Suriye meselesi ve gelişmeleri ile ilgili belgelere ilişkin 2024 yılı başında yayımlanan son rakamlarda sayısının 1 milyon 300 bin belgeye ulaştığı söylendi. Sayı çok büyük olmasına rağmen, Suriye meselesinin önemi ve boyutu, dış müdahaleler, 13 yılda tanık olduğu ve kendisine yönelik konumları ve tutumları ne olursa olsun tüm Suriyelileri etkileyen gelişmelerle ve olaylarla kıyaslandığında çok küçük kalıyor.
Bizi belge sayısının az olduğunu söylemeye iten husus, yukarıda saydıklarımızın yanı sıra dikkate alınması gereken iki faktördür. Bunların ilki, Suriye olaylarının insanlık tarihinde iletişim ve etkileşim bilimlerindeki en önemli gelişme dalgasına denk gelmesidir. Söz konusu dalga sadece belgelemek ve en iyi koşullarda muhafaza etmek için değil, aynı zamanda Suriye olayları ile ilgili herkesi belgeleme ve koruma görevlerini yerine getirmeye aday kılmak için basit, çok amaçlı teknikler sundu. Buna ilaveten Suriye meselesinin gelişmeleri ve hadiseleri, farklı uzmanlık alanlarındaki birçok uluslararası, bölgesel, yerel kurum ve kuruluşu Suriye’ye getirdi. Onlarca ülkeye ait güvenlik, diplomatik ve diğer kuruluşlar da bu misyonlara katıldılar. Yukarıdakilere ek olarak araştırma ve çalışma merkezleri ile görsel, işitsel ve yazılı medya kuruluşları ve sosyal medyanın oynadığı rol de buna dahil edilmeli. Nitekim sosyal medya uzmanlarından biri, Facebook yönetiminin, devrim ile ilgili Suriye yayınlarını hedef alan adımlarından birinde, bir yılda yaklaşık yarım milyon yayınlanmış materyali sildiğini söyledi. Bu materyallerin bir kısmı belge niteliğindeydi.
Suriye belgeleri konusunu böyle genişçe ele almamızın nedeni, Suriye'de ve çevresinde olup biten her şeyin fotoğrafik, yazılı ve işitsel materyaller ile geniş çaplı, hatta neredeyse kapsamlı diyebileceğimiz bir biçimde belgelendiğini söylemektir. Ancak örneğin artık herkesin bildiği kimyasal silahlar ile gerçekleştirilen katliamlar ya da kimsenin ifşa olmasını beklemediği Sezar belgeleri ve fotoğraflarında olduğu gibi birçoğunun açığa çıkması zaman alacak ve belirli koşullar gerektirecek.
Belgelendirme, DEAŞ ve benzeri radikal örgütlerin eylemlerini de kapsıyor. Bu eylemlerin pek çoğu, özellikle de radikal grupların Suriye rejimine karşı muhalefetin yüzü olduğunu öne sürmeyi amaçlayan suçlar belgelendi. Pek çok belge, bu örgütlerin rejimden farklı olmadıklarını, aksine rejimin birçok politika ve uygulamasını takip edip uyguladıklarını ortaya çıkardı. Nitekim DEAŞ ve Ceyşu’l İslam"ın, iki grubun esirlerini demir kafeslerin içinde sergileyen videoları dijital ortamda herkesin seyretmesi için yayınlamaları, rejim ile ortak noktalarının işaretleri olabilir.
Elbette belgeleme Suriye'nin kuzeydoğusundaki Özerk Yönetim ile ülkenin kuzeybatısındaki çok taraflı kontrol altındaki bölgeyi de kapsıyor. Her iki bölgede de, iki bölge otoritesinin kendi halkı olarak tanımladığı bir halka karşı uygulanan politikalar ve ihlaller var. Gerçeklerin gösterdiği gibi, bu bölgelerde nüfusun çoğunluğunun çıkarlarıyla çatışan politikalar izleniyor. Kürt Ulusal Konseyi partilerine ve üyelerine Türkiye’ye bağlılık suçlamasıyla yapılan zulüm ile bölgedeki Arapların çoğunluğunun Özerk Yönetim tarafından DEAŞ’lılar muamelesi görmeleri de bunlara dahildir. Kuzeybatı Suriye'deki fiili otoritelerin işlediği suçlara ilişkin belgeler ise çok daha fazla.
Rusya, İran, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve ilgili Arap ülkeleri hakkında da çok fazla belgelendirme yapıldığı konuşuluyor, fakat bize tanınan alan bu konuyu geniş bir şekilde ele almak için yeterli değil. Ancak bütün bunlar Suriye meselesinde belgelendirmenin boyutu ve konusu itibariyle önemli bir çalışma olduğunu iddia etmemize engel değil. Önemi bazı yönleriyle, bilhassa acıları yaşayan mağdurlarla olan bağlantısı nedeniyle öne çıkıyor. Bu kişilerin acıları, mağdurların haklarını koruyacak ve gelecekte benzer bir rejimin iktidara gelmesini engelleyecek Suriye hafızasının bir parçası olarak belgelendirilmektedir.
Belgelendirmenin gündeme getirdiği soru, nihai sonuçla ilgilidir. Nihai sonuç da pratik faydası, özellikle de birden fazla eksen içeren siyasi faydasıdır. Bundan daha önemlisi, belgelendirmenin, neden olduğu ve çoğu detaylı bir şekilde belgelenen felaketlerle mevcut rejimi değiştirmek amacıyla değil, bugün ve gelecekte Suriye'nin ve Suriyelilerin hizmetinde kullanılmasıdır. Bir diğer fayda, belgelendirmenin, gelecekteki rejimin yönelimlerini ve yapısını şekillendirmek, 13 yıl boyunca Suriyelilere liderlik edemeyen, ne savaşta ne de barışta Suriye meselesini bir çözüme ulaştıramayan figür ve güçlerden farklı figür ve siyasi yapıları seçmek için kullanılmasıdır.
Suriye olaylarını belgelendirmenin bu eksende ele alınması, tutuklular ve onların koşulsuz salıverilmesi ile evlerine ve ailelerine dönmeyenlerin akıbetinin ortaya çıkarılması ihtiyacı meselesi de dahil olmak üzere birçok alanda kullanılabilir. Mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin ülkelerine ve evlerine geri dönüşleri, hatta özellikleri veya mülkiyeti değişen gayrimenkullerini ve tarım arazilerin geri almaları konusunda da belgelendirmeden yararlanılabilir. Belgelendirmenin belki de en çok faydalı olabileceği önemli konular arasında, tüm taraflardan Suriyelilere karşı suç işleyen faillerinin takibi ve kovuşturulmasında kullanılabilecek olması da yer alıyor. Sadece bahsettiğimiz suçları için onlardan hesap sormak amacıyla değil, aynı zamanda fiili otoritelerin bulunduğu bölgelerde şu anda olup bitenlerle başa çıkmak ve Suriyelilerin başına gelebilecek ihlalleri ve suçları önlemek için de bu kişiler mahkemede aleni olarak yargılanmalılar.
Suriye meselesinde belgelendirmeyle ilgili dikkate alınması gereken bir husus daha var, o da bazı muhalif güçlerin, bazı muhaliflerin ve insan hakları örgütlerinden aktivistlerin belgelendirmeyi ele alırken benimsedikleri genel biçimdir. Bunların hiçbiri, amaç ve hedeflerin ışığında, minimum düzeyde de olsa kabul edilebilir seviyeye ulaşamadı. Oysa belgelendirme bu hedef ve amaçların düzeltilmesinde faydalı olabilirlerdi. Muhalif gruplar yaşananları inceleyerek süreçleri düzeltmediler veya alternatif politikalar üretmediler. Bu durum ittifaklar, siyasi ve silahlı partiler ve örgütler ile sivil toplum kuruluşları için de geçerli. Cenevre müzakereleri dosyası, tutukluların serbest bırakılması dosyası, Anayasa Komitesi veya Astana gibi dosyaları ele alan birçok aktör ve aktivist tam bir başarısızlığın ve potansiyelin boşa harcanmasının örnekleri oldular. Tüm bunlar, Suriye meselesi açısından belgelendirmenin, Suriye halkına karşı işlenen ve çoğu belgeyle kanıtlanmış tarif edilemeyecek suçları, yıkım ve acıları belgeleme bağlamındaki ahlaki anlamının ötesinde herhangi bir siyasi kazanç sağlamasını engelledi.