiyor.
Zaman ne gösterecek şimdilik bilemiyoruz ancak Gazze’yi yalnız bıraktıktan sonra belki Güney Afrika’yı yalnız bırakmayız diye umut ediyorum aksi halde İsrail, bu sessizlikten yüz bularak soykırımla suçlanmak pahasına dahi durmayacak.